-44-

2.3K 174 37
                                    

JIN

O görüntü yüzünden gözlerimi kapattım, açtığında ise herşey yeterince bulanıklaşmıştı.
Taehyung'un dürtmesi ile burdan gitmemiz gerektiğini anladım. Ama brn girmeyecektim. Öfkeli bir sekilde yürüyüp Eun Tae'nin kolundan tuttum. Arkama bile bakmadan evden dışarı çıkardım.

"Hey hey!" Diyince durdum.

"Benim bir ismim var.. Jin!" Yeterince şuan sinirliydim. Hala kolunu sıkıyordum. Arabaya yanaşıp onu ön koltuğa oturttum.
Diğer tarafa geçip bindiğimde Eun Tae'den ses gelmediğini fark ettim. Ona baktığımda kolunu ovuşturduğunu gördüm. Gözlerimi kapatıp kendime lanet okudum.

"Ben özür dilerim... farkında değildim." Ellerini avucuma almaya çalıştım ama cesaret edemedim.

"Ne yapmaya çalışıyorsun jin?" Gözlerindeki o kaygıyı görmüştüm...

"B-ben sadece dayanamıyorum." Diyebildim önüme dönerek.

"Sen kimsin..." cevap vermeden arabayı çalıştırdım.

Akşam 20.47

Eun Tae yol boyunca hiç susmamıştı. Beni tanımadığını, tanımağı biriyle baska yere gitmek istemediğini jimin'i arayacağını söylemişti daha sonra ben birsey demeyince uyuya kalmıstı. Uyandırmayıp arabadan indim. Hiç kullanmadığım büyükbabanemden kalan bir evim vardı. Buraya gelmiştik.
Kapıyı açıp Eun Tae'e baktım. Uyurken ona bakmayı özlediğimi fark ettim. Eğilip kemerini açtım. Geri çekilirken 3 gündür özlediğim kokuyu çektim içime...
Yavaşça belinden kavradım. Dokunduğum da garip hissetmiştim. O ince bel oyuntusun da durdum. Diger elim ile bacağından tutup kaldırdım. Kapıyı bacağım ile örtüp arabayı kilitledim.
Kapının anahtarlarını çıkarmak zor olacaktı. Tek elimle Eun Tae'i tutarken cebime görürdüm elimi.
Kapıyı açıp ışıkları yakmaya çalıştım. Ama açılmıyordu. Kapıdan dışarı baktığımda diger evlerin ışıkları vardı. Büyük bir ihtimal ile uzun zamandır girilmediği icin elektrikte bir sıkıntı vardı.
Eun Tae'i bir odaya götürüp kapıyı açtım. Yeterince tozlu bir evdi ve burda yatamazdı. Çekmeceyi açıp bir çarşaf aldım. Kucağımda ki eun tae ile zor oluyordu. Uyandırmamaya özen gösteriyordum. Kolları ile bana sarılmadığından cidden zorlanıyordum. İçeri salona gidip koltuğun birine çarşafı örtmeye çalıştım. En son kucağımda ki Eun Tae'i onun üstüne bıraktığımda rahatladım. Ev çok soğuktu buna da çözüm bulmam gerekti. Içeri odaya gidip battaniye aldım. Eun Tae'nin üstüne battaniye yi bıraktım.

Işıklar yoktu ilk onu yapmam gerekti. Telefonun ışığı ile alt kata indim. Elektrik kutusunu açtığımda iki kablonun kasten kesildigini fark ettim. Şaşırtıcıydı. Kablonun iki ucunu birbirine bağlayıp kenarda duran siyah bantla bantladım.
Düğmeye bastığımda koridorun ışığı yanmıştı. Rahatlayıp tekrar üst kata çıktım.
Ev çok kirli olduğundan temizlemem gerekti... en azından bir odayı...
Odaya gidip ışığı açtım. Ilk yatağın üstünde olan kirli yorganları çarşafları hepsini söküp temizlik odasına götürdüm. Yeni çarşaf ve yorgan çıkarırken Eun Tae'den ses geldi. Elimdekini bırakıp salona gittim.
"Üşüyorum.." cidden sinirlerim bozulmuştu. Kimse bir süre Eun Tae'yi bulmasın beraber kalalım diye buraya getirmek zorunda degildim.

Içerden iki yorgan daha alıp üstüne sıkıca örttüm. Tekrar içeri gidip çarşafı ve yorganı serdim yerleri sildiğimde masalar kalmıştı onlarda pek umrumda değildi. Perdeleri örtüp gece lambasını yaktım. İçeri gittiğimde Eun Tae titriyordu. Hemen kucağıma aldım. Ellerini ilk defa boynuma sarmıştı...
O odaya girdiğimde onu yatırdım. Sıçrayıp doğruldu.
"Soğuk..." hemen yatağa yattım. Sırtım soğuk zeminle buluşunca titredim. Eun tae'yi elimle çekip üstüme yatırdım.
"N-ne y-yapıyorsun?" Uykulu hali ile konuşamıyordu bile..
Hiç bir yerinin yatağa deymediğine emin olup ellerimi beline sardım. Yorganı diğer elimle çekip üstümüze örttüm. Yatak soğuktu ve üşümesini istemiyordum. Yüzlerimiz çok yakındı saçları yüzüme değiyordu. Çaktırmadan boynuna eğildim. Burda uyuyabilirdim...

Meyhabaaaaa bugün jin saçını siyaha geri boyamış nereye bayıldınız?
Bu arada bölümü sevmedim. Bir daha kine güzel yazacağım.❤


TEACHER OR HUSBAND .KSJ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin