Gizem

321 21 0
                                    

Gözlerimi açtığımda her şey bir rüya gibi geliyordu. Hele bayılmadan önce duyduğum sözcük ''O Avatar!'' bunu düşünmek istemiyordum. Aslına bakarsanız o kelimenin tam olarak ne anlama geldiğini bile bilmiyordum. Yataktan kalktım ve kapıya yöneldim. Kapıyı açarken elim titriyordu. Bu sadece bir şeyin göstergesi... daha önce her ne olduysa çok güç kaybetmeme sebep oldu. Kapıyı açtığımda bana dikkatle bakan iki kömür göz gördüm. Bu Sam'di. '' Ah nihayet, yaşıyorsun!'' dedi minnettar bir sesle. Gülmemeye çalışarak '' Elbette yaşıyorum. Pe...Peki bana ne oldu?'' diye karşılık verdim. Sam bana uzun uzun baktıktan sonra ''Anita sen...'' belli ki söylemekte zorlanıyordu. ''İç benliğine geçtin. Seni oradan kurtaramadık ancak bir süre sonra senin...'' duraksadı ''Senin Avatar olduğunu öğrendik. Hadi gel, sana kamera kayıtlarını göstereyim.'' dedi. Birlikte koridorda yürümeye başladık. Uzun koridorlardan geçtikten sonra bilgisayarlarla dolu bir odaya girdik. Sam oradaki görevliyle konuşup onu gönderdi ve ardından da büyük ekranlı beyaz bir bilgisayarın başına geçti. Birkaç defa tuşlara basmasından sonra ekranda biz belirdik. Meditasyon odasının ortasında Steve ile birlikte meditasyon yapıyorduk. Bu gayet normaldi. Ardından bana bir şeyler olmaya başladı ve birden herkes odaya geldi. O sırada olan oldu, ben gözlerimi açtım ama gözlerimden ve damarlarımdan mavi, beyaz bir parıltı çıkıyordu. Öylece oturuyordum ki birden bir elimle ateş, diğer elimle de su büktüm. Gözlerime inanamamıştım. Ben sadece ateş bükebiliyorken şimdi nasıl su bükebilmiştim? İzlemeye devam ettim. Ardından ayağımı hışımla yere vurdum ve yerdeki taşlar birden havalandı. Toprak da bükmüştüm ancak... sıra havaya gelemden yere düşüp bayıldım. Tam kafamı ekrandan ayıracaktım ki çok garip bir şey gördüm. Sam ben bayıldıktan sonra koşarak bana yaklaştı ve beni kucağına aldı. Steve'e dönüp bağırmaya, yaşadığımı öğrenmeye çalıştı. Steve ise '' Bir umut.'' diye cevap vermişti. Sam öfkeli görünüyordu ve odadan hızla çıktı. Bant kaydı bitince kafamı monitörden kaldırdım. Etrafıma baktığımda Sam'in yanımda değil de kapıda beklediğini gördüm. Yanına giderken bu su ve toprak bükme işini nasıl yaptığımı ve Sam'in en sondaki davranışının çok tatlı olduğunu düşünüyordum. Sam'in yanına geldiğimde ''Kendini gördün mü Avatar?'' diye sordu. '' Evet ama hala şok etkisindeyim.'' diye karşılık verdi. Ben yere bakıyordum Sam ise bana bakıyordu, bunu hissedebiliyordum. Birkaç dakika böyle kaldıktan sonra sessizliği Sam bozdu. '' Tamam, o halde alan denemesine ve spor salonunda bir gün bizi bekliyor, eğer yorgunsan iptal edebilirim. Seçim senin.'' Sam'e bakmaya cesaret ettim ve '' Yorgun değilim, aksine her şeyi yapabilirmişim gibi geliyor.'' dedim.

General'in odasının önünden geçerken bize seslendiğini duyduk. Ofise girdiğimde ilgimi en çok odanın duvarlarında bulunan nişanlar ve plaketler çekti. General sandalyesinden bize baktı ve '' Evet Anita seni tebrik ederim.'' diye sözlerine başladı. '' Aaaa... Teşekkür ederim ama neden?'' diye sormadan edemedim. ''Anita çok şanslısın.'' diye devam etti. ''Yıllar önce bir sürü bükücümüz vardı ama gelişen teknoloji sebebiyle onların yetenekleri hor görüldü. Savaşalar dahil her yerde teknoloji kullanılmaya başlandı. Ve bu yüzden bükücüler zamanla yol olmaya başladı. Bir bakıma soyları tükendi. Her yüzyılda bir Avatar evren tarafından seçilirdi ama bükücüler olmayınca Avatarlık da bitti. Neyse ki sen geldin ve bizi kurtaracaksın.'' dedi. Ben azım açık General'i dinliyordum ve o sustuğunda konuşma ihtiyacı hissettim. '' Bundan onur duyarım ama şu anda sadece ateş bükmeyi biliyorum ve iç benliğime tekrar nasıl geçeceğimi bilmiyorum.'' General bana baktı. ''Bu duruma ''Avatar Formu'' deniyor ve sadece sen ve yakınların tehlikede veya ciddi bir durumla karşılaşınca ortaya çıkıyor ama bunu normalde kullanmayı öğreteceğiz. Şimdi diğer elementleri ortaya çıkarmalıyız.'' dedi. Odanın ortasında bir aşağı bir yukarı yürümeye başladı. O sırada Sam '' Alan denemesi iyi olabilir efendim.'' dedi. General bu fikri onayladı ve bizi gönderdi. General'in ofisinden çıkıp benim odama yöneldik. ''Neden benim odama gidiyoruz Sam?'' diye sormaktan kendimi alamadım. Sam '' Çünkü geçen gün giydiğin kırmızı kıyafetin grisini giyeceksin. Gri kıyafet sen hangi elementi büküyorsan o elementin rengini alacak.'' dedi. Koridorun başında beni bekledi. Ben de odama gidip üstümü değiştirdim. Tam odadan çıkacakken masanın üstünde bir paket vardı ve üzerinde '' Avatar için...'' yazıyordu.

Arkadan Gelenler (#Wattys2015)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin