-29-

2.6K 220 24
                                    

Geri arkamı dönüp ona odaklandım çok tatlı bir şekilde uyuyordu.
Yanına yaklaştım iyice. Koltuğun kenarındaki pike'yi alıp üstüne örttüm yavaşça. Elimi kaldırıp saçlarına koymak istedim. Koyamadan geri çektim. Yüzüne yaklaşıp tam çenesine yakın yanağa öpücük kondurdum. Bunu nasıl yaptım bilmiyorum... çok kızgınım ona evet ama hep yanında olmak istiyorum... hala yüzüne yakınken nefesimi bırakmayıp içime hapsettim. Geri çekilirken belimdeki eller ile jin'in tam boyun girintisine yaslandım. Şaşkınca ellerim havaya kalktı. Jin ellerini daha da sıkılaştırınca tutmuş olduğum nefes dudaklarımdan jin'in boynuna doğru yol aldı.

"Benim dizimde uyumanı isterdim..."
Yutkunup ayağa kalkmak için elinden kurtuldum.
"Ne yapıyorsunuz?" Kaslarini kaldirip bana odaklandi.

"Yapıyorsunuz... 'sunuz'." Oda tamamen ayağa kalkmıştı.

"Az önce yanağımı öpen?"

"Düşmek üzereydim. O öpücük olarak geldi sana.."güzel bir yalan bulmuştum.

"Hem ne işin var burada? Niye buradasın?"

"Seni merak ettim kötüydün peşinden geldim ama kaybettim. En son burada olabilecegini düşündüm."

"Bak beni merak etme hatta düşünme ben senin gerçek karın değilim."

Ağzını açmış bir sey söyleyecekken kolumdan tutup beni çekmeye başladı. Salondan çıkıp koridorda durdu. Yüzümde gözlerini gezdirdi.
Elini kolumdan çekip belime götürdü. Hafifçe yaklaşıp dudağıma narin ve bir o kadarda güzel bir öpücük bırakıp çekildi. Kapıya yönelip hızla evden dışarı çıktı.
Öylece kalmıştım. Etrafa bakıp durdum.

"TAE!!!!"
_____________

Markete doğru adım attım. Bir kaç noodle alıp masaya geçtim su koyup mikro dalgaya ilerledim. Başım ağrıdığı için giderken eczaneden de hap almam gerekti. Beynimdeki tümör canımı sıkmaya başlamıştı. Ameliyat olmam gerekti kimse bilmeden... görmeden.

"Gece gece... tek başına noodle yemek he?" Arkama dönüp sesin geldiği yöne baktım.
Dügünde de karşılaştığım jimin'di bu...

"Yine ne işin var?" Yanıma oturup oda kendi noodle'nı yapmaya başladı.

"Acıkmıştım. Tesadüf işte..."

"Git başımdan."

"Ne ara bu kadar nefret ettin benden?"

"Uzun zaman oldu."

"Eun tae bak ben özür dilerim. Yani senin için bir anlamı olmayacak ama pişmanım."

"Doğru bildin hiçbir anlamı yok."
Elimde hissettiğim elleri eskisi gibi yumuşacıktı.

"Ben seni çok özledim."

"Jimin git başımdan..." bir anda beynime giren sancı dişlerimi sıkmama sebep oldu. Elimi başıma götürdüm.

"Bir şey mi oldu iyi misin?" Sesler kulağımda yankı yapıyordu artık. Beynimde saçma sapan cümleler tekrarlanıyordu. En son duyduğum şey jimin'in bağırışıydı.

JIMIN

masaya doğru kafası düşünce telaş edip hemen kucağıma aldım. Ne olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Elim ayağıma dolaşmıştı. Aniden kalkıp dışarı çıktım. Arabaya doğru koşarak ilerledim. Eun tae'i arka koltuğa yatırıp öne geçtim.
________________

"Eun tae söyle ne var!"

"Önemli birşey değil. Başım ağrımış sadece." Beni geçiştirdiğini biliyordum. Sesimi çıkarmadan yürümeye devam ettik.

EUN TAE

Kimsenin bilmemesi gerekti bu beynimdeki tümörü. Jimin bile ısrar etti anlamıştı birşey olduğunu ama söyleyemedim.
Jin'i merak ediyordum. Arayabilirdim veya evine gidebilirdim ama hiç birini yapmadım.

Merhabalar jimin'i önceki düğün gününden hatırlıyorsunuz bu bölümde konuya dahil oldu kim olduğunu açıklayacağım daha sonra❤❤

TEACHER OR HUSBAND .KSJ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin