-51-

772 66 11
                                        

Merdivenlerin bitmesine 3 basmak kalmıştı. başımın dönmesinden dolayı gözlerim karardı. En son hissettiğim şey üzüntü ve ayağımdaki acıydı.

Jin

Eun tae'ye söylediğime pişman değildim. Bilmesi gerekiyordu ve öğrendi... benden nefret etse bile bunun olması gerekti.
Eun tae merdivende düşünce çok korktum ayak bileği şişti burkulduğunu düşünüp sargı ile sardım.
Gece onu izleyip durdum masumluğunu, güzelliğini ona bu denli bağlanacağımı düşünmezdim ona değer vermekten çok özümsedim. Dünyama girdiğinden beri güzel hisler anılar birikti. Hayatın her anında kötü şeyler olmak zorunda... bu bir kural gibi belki de.

Koluma dokunan bir el ile gözlerimi açtım. Eun tae yatakta arkasını dönmüştü. Uyandığım an itibari ile kötü düşünceler yine geldi vücuduma. Ne olursa olsun sadece eun tae'nin huzurlu ve sağlıklı olmasını istiyorum.

"Jin..."

"Sevgilim?"

"Üşüyorum."
Belki bu son sarılmamdır diye düşünüp arkasından sarıldım kollarımı bel çevresinde birleştirdim. Saçları son kez yüzüme değiyordu. İçime çektim tüm kokusunu, tenine göz gezdirdim omzuna bir öpücük kondurdum.

"Sen hep seviyor olacağım."

1 hafta sonra

Eun tae 1 haftadır hiç eve uğramamıştı tae'de kalıyordu. Arada onu uzaktan izliyordum bir yere gittiği zaman gözüm üstünde oluyordu. Çok zor her şey evlilik oldu, birbirimizi kabul etmedik sevgimizi erteledik. Gerçek aşk değil dedik... tam itiraf etmişken aşkımızı yaşayalım derken jimin çıktı karşımıza eun tae kaza geçirdi ben onu aldattım... hafıza kaybı yaşadı beni hatırlamadı... her şey eski haline dönmeye başlamışken ona itiraf ettim...

Eun tae'ye neler yaşatmışım ben...

Ondan uzak kalmam iyi olabilir. Ama yapamıyorum 1 hafta bile çok uzun. Benim çare bulup çözüm üretmem gerek.
Tabi yaa!! O kız o geceki kızı bulmam gerek

Telefonu cebimden çıkardım.
"Alo suga?"

"Jin?" Biraz durakladı ve devam etti. " Çok uzun zaman oldu."

"Suga attığım konuma hızlıca gelebilir misin?"

"Önemli bir şey mi oldu?"

"Yardımın lazım."

1 saat sonra

"Ben sana dedim oğlum kaderin yok senin."

"Ya bi goy goy yapma be oğlumm. Iki laf anlattık ne diyosun çözer mi bu işi?"

"Vallaha ben bilmem kuzen yemişsin bir boklar. Sonra gel kurtar beni."

"Sana en başından anlattım. Cidden yapabileceğim tek yol bu."

"Yenge de gitmiş tae'de kalıyormuş, iyi mi bari? "

"İyi iyi hep kontrol ediyorum tae'den."

"Ben sana kızı bulup getiricem, rahat ol."

"Sen olmasan yapazdım. Sağ ol be kuzen."

"Hadi ağlama tamam ablamızın fotografı falan instagram, telefon numarası gibi şeyler var mı ."

"Telefonu var kâğıda yazıp not bırakmış."

"İnsan iliskiye girip girmediği bilmez mi be kuzen."

Kenarda duran defteri kafasına firlattım.

"Ne diyosun oğlum işine odaklan sen."
Yutkunup devam ettim.
"Bilmiyorum işte hatırlayamıyorum bile."

"Bakıcaz artık." Koltuktaki yastığı da kafasına firlattım.

1 saat sonra

"Kuzen ben halletim kıza numaramı verdim. Buluşma da ayarladım akşam 9'da."

"Adamsın be!"

Selam millet ben bunları yazarken size attığım bir önceki bölümü okuyor olacaksınız.
Uzun süre yazmadığım icin aktiflik baya düştü. Ben de biraz bekleyim diye karar aldım. Bu bölümü okuduysanız bu demektir ki 5 bölüm artarda attım

Sizi cok seviyorum mesajlarınızı görünce mutlu oluyorum yorumlarınıza geri dönüş yapacağım eskisi gibi hadi bakalım!!!
🍒


TEACHER OR HUSBAND .KSJ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin