Her Şey Bitti Derken

103 12 4
                                    

Medyadaki şarkıyla birlikte okumanızı tavsiye ederim. Hikayeyle şarkı birbirlerini bütünlüyorlar...    Bir de yorumlarınızı bekliyorum....

Sam ve diğerlerini hemen Haymitch'le birlikte yukarı çıkardık. Sam kendini pek iyi hissetmiyordu. Bu gözle görülüyordu ama Sam elinden geleni yapıyordu bunu belli etmemek için. Gözümün önünde onu öyle görmek beni çok sinirlendirmişti ayrıca üzülmem de cabasıydı. Yukarıdaki merdiven kapısında yaklaşık yedi kişi dikiliyorduk. Kapı kapalı olduğu için güvendeydik. Telsizi elime almış tam arama yapacakken. Sam bana doğru geldi ve "Evet, plan nedir?" diye sordu. O an kendimi çok garip hissetmiştim. "Plan yok Sam seni ve diğerlerini arabaya götürmemiz gerekiyor bizden birkaç kişi daha var..." Sam sözümü benim için tamamladı. ".. Ve sizde bizim için bu adamların icabına bakacaksınız haaa..." Kafamı belki anlamında salladım. Sam bana alaycı bir gülüş fırlattı. " Anita, bunu yapmana izin veremem. Kendinizi öldürteceksiniz. İkiniz de ne istiyorsunuz. Ecelinize mi susadınız. Bize neler olduğunu gördünüz. Size de aynısının olmasına izin veremem." Sam bir an için nefes nefese kalmıştı. Sanki histerik bir nöbet geçiriyordu. Sırtını duvara dayadı ve yere çöktü. Hemen yanına gittim ve Joe'ya dönerek "Neler oluyor?" diye sordum. Joe önce Sam'e baktı, sonra da konuşmaya başladı. "Şey kaptanımız o olduğu için en çok işkenceyi o gördü. Eğer bize yapılanların daha kötüsü ona da yapıldıysa şu anda bir kriz geçirmesi oldukça normal, hiçbirimiz iyi hissetmiyoruz." Durumu anlamıştım. Sam böyle şeyler söylemezdi. Bir şey istiyordu. Ayağa kalktım ve konuşmaya hazırlanmıştım ki arkamdan bir ses duydum. "Ben de geliyorum." Bir anda arkamı döndüm ve yerde oturan Sam"i gördüm. Ardından da azımı açtım ama Sam benden önce davrandı. "İtiraz yok, ben de geleceğim yoksa o adamlara bana, bize yaptıklarını ödetememenin zevkini asla yaşayamam. Bugün burada bu iş bitecek." Sam oldukça garip davranıyordu. Kendiyle çelişiyordu. Tamam anlamında başımı salladım. Yapabileceğim başka bir şey yoktu. Diğer beş kişiye döndüm. "Evet, isteyen bizimle gelebilir, istemeyeni arabaya yollayabiliriz. Bunun için ayıplanmayacağınızı bilmenizi istiyorum. Oldukça zor bir gece geçirdiniz. Karar sizin!" Askerlerden hepsi bir adım öne çıktı. Bütün olanlara rağmen hepsi bizimle gelmek istiyordu. "Tamamdır, o zaman sıra planı anlatmaya geliyor." Hepimiz toplandık ve bir daire oluşturduk. Planı Haymitch anlatmaya başladı. "Öncelikle General Howard'ın odasına gitmeliyiz. Eğer odadaysa ne ala değilse işimiz karışıyor. Anita'nın arkadaşı bizim için güvenlik sistemine sızdı. Ondan General'in yerini öğreneceğiz. Bilirsiniz en etkili yöntem baştakini yok etmektir. Gerisi kolaydır. Hemen gelir. Ama arkamızı koruyacak insanlara ihtiyacımız var..." Böylece uzayıp gitti plan. Herkese görev dağılımı yapılmıştı. İki kişi burada yedek kuvvet olarak bekleyecekti. İki Lea'nın laboratuvarından silahları alacaktı ve diğerlerine, kendilerine silah sağlayacaklardı. Geriye Haymitch, Joe, Sam ve ben kalmıştık. "Tamam takımları nasıl yapmak istersiniz. Bence ikili iki grup olmalıyız. İki grupta General'i arar ilk bulan diğerine haber verir." Herkes kafasını salladı. Joe öne atıldı ve "Ben Haymitch'le eşleşirim. Biz doğu kanadına gideriz. General'i başka yerde ararız. Siz de batı kanadına gidip General'in odasına bakın. Ardından haberleşelim. Telsizler hep açık unutmayın..." "Tamamdır. Bana uyar." dedi Haymitch. "Bana da." dedim. "Bana da.." dedi Sam. 

Merdivenlerden ayrıldığımızdan beri Sam ve ben tek kelime etmemiştik. Telsize eğildim ve Lea'ya bağlandım. "Selam Lea, yakalanma durumu yok değil mi?" Cevap biraz sonra geldi. "Hay..hayır merak etme Anita, yakalanma gibi bir durum yok." General'in odasındaki güvenlik kameraları sadece General Howard'ın kendisine açıktı. Biz göremiyorduk. Bu nedenle odasına kadar gitmemiz gerekiyordu. Sam ile aramızdaki sessizliği ilk ben bozdum. "Buradan..." Koridordan sola döndük ve önümüze çıkan ikinci kapının önünde durduk. "İşte geldik." dedim. Sam oldukça kararlı gözüküyordu. " O zaman bu işi halledelim."

Arkadan Gelenler (#Wattys2015)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin