39| çok sevgisiz hissettim

5.1K 664 303
                                    


The Fray- Heartless

Bir kağıdın elimi kesebiliyor olması garip gelmişti.

Kaç yaşında olduğumu hatırlamıyordum, henüz küçüktüm ve bu başıma geldiğinde bir süre boyunca şaşkınlıkla parmağımdan akan kana bakakalmıştım. Etrafımda kesici bir alet olup olmadığını kontrol etmiş, suçu kalemime atmıştım fakat sonrasında bu olay başıma ikinci bir kez daha geldiğinde nasıl geliştiğini kavrayabilmiştim. Yine küçük yaşlardaydım. Zararsız görünen bir kağıt parçası nasıl canımı öylesine kuvvetli bir şekilde yakabilmişti, anlayamamıştım.

Jeon Jungkook kağıt kesiği gibiydi.

Asla zarar verebileceğini düşünmemiştim, bu kadar canımı yakabileceğini bilememiştim.

Büyük bir tufan kopmuş gibiydi, her şey yerle bir edilmiş, hiçbir şey kalmamış gibi.

Cümleleri eksik yığınla paragrafım vardı yalnızca, çaresizce acımı noktalamaya çalışan. Ancak olmuyordu, kelimeler bir türlü yan yana gelemiyor, çığlık atarak dökmek istediğim cümlelerin oluşmasına izin vermiyordu. Sessizce yutuyordum, içime içime doluşuyor, parçaladıkça parçalıyordu.

"Busan'a dönmeyecektim," dedi, sesi hırıltılı çıktığı için boğazını temizleyip ikinci kez tekrarlamıştı bu cümleyi. Gözlerini seyrederken fark ettim tekrar, beni acıtması nasıl mümkün olabiliyordu? "Bir arkadaşıma-"

"Temelli kalabileceğin bir yer olmadığını biliyorum," diye kestim onu. Evden gitmesine izin vermeyecektim. "Söyleyeceklerimi söyledim. Çocuk oyuncağı değil bu. Ailen seni buraya okuman için gönderdi, en azından onları hayal kırıklığına uğratma."

"Jungkook! Birlikte eve çıkalım mı? Aaa--hayır, ben hala sana küsüm." Taehyung konuştu ama kimse onu takmadı.

"Böyle olmaz."

"Nasıl olmaz?" Kaşlarımı kaldırdım, yüzümdeki o gülüş çoktan sönmüştü ama en azından ağlamaya başlamamıştım, ayaklarına kapanmamak için direniyordum ve elbette bu gerçekleşmeyecekti.

"Böyle."

"Yaptığımız seçimlerin sonuçlarıyla yüzleşmemiz gerekiyor, Jeon. Dünya böyle işliyor."

Derin bir nefes aldı. Neredeyse gülecek olmuştu ama gözlerini etrafta gezindirmekten öteye gitmemişti. Solgun göründüğünü fark ettim o anda, gözlerinin altı şişmişti ve dudakları kupkuru olmuştu. Hastalanması an meselesiydi. Bütün gece kapının önünde durduğu düşünüldüğünde... Bu çocuk akıllanmayacak mıydı?

"Haklısın. Tamam."

Gözlerini bana çevirdi.

Onu öpmek ve suratına yumruk atmak istekleri arasında gidip gelirken gözlerimi hızla kırpıştırdım kendime gelebilmek adına. Hayır. Yalnızca yüzünün her bir köşesinde dudaklarımı gezdirmek istiyordum ve-

"Özür dilerim," dedi birden.

Güldüm.

Alayla güldüm.

Acı acı güldüm.

"Ne için?" diye sordum bir de üzerine. O cümleyi bir daha duymak mı istemiştim? Belki de.

Senden vazgeçtiğim için.

Ya da sadece... Senden vazgeçtiğimi söylediğim için, yalan söylediğim için özür dilerim.

"Beni sevdiğin için."

Yüzüne bakakaldım.

Gözleri gözlerimde oyalandı.

Worse Than Nicotine ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin