Castra Bölgesi

2.3K 217 5
                                    

Reinald'ın kalbi delicesine atıyordu,hemen gidip kulaklarını yıkadı.Kan daha fazla akmıyordu,ancak Reinald iyi görünmüyordu.Tamamen atıldıktan sonra sokağa çıktı ve bir taverna buldu.Orada bir kaç içki içti,kafası biraz dağılmıştı.Reinald zeki biridiydi.Bunun bilinç altı olmadığını anlamıştı,zaten yaşlı adama durumunu anlattığında yaşlı adamın suratından da anlamış gibi olmuştu.Anlam veremiyordu,neden bu rüyaları görüyordu.Bunu acilen yaşlı adamla konuşmalıydı,güneşin doğmasına bir kaç saat vardı.Biraz daha oyalandıktan sonra hemen yaşlı adamın yanına gidecekti.Reinald düşünceleriyle boğuşurken zaman hızlıca geçmişti.Güneş doğduğunda Reinald hemen yaşlı adam They'in yanına gitti.

"Günaydın Yaşlı Thay,berbat bir gece geçirdim.Yine rüya gördüm ve rüyadan uyandığımda kulaklarım kanıyordu." Reinald kapıdan girer girmez konuşmaya başladı.Yaşlı adam o sırada bir şey okuyordu.

"Hoh,genç adam geç otur bakalım şöyle bir..." yaşlı adam Reinald'a sandalyeyi işaret etti.

"Şu bana bahsettiğin kükreme varya.Onun hakkında bir şeyler okumuştum.Tabi bu söyleyeceklerim kesin doğru diye bir şey yok,sadece söylentiler ilk çağ hakkında hiç bir şey kesin değildir." Yaşlı adam derin bir nefes aldı.

"Heinz Hussfell'i hiç duydun mu?" Yaşlı adam sordu.

"Hayır..." Reinald biraz düşündükten sonra cevapladı.

"Heinz Hussfell 200 yıl önce yaşamış bir tarih araştırmacısı ve simyacıydı.Bir gün Heinz Hussfell kimseye haber vermeden ortadan kaybolmuş.Ailesi'nin bile ondan haberi olmamış.5 yıl geçmiş,hala Heinz Hussfell hakkında bir haber yokmuş.Fakat bir gün bir şahine bağlı olarak ailesinin önüne bir perşomen gelmiş.İşte perşomende yazanların bir kopyası." Yaşlı adam,Reinald'a bir perşomen uzattı.

"Sevgili ailem,eğer bu mektubu aldıysanız bunu olabildiğince yayın.Kayıp tarihi herkes bilmeli.Size yazmak istediğim özel şeyler olsa da şu an bunun için vaktim yok.Eski bir dostuma verdiğim sözü tutmak için Kıyamet Dağına geldim.Eski dostum bana dağın daha önce bulunmamış bir geçitini bulduğunu söyledi.Bu dağ bazı inançlara göre kutsal bir dağ bazılarına göre lanetli bir dağdır.Dünyanın hiç bir dağında bu dağda bulunan kadar güçlü ve sayıları fazla vahşi hayvan barınmaz.Dostum ile ben geçite gidene kadar vahşi hayvanları zor da olsa hakkettik ve içeri girdik.Dağın içerisi çok sessizdi,dağın içinde geçirdiğimiz aylar boyunca birbirimizin yaptığı sesten başka hiç bir ses duymadık.Aylarca dağı dolaşmamızın sonunda bir oda bulduk.Odanın içinde kitaplıklar vardı,belki binlerce kitap...Seviniyordum bunların ilk çağa ait kitaplar oldukları belliydi.Ancak o sırada binlerce hatta yüzbinlerce uluma sesleri duyduk.Dağa girdiğimizden beri hiç bir şey görüp,duymamıştık.Fakat şu anda vahşi hayvanların üzerimize geldiklerini hissedebiliyorduk.Hemen alabildiğim kadar kitabı alıp,dağın çıkışına koşmaya başladım.Dostum ve ben tüm hızımızı kullanarak ilerliyorduk ancak dağ çok büyük ve karmaşıktı.Kaybolduk...Vahşi hayvanların her yerde bizi aradığını hissedebiliyorduk,köşeye sıkışmıştık.Artık buradan kaçamayacağımızı biliyordum.Bu yüzden kaçarken aldığım bir parşomeni aldım ve okumaya başladım.Parşomende bir felaketten söz ediyordu.İnsanlığın üzerine çökmüş bir felaketten.Bir yaratıktan bahsediyordu,kanat genişliği 10 kilometre uzunluğu ise 7 kilometreymiş.Kükremesi dünyayı sarsıyormuş.Parşomende Şeytan Göz Kharlokh olarak bahsediliyordu.Canavar hakkında tüm yazdıkları bu kadardı.Daha çok üzerinde durdukları ise Kılıç Birliği adında bir tarikattı.Bu parşomeni kim yazdıysa bu felaketin Kılıç Birliği'nin yapmalarını istemedikleri bir şeyi yaptıkları için cezalandırıldıklarını söylemişti.Okuyabildiklerim bu kadardı zamanım yoktu.Hemen bu parşomeni yazmaya başladım.Maalesef öğrenebildiklerim bunlar belki elinize ulaşırsa araştırmalarınız için işe yarayabilir.Şimdi bunu dağdan çıkarması için şahinim Gui'ye vereceğim.Umarım hızlıca uçarak yabani yaratıkları atlatabilir." Reinald,kopya parşomende yazanları okudu.

"Bu..." Reinald,ne diyeceğini bilemiyordu.

"Ne düşünüyorsun,doğru olabilir mi?" Yaşlı adam sordu.

"Aslında mümkün,senin mezarda bulduğun mektupta mühürlü lahitten bahsediyordu,belki de bu Kılıç Birliğini sinirlendirmişti.Kükreme de gerçekten öyle bir kükreme." dedi Reinald.

"Acaba cidden bir bağlantısı olabilir mi?" Yaşlı adam düşünceli bir şekilde sordu.

"Şu Kıyamet Dağı nerede?" diye sordu Reinald.

"Kızıl Boğa İmparatorluğunda.Yıllardır savaşçılar dağa girişi arıyor ama bulamıyor.Onun için çoğu bu yazılanların uydurma olduğunu düşünüyor." Yaşlı adam cevapladı.

Reinald'ın kafası çok karışıktı,gerçekten bağlantısı var mıydı?Belki de bu rüyaları görmesinin sebebi bir şeylerin onu çağırmasıydı.Bilemiyordu...

Reinald,yaşlı adam ile birlikte uzun bir sohbet ettikten sonra kaldığı yere gitmişti.Uyumaya korkuyordu,tekrar aynı tarz bir rüya görmek istemiyordu.

"O dağa gitmeliyim,yeteri kadar güçlendiğimde bu sırrı ortaya çıkartmalıyım.Heinz Hussfell'in yazdıkları doğru diyor içimden bir ses.Kesinlikle gideceğim." Reinald tavana bakarken mırıldandı.Tüm bu şeyleri düşünürken uykuya daldı.

Reinald gözlerini başka bir odada açtı.Bir yatakta yatıyordu ama bu kaldığı yerin yatağı değildi.Etrafına bakındı oldukça büyük ve lüks bir odadaydı.Reinald ayağa kalktı,rüyada olup olmadığını kontrol etmek için kendini tokatladı.Canı acımıştı,rüyada değildi!Reinald hemen odadan çıktı.Çok büyük bir koridordaydı,Reinald koridorda ilerlemeye başladı.Koridorda bir sürü kapı vardı ve hepsi kapalıydı.Koridorun sonu geldiğinde aşağıya inen merdivenleri gördü.Aşağıya indi ve etrafına baktı.Büyük bir salondaydı,ileridinde büyük bir masa ve masada tek başına oturan bir adam vardı.Yaklaşık 30 yaşında gösteriyordu.Simsiyah saçları ve açık mavi gözleri vardı.Vücudu yapılıydı,tek yumrukta bir dağı devirebilecek gibi duruyordu.Doğrudan Reinald'a bakıyordu.

"Gel genç adam otur bakalım şöyle." Adam,Reinald'a oturmasını söyledi.Reinald sakin kalmaya çalışıyordu.Adamın dediğini yapıp oturdu.

"Şu an nerede olduğunu merak ediyorsun değil mi?" Adam,sordu.

"Evet.Nasıl geldim buraya ben?" Reinald,sordu.

"Şu anda,Castra bölgesindesin.Sadece ruhun burada." Adam açıkladı.

"Nasıl olur?Acı hissediyorum." dedi Reinald.

"Castra bölgesi özel bir yerdir,buraya geldiğinde aynı zamanda ruhun ve bedeninde yansır." dedi Adam.

"Sen sormadan ben anlatayım.Castra bölgesi benim oluşturduğum bir bölgedir.Buraya senin gibi yolcu ruhlar gelebilir." dedi adam.

"Yolcu ruh nedir?" Reinald,sordu.

"Bazı rüyalar görüyordun değil mi?Onlar aslında yaşanmış şeylerdi.Ruhun o zamanlara bir gözlemci olarak gitti." dedi adam.

Reinald şok olmuş bir şekilde adama bakıyordu.

Yıldızlara Ulaşacağım!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin