-37-

2.3K 194 6
                                        

"Gitmedin..."
"Gidemem." Hafifçe kımıldadı. Ağlamış olduğu hemen anlaşılabilirdi. mosmor olan gözleri ile bana baktı.
"Ben ö-özür dilerim jin."
"Bana herşeyi anlatır mısın?" Diyip saçına doğru yaklaştırdım elimi koymaya cesaret edemedim. Ne yaptığımı gözleri ile izlerken saçını oksayamadan indirdim elimi.
"Ben ne yaptığımı bilmiyorum eun tae... sen varken yanımda herşey masal gibi hiçbir şeyi düzgün düşünemiyorum."

"Jin..dün dediklerini hatırlıyor musun?"
"Ne gibi?"
"Ya da boşver." Diyip ayağa kalktı. Paytak adımlar ile yürürken ağzımı araladım.

"Beni kendine aşık etmiş olman mı?"
Su gibi dökülmüştü ağzımdan...
Olduğu yerde durdu. Yanına doğru yaklaştım. Tam karşısında durdum. Şaşırmış olmalıydı.

Bir şey demeden elimi yanağına koydum. Göz altlarını okşayıp ona doğru yaklaştım. İrkilip geri gitti. Bende ona doğru bir adım daha attım. Duvara değdiğinde sırtından tutup kendime çektim. Yüzümü yaklaştırınca oda yaklaştırmaya başladı.
Dudakları bana değdiğinde o dokunuş ile hemen gözlerimi kapattım. Onun dudakları o kadar güzeldiki... her dakika benim ile buluşsun istiyordum. Elimi yanağına çıkardım. Alt dudağına kayınca oda bana karşılık veriyordu. Onunla birlikte geriye 1 adım attım.
Yavaş yavaş merdivenlerden çıktım. Dudaklarını aralamasıyla üst dudağına geçtim.
Oda kapısını sonuna kadar açıp içeri girdim. Kontrol adeta bendeydi.
Yatağın yanına geldigimde o alta gelecek şekilde yatağa yattım. Ağırlık vermeyerek hafif kenara kaydım. Hala bana karşılık veriyordu.
Elleri saçlarıma gitmişken bir anda durdu. Bende durup gözlerimi açtım. Sorar gözlerle bakıyordum.
"Jin?" Devam etmesi için kaşlarımı kaldırdım.
"Şey yani beni öpüyorsun ya nasıl desem-"
Lafını kesip devam ettim.
"Seni sen olduğu için öpüyorum eun tae..." yüzü gülümseyince ne kadar güzel güldüğünü fark ettim. Minik elleri yanaklarıma çıkınca gözlerimi kapattım. Elleri tüm yanağımda gezerken huzur verdiğini hissettim. Baş parmağı göz altlarımda gezerken eli dudağıma indi. Avuç içini uzunca öpüp gözlerimi açtım.
Ikimizde ilk defa mutluyduk...
Hiçbir soeun çıkmamıştı. Aklıma birden okul geldi.
"Okul..." gözlerini devirip ellerini indirdi boynumdan.
"Lütfen gitmeyelim. Ben... şuan hiç olmadığım kadar mutluyum jin... seninle mutluyum, senin sayende." Biraz yutkunup düşündü.
"Ben seni kendime aşık edeyim diye belkide bende sana aş-" sözünü kesen şey dudaklarımdı. Açıklamasına gerek yoktu...
Herşey ortadaydı akışına bırakmak mantıklıydı. Dudaklarım ile bütünleşmiş olan alt dudağı kanamaya başladığında çekildim. Oturur pozisyona geldim. Ne yaptığıma şaşkınca bakan eun tae hemen kalktı.

"Sorun ne?"
"Ben özür dilerim.."
"Ney?"
"Dudağın kanıyor...bilerek olmadı özür dilerim." Yüzü bir anda gülümsedi.
Elini dudağına götürüp sildi. Parmağına bakıp kanadığını gördü.
"Niye gülüyorsun?"
"Kimse bana bu kadar değer vermemişti." Ona inanmamış gözlerim ile tekrar baktım.

EUN TAE

Bir yandan üzülüp bir yandan mutlu oluyordum. Kimse benden özür dilememişti. Simdi karşımda duran jin... en ufak birseyden ozur diliyordu. Ya ben sevgiye muhtaçtım ya da salaktım...
"Biz evliyiz..." jin'e baktım ne demişti o?
"Evli mi?"
"Sen benim karımsın eun tae." Biraz düşünüp gülümsedi. "Ve ayrıca öğrencim."

merhabalar efendimmm
Bugun 3 bölüm atacağım şanslısınız 🤣

💫❤💫

TEACHER OR HUSBAND .KSJ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin