Tanrı'nın Vücudu

2.2K 203 4
                                    

Reinald'ın saldırısı tüm boğaları ikiye ayırıp etrafı yakmıştı.Bu manzarayı gören savaşçıların hepsi ağzı açık bir şekilde boğalara bakıyordu.Reinald yorulmuştu oldukça enerji harcamıştı.Artık daha fazla yabani hayvan gelmiyordu.Reinald,öldürdüğü yabani hayvanların çekirdeklerini topladı.Kırmızı hançeriyle çok kolay olmuştu.Reinald çekirdekleri topladıktan sonra etraftaki savaşçılara kalabileceği bir pansiyon sordu.Etraftakiler ona bir kaç pansiyonun yerini söylediğinde Reinald,pansiyonlara bakmak için köyün içine girdi.Tarif edilen yöne gittiğinde bir pansiyon gördü.Reinald pansiyona yerleştiğinde meditasyon yapıp enerjisini topladı.Reinald artık "Tanrı'nın Vücudu" için gelişime başlayacaktı.Kalan çekirdekleri onun için kullanacaktı.Çekirdeklerden çektiği enerjiyi direk olarak dantianına göndermeyecek onu vücudundaki kaslara ve damarlara gönderecekti.Böylelikle Reinald'ın enerjiden bağımsız saf gücü artacaktı.Hem enerji kullanarak hemde saf kuvvetini kullanarak ileri seviye bir güce ulaşacaktı.Kitapta yazdığına göre damarlara gönderilen enerji onları güçlendirerek daha fazla enerji çekebilme olanağı kazanacaktı.Yani Reinald çekirdeklerdeki enerjiyi daha çabuk çekebilecekti.Bu kitap bir hazineydi.Volc bu kitabı gördüğünde o bile ilk çağda böyle bir kitap olmasına şaşırmıştı.Kitapta yazdığı kadarıyla bu yol 10 aşamadan oluşuyordu.Her aşamada vücudun önceki aşamanın 10 katı kadar güçleniyordu.Kitapta yazdığına göre her aşama atladığında vücudun 5 dakika boyunca beyaz bir şekilde parlıyormuş.Reinald en çok çekirdeklerden çektiği enerjiyi nasıl sabit tutacağını ve onları damar ve kaslarıyla nasıl kaynaştıracağını anlamakta zorlanmıştı.Fakat asla pes etmemişti.Castra Bölgesinde günlerini uyumadan bunu çözmek için geçirmişti ve sonunda başarmıştı.Artık hazırdı,çekirdekleri çıkardı ve onlardan çektiği enerjiyi sabitleyip bir anda kaslarına ve damarlarına göndermeye başladı.Her gönderdiğinde inanılmaz bir şekilde açı çekiyordu.Enerjinin bir anda damar ve kaslarıyla kaynaşması pompa etkisi yapıyordu ve kaslarıyla damarları patlayacak gibi oluyordu ama Reinald asla pes etmeyi düşünmüyordu.Bu yolun onu inanılmaz bir şekilde güçlendireceğini biliyordu.Reinald sabah olana kadar çekirdeklerdeki enerjiyi çekmeye devam etti.Çekirdekleri daha hızlı emebiliyordu çünkü enerjiyi bir anda kaslarına ve damarlarına gönderiyordu,dantianına böyle gönderse dantianı sakat kalırdı.O yüzden enerji seviyesini geliştirirken bu kadar hızlı değildi.En sonunda kan ter içinde çekirdeklerdeki enerjiyi çekmeyi bırakmıştı.100 çekirdek tüketmişti ancak bu çok zor olmuştu.Eğer bir çekirdek daha tüketseydi ölecek gibiydi.Şimdi neden yaşlı adam Thay'in bu yolu neden başaramadığını anlamıştı.Bu yol sarsılmaz bir irade istiyordu.

Reinald,gidip yıkandıktan sonra iyi bir uyku çekti.Çok yorulmuştu ve tüm vücudu ağrıyordu.Reinald gözlerini tekrar açtığında güneş doğmak üzereydi.1 gün boyunca uyumuştu.Reinald bir şeyler yedikten sonra tekrar çekirdekleri çıkardı.Hala tüm vücudu ağrıyordu ama pes etmeyecekti.Reinald tekrardan çekirdek tüketmeye başladı.50 çekirdek tükettikten sonra tüm vücudu patlayacak gibiydi ama pes etmedi,dişlerini iyice sıkarak devam etti.Günün sonunda 100.çekirdeği tükettiğinde Reinald feci şekilde titriyordu.Yüzü solmuş ve gözleri kan çanağına dönmüştü.Reinald yere yığıldı tüm vücudu titriyor ve seyiriyordu.Şu an hareket bile edemiyordu.Reinald öylece yerde uzanıyordu.Toplamda 200 4.kıdem çekirdek enerjisini kaslarına ve damarlarına göndermişti gelişmeyi merak ediyordu.Tabii ilk önce dinlenmesi gerekiyordu yerden kalkıp zar zor yatağına uzandı ve kendini uykuya bıraktı.Reinald uyandığında iyice dinlenmişti.Saf kuvvetinin ne kadar güçlendiğini anlamak için geniş kılıcını çıkardı.Geniş kılıcı 2 tona yakındı ama Reinald,dantianındaki enerjiyi kullanmadan kılıcı kaldırabildi.Bu gerçekten muazzamdı!Reinald bu sefer enerjisini kullanarak kılıcı kaldırdı.Kılıç artık Reinald'a çok daha hafif geliyordu.Bu Reinald'ın savaşma hızını ciddi şekilde arttırmıştı.Elbette saldırı gücü ve savunması da büyük ölçüde artmıştı.Bu yol tüm vücudunu güçlendiriyordu.

Reinald,artık Ateş Dağına gitmeye karar verdi.İlk önce köyün tavernasına gidip çok miktarda kurutulmuş et ve içecek bir şeyler alacaktı.Ateş Dağlarında kamp yapacaktı.Mezarı bulmadan kesinlikle geri dönmeyecekti.Reinald tavernaya doğru yol aldı.Tavernaya girdiğinde onu yabani hayvanların saldırdığına dair uyaran adamı içkilerin olduğu yerde gördü.Yanında savaş alanında gördüğü kadın savaşçı bir şeyler içiyordu.Reinald barın oraya gitti.

"Selam,elinizde ne kadar kurumuş et var?" dedi Reinald hemen.

"Selam savaşçı dostum.Sana kaç tane lazım?" diye sordu adam.

"Bilmiyorum ama şimdilik 50 adet yeter sanırım." dedi Reinald.Adam bunu duyduğunda kaşlarını kaldırmıştı.

"Nereye gidiyorsun da bu kadar toplu et alacaksın?" diye sordu adam.

"Ateş Dağlarında bir yolculuğa çıkacağım.Büyük ihtimalle uzun sürecek." dedi Reinald.

"Ateş Dağlarına mı?Dikkat etmelisin dostum orada binlerce yabani hayvan vardır.Hepsi de güçlüdür.Savaş alanında gördüğüm kadarıyla sen de epey güçlüsün fakat sayı avantajları var.Ateş Dağındaki hayvanları avlamak için savaşçılar toplanıyor belki duymuşsundur.İstersen onlara katıl,gereklilikleri yüksek olsa bile onlara katılabileceğinden eminim.Hannah da onlarla birlikte" dedi adam,genç kadını göstererek.

"Oraya tek başına gidersen,ölürsün." dedi birden savaşçı kadın.Reinald ona gözlerini çevirdi.Kollarının yarısına kadar sarkan kahverengi saçları ve mavi gözleri vardı.Vücudu çok zarif duruyordu.Reinald böyle bir vücutla nasıl o kadar iyi savaşabildiğini anlamamıştı kadının.

"Bırakın orasını ben düşüneyim.Kurumuş etlerin yanında bir de 20 şişe şarap istiyorum." dedi Reinald.Adam 50 kurutulmuş et ve 20 şişe şarap getirdikten sonra Reinald'ı bir kez daha uyardı ama Reinald takmamıştı bile.

"Hepsi 1000 altın tutuyor." dedi adam.Reinald hemen yüzüğünden 1000 altın çıkartıp adama verdi.Etraftakiler şaşırmıştı,köydeki insanlara ve bazı savaşçılara göre 1000 altın büyük bir rakamdı ancak Reinald onu şap diye vermişti.Reinald etleri ve şarapları yüzüğüne koyduktan sonra direk arkasını dönerek çıkışa yönelmeye başladı.Savaşçı kadın Reinald'a bakıyordu,şimdiye kadar gördüğü tüm savaşçılar ona iltifatlar yardırır,gözlerini ondan alamazlardı.Hatta evli bir çok savaşçı bile kadınlarını onun için terk etmeye razı olurlardı ama onun tarafından hepsi geri çevrilirdi.Bu adamın ona sadece konuştuğunda bir kaç saniye ona bakması ve bir şey demeden gitmesini garipsemişti.

"Görünüşe göre onu etkileyemedin Hannah." Adam,genç kadının giden Reinald'a baktığını görünce bir kahkaha patlatarak konuştu.

"Böyle bir gerzeği etkilemek umrumda bile olmaz Klurg." dedi Hannah,hafif sinirli bir şekilde.

"Peki sen öyle diyorsan..." dedi Klurg,gülümseyerek.

"Neyse,ben bizimkilerin yanına gidiyorum." dedi Hannah ve tavernadan çıktı.

Yıldızlara Ulaşacağım!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin