"Eun tae?"
Arkamı dönüp yüzüne baktım. Bu jin di.
"Iyi misin? Yine burda geziniyorsun tek başına?"
"İ-iyiyim... sadece...sadece hava almak istedim." Ağlamaklı çıkan ses tonumdan şüphelenmiş olacakki,
"Iyi değilsin. Tae'in yanına götüreyim mi seni?"
Başımı hafifçe iki yana salladım.
"Gerçi beni ilgilendirmez."
Jin arkasını dönüp gitmişken öylece baktım. Ilerlemisti baya onun gittiği yöne bende gittim.
Tae'in yanına gitsem iyi olabilirdi.
Telefonu çıkarıp tuşlara bastım.
"Alo?"
"Eun tae şuan işim var." Diyip suratıma kapatmıştı.
Tae yapmazdı böyle birşey şaşırıp chae young'u aradım."Efendim eun tae?"
"Şey young neredesin?"
"Erkek arkadaşımın evinde film izliyorum."
Umutsuzca tamam diyip telefonu kapatmıştım. Sanırım bugünlük yine kimsem yoktu. Chae young'u kendi sorunlarım yüzünden sevgilisinin yanından çağıramazdım.
Tae'in neden böyle yaptığını çözememiştim.Telefonu cebime koyup yürümeye başladım. Ağzımda hissettiğim ellerle beraber geriye sürüklendim.
Ağzımdan elini çekince yüzüne baktım.
"Çek şu ellerini!" Ellerini bileklerimde tutup sıkıyordu.
"Canım acıyor çek dedim!"
"Sakin ol güzelim."
"Kimsin sen?"
"Kim olduğumu o kadar merak ediyor musun?"
"Hayır!" Net cevap vererek yüzunün düşmesini sağladım.
"Pek bi nazlısın."
"Elini çek kötü olur!"
"Hemde atarlısın." Diyip diger elini belime koydu.
"Ordan elini çek!" Kurtulmaya çabalasamda olmuyordu işte.
"Çok güzelsin."
"Son kez diyorum." Diyip derin nefes alıp çok bağırarak, "elini çek!" Demiştim.
"Kızı duymuyor musun? elini çek diyor."
Tanıdık ses ile başımı sağa çevirdim. Jini görmem ile sevinmiştim.
"Sen kimsin."
Bize doğru gelip adama yaklaştı.
"Adım..." diyip derin nefes aldı. Adama bir anda kafa attı.
Adam yere yıkılmışken devam etti.
"Jin."Yerde acıdan çıkardığı seslerle bir sağa bir sola dönüyordu.
Bana döndü. Bileğimden tutup sürüklemeye başladı. O beni yönetirken ayağım acıyordu.
Yavaşça bileğimi eğilip tuttum aynı zamanda yürüyordum da."Jin!" Durmasını sağlamaktı amacım.
Beni duymamazlıktan geldi."Jin dur!" Hala beni duymuyordu kendini o kadar kaptırmıştıki.
Bileğimi ondan hızlıca çekip yere eğildim.
O farkedince durup yanıma eğildi."Ayağım acıyor."
"Tamam." Diyip beni bileğimden tutup tekrar sürüklemeye başladı.
"Jin ne yapıyorsun?"
"Seni evine götürüyorum!"
"O eve gitmeyeceğim!" Diyince dönüp bana baktı. Devam etme gereği duyarak ağzımı araladım,
"Yanlız kalmak istiyorum. Eve gitmek istemiyorum o eve adım atmak bile istemiyorum. Kızları olduklarını sanan kişilerin yüzlerine bakmak istemiyorum."Yüzüme bakıp duruyordu.
"Tamam." Dedi. Hani filmlerde olurya uzun uzun yazarsın mesajı o sana tamam yazar onun gibi birşey oldu. Yüzüm anlamsızca bakarken beni tekrar sürükledi. Arabaya bindirdi oda sürücü koltuğuna geçti.
"Nereye?"
"Benim evime."
"Tanımadığım birinin evinde kalamam."
"Az onceki sokaktaki adamın evinde kalmak istersen götürebilirim."
Jin ile gitmenin daha mantıklı olduğunu anlayıp sustum.
"Ailen ile kavga mı ettin?"
"Hani tamam demiştin?"
"Soran da kabahat." Diyip arabayı sürmeye başladı.
Camdan yolu izleyip olanları düşündüm. Yarın müstakbel kocam ile tanışacaktım... haftaya müstakbel 1 hafta önce tanıştığım kocacığım ile evlenecektim. Biri bunu duysa 'ula noli' derdi cidden dalga geçiyorum ama işin ciddiyeti var...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER OR HUSBAND .KSJ.
FanfictionBizim ilişkimiz gece ve yıldızlar gibiydi.. Gece olmadan ne yıldız görünüyor, yıldız ise gecesiz yapamıyor... Başka teacher or husband kitaplarından farklı olduğumu düşünüyorum. Okuyup bana destek verirseniz sevinirim. Umarım ki beğeneceksiniz❤