❧5.BÖLÜM❧

101K 3.9K 434
                                    


Merhabalar iyi geceler :)
Ah bu bölüm neler oldu neler?
Buyurun okuyun;) Part 2 daha uzun oldu...

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum düşüncelerinizi benimle paylaşın çünkü benim için önemli.

Yorumlarda görüşmek dileğiyle ♥
Hikayemizi paylaşın ki ailemiz büyüsün:)

Instagram: elifdrl_

Medya: Karahan

***Keyifli Okumalar Dilerim Canlarım Benim***

Yok olmaz ben böyle yüzsüzlük yapamam, sana kaçtım diyemem.
Meraklı ve hevesli bakışlarını gördükçe içim bir tuhaf olsa da, “Şey aslında,” dedim ve tam durumu açıklayacaktım ki viziteye çıkan doktor ve bir kaç kişi Karahan’ın odasına girdi. Haliyle olmamam gereken bir yerde olduğum için suçlulukla Karahan’ın arkasına saklanmaya çalıştım ama boşuna yapılmış bir eylemdi.

“Hanımefendi burada olmamanız gerekiyor,” diyen otoriter sesin geldiği yöne baktım. Keşke Aydın hoca gelmiş olsaydı bir iki söylenir sonra susardı ama karşımdaki doktor biraz ters birine benziyordu.

“Özür dilerim,” dedim suçlulukla yere indirdiğim gözlerimle yavaşça Karahan’ın arkasından çıkmaya çalıştım ama izin vermedi, sanırım gitmemi istemiyor.

“Bir konuşmanın ortasındaydık, bizi yalnız bırakır mısınız?” diyerek rica ediyor gibi görünse de bariz bir şekilde emir veriyordu.

Doktor Karahan’ın tepkisiyle bir an afallasa da bozuntuya vermedi ve bana dönüp, “Hanımefendi, bizim işimiz bitene kadar dışarda bekleyin, sonra konuşmamızı tamamlar, çalıştığınız birime dönersiniz,” diyerek orta yolu bulmaya çalıştı. Şu önlük gerçekten bana kolaylık sağlıyordu, ha bir de burada çalıştığıma dair bulunan yaka kartı...

“Gitmeyecek!” diyen o sert ve korumacı tonla ne yapacağımı şaşırdım.
Sakin ve mantıklı düşünmek için derin bir nefes aldım ve Karahan’ın kolunu tuttum, elinin altındaki kaslı kolu bir an gerildi.

Ne olduğuna bakmak için bana döndü, “Doktor hanıma müsaade edelim işini yapsın, ben kapının hemen önünde olacağım,” dedim ve zoraki tebessümle bakıp odadan çıktım.

Allah’ım sen bana bir yol göster...
Şimdi sana kaçtım desem öldür Allah beni bırakmaz, sahiplenir, korur, kollar ve yüksek ihtimalle sırıtık Engin başımıza bela olmasınlar diye yıldırım nikahıyla dünya evine gireriz.

Her şeyin bu kadar hızlı ilerlemesini istemiyorum, beni sevdiğini bilsem bile bana mecbur olsun istemiyorum. Hayatımızı dilediğimiz gibi yaşayalım istiyorum.

Ne kadar severse sevsin, erkek sonuçta, yarın öbür gün ya ‘Sen bana kendi rızanla kaçtın,’ diyerek bu olayı başıma kakarsa?
Tamam seviyor, hatta onun için kıymetliymişim ama ilerisinden emin olmam lazım. Ne onun başına bela olmak isterim ne de mecburiyet.
En iyisi bunu tamda bu şekilde konuşmak.

Doktor ve diğer görevliler içerden çıktığında Karahan da telaşla kapının önüne geldi, beni gördüğü andaki rahatlama dünyaya bedeldi, şu bakışı bile onun için mecburiyet olamayacağımı gösteriyordu.

Neşeden yoksun bir gülüşle bakıp yanına gittim ve birlikte odaya girdik, “Yarım kalan konuşmamızı tamlayalım mı?” sorusu bile beklenti doluydu.

“Gel oturalım ve düzgünce konuşalım,” dedikten sonra yatağın kenarına oturduk.
Asla biri için mecburiyet olamam, sırf ona kaçtım diye evlenmeye mecbur olsun istemiyorum, eğer bu şekilde evlenirsek içimde bir yerlerde hep bunun düşüncesiyle yaşarım, “Sevmediğim biriyle evlenmemek için evden kaçtım sadece. Senin yanına gelmemin nedeni başka,” dedim bir çırpıda.

PEK KIYMETLİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin