14| siktir...

8.1K 962 381
                                    


Fall Out Boy- My Songs Know What You Did In The Dark

Birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım. Neye yarardı, bilmiyordum ama o an bundan başka hiçbir şey yapamıyordum, vücudum büyük bir kütleyi yutmuşum gibi kaskatı kesildi. Sonra... Sonra gevşeyebilmek için böyle bir ihtimalin asla olmayacağı gerçeğini kendime hatırlattım. Bu imkansızdı, hatta öyle ki, Yuna bunu söylediğinde ve bu da Jungkook'un sözlerini aklıma getirdiğinde kendime böyle bir şeyi düşündüğüm için küfretmem, ardından da salaklığıma gülmem falan gerekirdi. Bu saçmaydı. Gerçekten de.

"Uzun zamandır farkındaydım, Yoongi. Birinden hoşlanıyor ve--"

"Siz ne çeviriyorsunuz burada?" O üçü içeriye girdiğinde ilk konuşan Taehyung oldu, salak ses tonu benim düğmemi açmaya yetmişti ama başımı çevirip ayakta dikilen üç gerzekten sadece birinin gözlerine istemsizce gözlerimi diktiğimde tekrar iptal oldum. Hayır, bu çok saçmaydı, imkanı yoktu, kabul edemezdim. Bunu düşünmeme bile gerek yoktu, neden sadece düşünmeyi kesemiyordum ki? Tanrım! Bu felaket derecesinde rahatsız edici bir şeydi ve muhtemelen Jungkook bilseydi, yani bana aşık olduğu fikrini aklımdan bir saniye için de olsa geçirmiş oluşumu, benimle hayatımın sonuna kadar dalga geçerdi ve ben ondan biraz daha nefret ederdim, mümkünmüş gibi.

"Senin asla anlayamayacağın şeyler hakkında konuşuyoruz." Hoş, ben de pek anlam verememiştim bu kez. Gözlerim istemsizce Yugyeom'a kaydı, üçüncü sınıf komedi filmlerinden birinde hissediyordum kendimi ve bu his, kendi korku filmimi yazmama neden olabilirdi.

"Ha, ben de birilerini çekiştirdiğinizi zannetmiştim." Taehyung yanıma oturduğunda Yugyeom da ablasının yanına geçti ve Jungkook ayakta dikilmeye devam etti, gözleri üzerimdeydi. Bu her zamankinden daha rahatsız ediciydi. "Hyung, sararmışsın. Ne oldu?"

"Yok bir şey." Onu tersledim ama o yine de önüme gelip üzerime doğru eğildi. "Ne yapıyorsun?" Elini ittim. "Hasta falan değilim, iyiyim ben!" Aptal çocuk, hemen de endişeliymiş gibi gösteriyordu kendini, sanki bana hayatı zehir etmek yaptığı en başarılı şey değilmiş gibi.

"Kötü görünüyorsun, senin için-"

"Yapma! Benim için hiçbir şey yapma." O şekerli papatya çaylarına yer ayıramayacak kadar doluydum.

"Ne diye bağırıyorsun çocuğa ya?" Yuna oturduğu yerden kalkıp omzuma vurdu ve Jungkook'u kolundan tutarak ayağa kaldırmayı denedi ama Jungkook söylediklerimin ardından kaşlarını çatmış, başını başka bir yöne çevirmişti. Dişlerini birbirine bastırdığında kasılan çenesini izledim, Yuna onu çekiştirse de öylece duruyordu orada, asla milim oynamıyordu. Sonra derin bir nefes alıp bana döndü.

"Tamam, üzgünüm."

Yuna boşu boşuna kürek çektiğini fark ettiğinde Jungkook'un kolunu bıraktı. "Üzgün olmana gerek yok, başka bir şeye sinirlendi. O yüzden sana çattı, asıl özür dilemesi gereken o."  Gözlerini kocaman açıp dişlerinin arasından konuştuğunda parmaklarımı saçlarımın arasından geçirdim. Bizim  tartışmalarımıza bu kadar takılmazdı normalde. Muhtemelen paniklemişti, iş irdelenirse Yugyeom ile ilgili bir şeyler söyleyecek olmam hakkında endişe duymuş olmalıydı. Eh, eğer cinnet geçirme noktasına gelirsem bunu yapma ihtimalim bir hayli yüksekti fakat hadi ama, Yuna'nın söyledikleri mantıklı değildi! Ona inanmıyordum, saçmaydı, yanlış fikirlere kapılmıştı. Yuta denilen gitarist çocuk ona yaramamıştı anlaşılan, en yakın arkadaşlarımdan biri bu kadar aptal olamazdı çünkü.

Her neyse.

Bu doğruydu, yani Jungkook'a durduk yere çatmıştım, hatta sırf kendi akıl almaz düşüncelerim yüzündendi, asla ihtimal verilmemesi gereken salakça cümleler yüzünden ona kızmıştım. Tamam, çoğu zaman nefes alıyor oluşu bile beni rahatsız ediyordu ama--

Worse Than Nicotine ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin