Hiç sesimi çıkarmadım. Şuan beni uyuyor bilmesi daha iyi olurdu.
Ama hiç eun tae oynamıyordu. Uyanmamış mıydı?
Adımı mı sayıklamıştı yani? Düşüncelerimden sıyrılıp yavaşça gözlerimi kapattım.________
EUN TAE
Sabah ilk gözlerimi açtığımda alışık olmadığım bir koku vardı. Hiç doyasıya koklayamadığım belkide...
Yatakta oturur pozisyona gelip etrafa göz gezdirdim. Herşey aynıydı.
Kalkıp pencereyi açtım. Güneş daha yeni doğuyordu. Erken uyanmıştım.
Bavulu hiç açmadığımdan kıyafetim yoktu. Ilerleyip bavulun yanına geldim. Yere oturup fermuarı açtım. Karşımda tanıdık olmayan giyisiler vardı.
Ahh...bu jin'in bavulu. Bavullarımiz aynı olduğundan karışmış sanırım..
Içine göz gezdirdim. Kıyafetlerle dolu görünüyordu. Elime bir tişörtünü aldım. Burnuma götürmek istedi ellerim. Ne istediysem onu yaptım sorgulamadan... güzelce kokladım. Sabah ki kokuya benziyordu sanki.Bavula tekrar göz gezdirdim. Kırmızı kalpli bir kutu vardı şaşırıp elime aldım. Açıp açmamakla kararsız kaldım.
Kapağını yavaşça sıyırdım. Içinde kırmızı gül yaprakları vardı. Ortasında da bir parıltı parlıyordu. Gülleri kenara çekip elime parıldayan kolyeyi aldım. Güzel bir kolyeydi yuvarlak bir kürenin içinde galaksi resimi vardı kenarlarında da takım yıldızları... çok hoşuma gitmişti küçüklüğümden beri merakım olduğundan...
Gülümsemem bir anda soldu. Bu kimin di?
Kime almıştı? Ayağa kalkıp kolyeyi kutunun içine koyup kapattım. Masanın üstüne koyup jin'in tişörtünü tekrar burnuma götürdüm. Ama durmadan aklıma kolye geliyordu kimin di bu kolye?Düşüncelerden sıyrılıp jini aramam gerektiğini düşündüm bavulum ondaydı sonuçta. Elime telefonu aldım. Ekranda seok jin yazınca ellerim gevşedi. Hemen açtım.
"Alo?" Sesini duymayı sabırsızlıkla beklerken o sabah kalkmış titreyen sesi içimi ısıtmıştı.
"Uyandırdım mı?" Gülümseyip cevap verecektim ki... Normal moduma geçip ses tonumu ciddilestirdim
"Yok hayır uyanmıştım. Bir şey mi oldu?"
"Oteldeysen gelebilir miyim? Bavullar karışmış da."
"Hiç fark etmedim. Oteldeyim gelebilirsin."
"Tamam 20 dakikaya ordayım."
Hemen telefonu kapatıp. Yatağımı toplamaya başladım yastığı kaldırıp elimde kabartık dan sonra tekrar koyacaktım ki siyah bileklik dikatimi çekti.
Uçakta hatırlıyorum da bu jin'in bilekliğiydi benim yastığımın altında ne işi vardı?Bilekliği bileğime takıp yorganı düzelttim. Aynaya doğru ilerleyip saçımı başımı düzelttim. Her yerim şişmişti... eşyalarımda bavulda olduğundan mal gibi kaldım.
_________
Kapının tıklanması heyecanlandırırken ayağa kalktım. Koşup kapıyı açtım. Karşımda gözlüklü ellerini pantolonun cebinde tişörtünün yakası açık parfüm kokusu burnuma dolan bir jin beklemiyordum.
Yutkunup geri çekildim girmesi için. Içeri girerken yine o güzel koku başımı döndürdü.
"Nasıl fark etmedik... anlamadım her neyse bu senin bavulun." Bavulu bana uzattı.
"Önemli değil. Buda seninki."
"Tamam o zaman.." hemen gidecek miydi? Bu kadar mı yani? Uzatmalıydım.
"1 gündür bu kıyafetlerle duruyorsun istersen değiştir üstunu." Dahice bir fikir bulmuştum işte...
"Benim içinde çok iyi olur koltuğa oturup kendi bavulunu açtı. Tişört ve pantolon çıkardı kendine. Kaşları kalktı bir anda.
Ellerini bavulun altına sokup bir şeyler aradı sanki kıyafetlerinin arasına baktı. Ne aradığını anlamıştım masaya doğru yürüyüp elime kırmızı kutuyu aldım.
Elimle göstererek ona doğru uzattım.
"Bunu mu arıyorsun?"
Ben özür dilerim geçiktiği için şu sıralar zor dönemler geçiriyorum fazla yazma vaktimde olmuyor...
Iyi olmadığım için kötü yazmış olabilirim eğer kötüyse anlayışla karşılayın lütfen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER OR HUSBAND .KSJ.
FanfictionBizim ilişkimiz gece ve yıldızlar gibiydi.. Gece olmadan ne yıldız görünüyor, yıldız ise gecesiz yapamıyor... Başka teacher or husband kitaplarından farklı olduğumu düşünüyorum. Okuyup bana destek verirseniz sevinirim. Umarım ki beğeneceksiniz❤