-15-

3.2K 271 47
                                        

Jin elimi hiç bırakmamıştı eğer direksiyonda ani birsey yapsa bile birakmıyordu elimle beraber yapıyordu herşeyi.
Bu beni yanlız olmadığım yanımda hep jin'in olacağını hissetirmişti.
Ama öyle birşey asla olmayacaktı. Jin'e ön yargılı davranmışım gibi hissettim. Çünkü o elimi tutunca bırakmayınca o kadar rahattım ki....
Ama bu rüyadan uyanacağım. Çünkü biz evlendikten sonra bile evli gibi davranmayacağız. Boşanacağız...
Boş hayallere kapılamam o benimle kalamaz. Ara ara gözlerimden yaşlar düşüyordu. Soo bin'i ordan çıkarmalıydım.
Düşüncelerimden sıyrılış sebebim. Jin baş parmağı ile tuttuğu elimi okşuyordu. Neden yapıyorsun namıssız.
( yazar burda olayın etkisi ile ne yazdığını anlayamadı neyse devam edelim lwmdhqlsbslq)

"Geldik. Sen bavulları indir ben soo bin'i alayım." Demişti.
Bir an elimi bırakacağı hissi çok korkutmuştu.
Kapıyı açtım yavaşça elimi çekerken elimi bırakmadı.

"Evde ne olduğunu anlat." Başımı hafifçe sallamıştım. Ve o muhteşem parmaklardan ayrıldım. Bagaja yöneldiğimde çoktan jin'in soo bin'i kucağına aldığını gördüm. Bu gülümsememe neden olmuştu. Bavulları indirip sürüklemeye başladım.
Jin çoktan kapıda bekliyordu. "Anahtar cebimde bekle."

Soo bin'i yavaşça oynattı. Cebimdeki anahtarı çıkarıp bana uzattı.
İçeri girdim. Bavullarıda kapının kenarına koyup soo bin'e baktım.

"Yukarı benimle gel."

Başımı sallamıştım. Küçük minik bir odaya getirmişti. Tam soo bin'e göreydi. Onu yatağa yatırdı. Uyandırmamak için sessiz hareket ediyorduk.

"Soo bin'in çantası nerede?" Diye sordu.
Elimle çantayı alıp içini açtım. Giyecek bir kaç kıyafet bulduktan sonra jin'e uzattım.

Onunla ilgileniyor olması çok hoşuma gitmişti. Üstünü değiştirip tekrar yatağa yatırdı.
Yanına gidip eğildim. saçlarını duzelttim. Alnına ufak bir öpücük kondurup ayağa kalktım.

"Kahve ister misin?" Demişti. Sıcak davranması çok hoşuma gidiyordu. Soğuk tarafını beğenmiyordum.

"Olur. Ilk ben üstümü değiştireyim."

Kafasını sallayıp odadan ayrıldı. Bende aşağıya gidip bavulu aldım. Merdivenlerden çıkarmak zor olacaktı.
Elimle kaldırıp teker teker çıkmaya çalıştım. En son ayağım yan dönüp yere düşmemi sağlamıştı.
Merdivenden yavaşça düştüm.
Popomun üstünde oturduğumda lanet ettim.

"Ahhh..." çok bağırmış olmalıyım ki jin koşarak buraya geldi.

"Ne yaptın sen?" Diyip eğildi. Ve ayak bileğimi avuçlarına aldı.

"Ah acıyor bırak."

"Bana neden söylemiyorsun? Çıkartırdım yukarı."

"Bilmiyorum. Ah..."

"Bekle." Diyip merdivende duran bavulu yukarı odaya çıkarmıştı.
Aşagı tekrar inip bacağımdan ve belimden tutup beni havalandırmıştı.

"Şey ben yürüyebilirim sadece o anlık bir acıyla öyle oldu."

"Iyi o halde." Diyip beni anında yere indirmişti

Popomun üstüne yine düşmüştüm. Tamam ayakta duramıyordum....
Fakat az sonra yürüyebilirdim. Eğilip yine aynı şekilde kucağına aldı beni.

"Yani şey... az sonra yurürüm biraz bekle-"

"Çok konuşuyorsun." Lafımı bölüp birde bana laf veriyordu.
Ashh... yere hafifçe indirmişti beni.

"Üstünü giyip gel o halde. Sen yürüyebilirsin ya?"

Görücez ukala jin bey. Kapıyı kapatıp çıkmiştı. Pijama takımlarımı giyip aynaya baktım. Mavi üstünde şirinler olan bir pijama vardı. Neden?
Her neyse...

Aşağıya indim. Jin salonda oturuyordu. Ayağa kalktı beni görünce
"Bahçede içelim diyorum ister misin?"

Başımı hafifçe sallamıştım.

"Şey birde eun tae... düşündümde soo bin'i evliliğimizi kullanarak çıkarabiliriz?"

Nerden nefes alınıyordu? Ne demişti az önce o??
Ona dönüp ani sevinç patlaması ile sarılmıstım. Başımı boynuna gömüp ellerimi sıklaştırmıştım.
"Teşekkür ederim." Dedim o minnettar sesim ile
Jin'in sabah dediği şey geldi aklıma 'sadece sarılmayı sevemem'

Bir anda ellerim gevşedi.
"Ah şey par-" lafımı kesen şey jin'in de kollarını belime sımsıkı sarıp kafasını boynuma gömmesi olmuştu.




TEACHER OR HUSBAND .KSJ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin