pek konuşabilecek halim yok aslında ama bölümü yazmamı sağlayan Nissie'ye teşekkür etmek istiyorum. Bruh, seni seviyorum. Sen de beni krize sokmasan var ya...
iddiayı kazanmış olmamla ilgili daha sonra konuşcam sevgili nissie'nin sevgili yanlıları ve yüzünü notthatbad'e dönenler :d (iktidara geçemedik ama alnımızın teriyle smut yazdırdık dostlarım)
henüz okumadım diaz'ı okuyanlar ses versin hala tek parça olduklarından emin olmak istiyorum ona göre okuycam ben de :"
Ve ve benim canım okuyucularım iyi okumalar <3
Ruelle Madness
Ben çok aptalım. Ben öylesine aptalım ki ne kadar aksini iddia edersem edeyim o kadar fazla aptalca davranıyorum. Ben çok aptalım. Ben o kadar aptalım ki nefret ettiğim ne varsa kendimi içine atmaktan çekinmiyorum. Ben çok aptalım. Ben öylesine aptalım ki tekrar gitmesinden deli gibi korkarken ona acı vermeye devam ediyorum, gitmesi için önüne milyonlarca neden koyuyorum. Ben öyle büyük bir aptalım ki...bile bile ateşi yakıyorum. Ve o çocuk o kadar aptal ki,
Sırf solup gitmemek için yanmayı tercih ediyor.
Bir elimi çeneme götürüp orayı sıvazladım.
Bu büyük bir kriz gibiydi ve beni zor duruma sokan şeyler karşısında genelde yaptıklarım fırsata çevirmekle ya da tamamen yok etmekle alakalı şeyler olmazdı. Söylemiştim; bağırır, küfrederdim veya sadece kaçardım. Gerçi bundan daha beterine rastlamamıştım ben hiç ve şöyle bir düşününce bu krizin ortaya çıkmasını sağlayan kişi de ben olduğum için doğrudan kaçmam gerektiğine karar vermiştim, ki zaten başka bir yolun varlığı gibi bir seçeneğim de yoktu. Kendi kendimi batırmıştım ve şimdi tam bir aptal gibi hissediyordum.
"Hyung! Yapma şunu."
Ben bilmem kaçıncı sigaramı yakmışken o da milyonuncu defa kapıya vuruyordu.
"Beni rahat bırak!" diye bağırdım ve oturduğum klozetin üzerinden ayağımı uzatıp kapıya vurdum. Kahretsin, canım yanmıştı!
Ve bu birkaç saniyeliğine de olsa alt tarafımdaki sızıyı görmezden gelmemi sağlayabilmişti. Siktir, siktir, siktir! Bu çocuk bana ne yapmıştı böyle? Bu nasıl mümkün olabilirdi?
"Sigara içme bari," diye söylendi. Kapıya vurmayı kesmişti ve o an fark ettim, bu sinsi sessizlikten de hiç hoşlanmamıştım. Duvarlar üzerime doğru geliyordu adeta. Jungkook konuşarak beni oyalayabilirdi fakat onun sesini duymak işleri daha iyi bir hale getirmiyordu. Kapana kısılmış gibi hissediyordum, bana yabancı gelen bütün bu şeyler beni boğuyordu. Ah, bu çocuk... Nasıl böyle bir hata yapabilirdim? Onu suçlamak istiyordum, ona kızmak istiyordum. Gerçekten de onun söylediği gibiydi... Beni üzen, beni kızdıran bütün şeyleri Jungkook'un üzerine yıkmadan yapamıyordum ben. Bütün nedenler o olmalıydı, hep böyle olmuştu.
"Kendini öldürmek mi istiyorsun?"
Açıkçası bunu düşünmemiştim ama kulağa o kadar da kötü gelmemişti o söyleyince.
"Şu sigarayı söndür... Hyung! Bak, yangın alarmını çalıştıracaksın!"
Oturduğum yere iyice sinerek aşağıya doğru kaydım ve sigaradan derin bir nefes daha çektim.
"Bizim yangın alarmımız yok, aptal."
Sesim öylesine kısık çıkmıştı ki, beni duyup duymadığından emin değildim ve umurumda olduğu da söylenemezdi. Gözlerimi yumdum. İçerisi tamamen dumanla dolu olduğu için etrafı görmekte zorlanıyordum zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Worse Than Nicotine ✓
Fanfiction"Dudaklarının kenarları, hyung... Ben düşmekte olan yıldızı yakalayamadım. O beni tuttu.'"