Keyifli Okumalar <3__________
Artık kış tüm şehri kuşatmış, güneş kendini bulutların arkasına gizlendiğinden etraf gri ve loş bir rengin hakimiyeti altına girmişti. Nadiren de olsa güneş yüzünü gösterip ılık bir nefes üfleyip sıcaklığın yükselmesine neden oluyordu fakat ne de olsa kış güneşiydi; oldukça nemli, dalgakıran, aldatıcı ve dişli... Rüzgar da daha bir deli esmeye başlamıştı.
Aralık ayı bitmek üzereydi; hem yeni yıl hem de Savaş'ın doğum günü yaklaşıyordu. Yeni bir yıl ve yepyeni bir yaş ve ansızın hayatına giren dolu dizgin bir aşk...Gül ve Savaş ise hızla soğuyan havalara inat, tam anlamıyla aşkın ateşi ile yanan iki âşıktı artık. İlişkilerini yakın zamanda aile ve arkadaşlarıyla paylaşmışlardı ve herkes onların birbirlerine nasıl büyük bir aşkla bağlanışına şahit olmuş ve aşklarının başlangıcı, bütün ailenin bir araya geldiği bir akşam yemeğiyle kutlanmıştı. Savaş, Gül'ün ailesi tarafından kabul görülmekten, artık o ailenin bir parçası olmaktan büyük bir mutluluk duyuyordu. Deren ailesi, genç adamı ailelerine; sadece kızlarının müstakbel eşi olarak değil, oğulları olarak kabul etmişlerdi.
O da bu ailenin bir parçası olmaktan, sevdiği kadının ailesi tarafından böyle karşılanıp kabul görülmenin mutluluğunu yaşıyordu. Annesi yoktu belki ama artık Piraye vardı hayatında ve onun gözünde o sıradan bir anne değil, sevdiği kadının annesiydi ve bu kutsal kadın kollarında gerçek bir pırlanta yetiştirip kendisine emanet etmek üzereydi hem de sonsuz bir güvenle, bunun için Piraye'a karşı minnet doluydu.
Mahirle de arası çok iyiydi. Prensesinin artık büyüdüğünün gayet bilincindeydi ve içi Savaş'a karşı sonsuz bir güven duygusuyla kaplıydı. Biricik kızını ona emanet edeceği için çok rahattı. Çünkü Gül'ün küçüklüğünden beri Savaş'a olan duygularından haberdardı ve bu duyguların karşılığını genç adamın kızına bakışlarında da fazlasıyla gördüğü, ona ona karşı duyduğu aşkın büyüklüğünü hissettiği için gözü arkada kalmayacaktı.
Ve elbette diğerleriyle de; Mücellâ Hanım "Bir oğlum daha var artık." diyerek onu bağrına basmıştı. Selahattin Bey de karısıyla aynı fikirdeydi. Kaan'la zaten en başından beri çok iyi anlaşıyorlardı, şimdi dostlukları bu vesileyle daha da pekişmişti. Ondan mutlusu yoktu.
Bugün hafta sonuydu ve okul iki gün tatildi. Savaş bu koca iki günü yalnız geçirmek istemiyordu. Aklına gelen fikirle dudakları yukarı doğru kıvrılırken cebinden tek hamleyle telefonunu çıkarıp ekranını açtı. Birkaç saniye arka plan olarak ayarladığı, ikisinin fotoğrafına gülümsyerek baktıktan sonra, rehberi açıp numarasını SEVGİLİM diye kaydettiği kaydı seçip, arama tuşuna basarak, çağrısının cevaplanmasını beklemeye başladı.
***
Gül bu güzel cumartesi gününü arkadaşlarıyla geçirmek için arkadaşlarıyla buluşmak istemiş, hem güzel bir kahve içip, hem de biraz sohbet etmenin kendisine iyi geleceğini düşündüğü için böyle bir karar vererek Berra ve Hande'yi arayıp onları her zaman gittikleri kafeye davet etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLLER VE DUDAKLAR~TAMAMLANDI✔
RomanceTam her şeyin bittiğine kendini inandırmışken, karşısına çıkan bir çift yeşil gözle hayatı kökünden değişecek olan bir adam... Yıllardır ona karşı duyduğu aşkı kalbinde sessizce büyüten, sadece kendi içinde yaşamayı seçen bir genç kız... Ani bir ö...