İmkansız

119 14 2
                                    

Biri beni omzumdan oldukça sert bir şekilde  dürtüyordu. Ama ben gözlerimi bir türlü açamıyordum. Onun yerine derin bir siyahlık görüyordum. Bir terslik vardı. Doğru bir şekilde Ruhlar Dünyası'ndan çıkmıştım. Bu kpnuda bir sorun yoktu. Peki neydi. Bir süre sonra dürtmeler yumruklara dönüştü. Arka fonda bağırışlar duyuyordum. Ayrıca kafamda da şiddetli bir ağrı vardı. Neler oluyordu? Ellerimi ve ayaklarımı oynatmayı denedim ama oynatamıyordum. Duyduğum son sesler Keşiş ve Haymitch'e aitti. Demek ki Haymitch'i geri döndürebilmiştim. İnşallah Sam artık huzur içinde ebedi yolculuğuna çıkabilirdi. Bunu düşünmek başımda şiddetli bir ağrıya neden olduğu. Bir süre sonra bir yere doğru taşındığımı hissettim ve ardından da göremesem de karnıma gelen tekmeyi çok iyi hissedebildim. Büyük bir ihtimalle ağzımdan kan çıkıyordu. Tekmeden birkaç saniye sonra kafama sert bir cisimle vuruldu. O andan sonra ne bir şey hissedebildim ne de duyabildim.

Tekrar kendime geldiğimde bir hapishane hücresindeydim. Bu sefer görebiliyordum. Hücrenin ortasında bir sandalyeye oturtulmuştum. Kalkmak için bükücülüğümü kullanmayı düşündüm. Çünkü anlaşılan bu batı üssünün işiydi. Ya da bizlerden birileri şaka yapıyordu. Eğer u bir şakaysa hiç iyi değildi. Ayaklarımı ve ellerimi oynatmayı denedim ama bu imkansızdı. Yere bakınca ayaklarımın ikisinin de ayrı ayrı demir bir kutunun içinde olduğunu gördüm. Aynı şekilde ellerimde demir kürenin içindeydi. Ellerimi kaldırmaya çalıştım. Biraz kaldırabiliyordum ama bacaklarımı hareket bile ettiremiyordum. Bu iş fazla sıkmıştı. Buradan hemen çıkmam gerekiyordu. Birkaç dakika sonra ayak sesleri duydum. İlk gördüğüm kişi uzun saçlı esmer saçlı adam oldu. Anlaşılan benim için gelmişti. Yanında da iki asker vardı. Askerlere doğru '' Açın şu kapıyı.'' diye bağırdı. Askerler ellerini çabuk tutarak hemen kapıyı açtılar. Adam bana doğru geliyordu. '' Vay vay vay, bakın burada kim var?'' dedi. Elleriyle çenemi tuttu ve yukarı doğru kaldırdı. '' Hayal dünyan yıkılınca nasıl hissettin bakalım. Bir de sana verdiğimiz hediyeyi beğendin mi?'' Kayıtsız kalmaya çalıştım fakat adam beni deli ediyordu. Hediye derken de kolumdaki yaradan bahsettiğini biliyordum. '' Evet, eşi benzeri olmayan (!) bir hediye. Çok teşekkürler!'' Adam gülmeye başladı. Sinir etme sırası bendeydi. '' Bu arada neden ellerimi kapattınız yoksa sizinle yüzleşmemden mi korktunuz? Merak etme sadece dans edeceğim. Senin de ormanda buluştuğumuzda söylediğin gibi.'' dedim. Adam çenemi daha da yukarı kaldırdı ve '' Merak etme seni büyücü, dans edeceğiz hem de çok öenmli birinin önünde.'' dedi.

Arkadan Gelenler (#Wattys2015)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin