❧4.BÖLÜM❧

90K 4.1K 336
                                    


Merhabalar nasılsınız?

Yorumlarınızı görünce hemen bölüm atmak istedim.

Bölümün devamı akşam gelecek ilk part olarak düşünebilirsiniz...

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum canlarım.

Yorumlarda görüşmek dileğiyle ♥

İnstagram: elifdrl_

Medya: Buğlem

***Keyifli Okumalar Dilerim Canlarım Benim***

Duyduklarımdan sonra bir süre kalakaldım, annem Karahan’a kaçmamı mı istiyor yani?
“Anne ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Ne demek Karahan’a kaçmak?”

“Ne duyduysan o kızım. Baban kararlı ne yapıp ne edip Engin’le evlenmeni sağlayacak, madem onunla evlenmek istemiyorsun, hiç itiraz etmeden Karahan’ın yanına gideceksin,” dedi itiraz kabul etmeyen sesiyle.

“Anne ben kocaya kaçmam!” dedim inanamaz bir sesle. Annem sanki önemsiz bir şey söylemiş gibi, “İyi peki Karahan’a gitme Engin’le evlen, ömür boyu dert çekecek olan ben değilim ne de olsa,” dedi ama içi içini yiyor biliyorum.

“Anne senin orta yolun yok mu? İlla evlenmek zorunda mıyım? Hem pek tabi bu işten kurtulacak bir yol bulurum ama arkamdan ‘koca kaçtı’ diye konuşmalarına izin vermem!” dedim gururla burnumu havaya diktim.

“Sana ne kızım? Sana ne! El alem ne der diye düşünüp o yamuk burunluyla mı evleneceksin? Bak baban çok ciddi ne yapar ne eder Engin’le evlenmeni sağlar. Yol yakınken kurtar kendini sonra pişman olursun.”

Haklı...

Yerden göğe kadar haklı.

Sırıtık Engin’le bir ömür geçirmeyi düşünmem bile.

Ama kocaya kaçamam ki...

“Anne Karahan hastanede ne zaman taburcu olacağı belli değil, ne demeye ona kaçacağım?” dedim hüzünle yatağın kenarına otururken.

“Zeynep’le konuştum, senin sayende Karahan’ın durumu düzelmiş doktoru Pazartesi veya Salı günü taburcu edeceğini söylemiş,” dedi rahat bir tonla.

“Anne bu olayı ne zamandan beri planlıyordun? Belli iyi hazırlanmışsın.”
Derin bir nefes aldıktan sonra, “Karahan’ı ilk gördüğün gün gelip bana hislerini anlattığında beri, şimdi oyalanma özel olarak ne almak istiyorsan al, baban yokluğunu anlamadan bir an önce git,” dedi aceleci sesiyle.

Bir anne olarak kızından ayrılmak istemese de, gitmem gerektiğini biliyordu ve sonsuz desteğini sunuyordu.

Hiç bir şey düşünmeden sıkıca sarıldım, sessiz bir vedaydı bu... Anne kızın ayrıldığı o acıklı andı.

Bir daha ne zaman göreceğini bilinmeyen bir evladın annesine vedasıydı.
Gitmekten başka şansımın olmadığını biliyorum, bilmediğim şeyse babamın neden bu kadar gaddar olduğu.

Sessiz hıçkırıklar eşliğinde ayrıldık, anne kız ağlaya ağlaya bakıyorduk birbirimize.
Zoraki tebessümle dolamının yanına gittim ve diplomamın ve aldığım sertifikaların olduğu dosyayı çantama koydum. Yakın zamanda evrak hazırlayıp işe girdiğim için hepsi hazır bir köşede duruyordu. Annem fark etmeden fotoğraf albümümü de çantamda attım. Eh özlem giderilecek günler gelecek...

Annemin hazırladığı çantamı aldığımda yandan annem baktım, bana fark ettirmek istemese de üzüntüden dudaklarını kemiriyordu. Bu ayrılığın acısını ikimiz çekeceğiz belki ama bedelini babam ödeyecek...

Evden çıkmadan kardeşimin odasına yavaşça girdim ve yanaklarını öptüm usulca, çocukken ettiğimiz kavgaların anlamsız olduğu andı şuan...

Keşke daha fazla gülerek zaman geçirmemiz mümkün olsaydı, keşke evimden gitmek zorunda kalmasaydım... Keşke.

Dış kapının önüne gelmek hiç bu kadar zor olmamıştı benim için, ufak çantamı sırtıma taktım ve ayakkabılarımı giyip kapıdan çıktım.

“Yeni bir hat al, beni oradan ararsın. Hiç korkma arkanda ben varım, Karahan’a kaçıyorsun diye boynun bükük olmasın ezdirme kendini. Zeynep ne kadar iyi olursa olsun kaynanan olacak gözün açık olsun, hiç bir konuda altta kalma,” dedi gözü yaşlı öğüt verirken. Belki de en zor konuşmamızdı bu, benim boğazımda oluşan o acı yüzünden bırak konuşmayı yutkunamıyordum bile.

“Karahan’la evlendiğiniz de çok mutlu olacaksın, bana güven. Sadece kocandan duyduklarına inan, aranıza kimsenin girmesine izin verme. Sizin birbirinizden başka kimseniz olmayacak,” dedik ve sıkıca sarıldı defalarca öptü kokladı.

Bu şekilde evden ayrılmak insana çok koyuyor. Sırf bu geceyi yaşadığım için bile babamı affetmeyeceğim.
Benden güç bela ayrılan annem, “Taksi geldi daha fazla bekletmeyelim,” dedi zoraki tebessümle. Ve elime bir şey tutuşturdu, konuşmama bile izin vermeden, “Allaha emanetsin kızım, dikkatli ol,” dedi ve kapıyı kapattı. O an merdivenlere oturup bağıra bağıra ağlamak istedim.

Benimde söylemek istediklerim vardı ama söyleyemedim ağlaya ağlaya bindim taksiye. Biliyorum eğer annem konuşmama izin verseydi gitmekten vazgeçebilirdim.

Taksi şoförünün, “Nereye gidiyoruz?” sorusuyla burnumu çekip, “Aksaray Devlet Hastanesi’ne gidelim,” dedim. Ufacık bir çanta bir kaç kıyafetten başka hiç bir şeyim yoktu yanımda. Ha bir de annemin son anda elime tutuşturduğu cüzdanım...
Yol boyunca içimi çeke çeke ağladım, başımı birinin omzuna yaslayıp içim dışıma çıkana kadar ağlamak isterdim.

Bu gecenin üçünde yaşadığım olayı ömrüm boyunca unutmayacağım. Ve buna sebep olanları asla affetmeyeceğim!

Hastanenin önüne gelince cüzdanımı açtım ve içinde fazladan para olduğunu gördüm, hatta çok çok fazladan para vardı. Sanırım annem ne olur ne olmaz diye koydu, canım annem bu ince ayrıntıyı bile unutmamış. Bunu görmek bile acımı kat kat artırmaya yetti.

PEK KIYMETLİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin