Bu hikayemi instagramda gördüğüm bir çiftten esinlenerek yazıyorum, onlarda tıpkı bu hikayedeki yavuz ve bahar gibiydiler . Umarım begenirsiniz.
Bahardan;
Soğuk rüzgar yüzümü yalarken kızarmış burnumu bir kez daha seslice çekip yüzümü buruşturdum. Bunu sürekli yapmak artık midemi bulandırmaya ve başımı ağrıtmaya başlamıştı, dışarı çıkarken mendil almayı unutmak tamamen benim aptallığımdı. Yine bir iş görüşmesinden olumsuz yanıt almıştım, apartmanın önüne geldiğimde çocukluğumun geçtiği binaya gülümseyerek baktım. Babam ve annem ben 10 yaşındayken bir trafik kazasında hayatlarını kaybetmişlerdi. Anneannem babam ve annemin bütün mal varlığını satıp paraları da bağışlamış beni yanına alıp annelik ve babalık yapmıştı. Ona hic bir zaman neden diye sormadım, çünkü bana paranın hicbir duyguyu satin alamayacağını öğretti. 17 yaşına girdiğimde anneannem oldukça yaşlanmıştı, artık bensiz bir yere gidemiyor sürekli bakıma ihtiyacı oluyordu. Onunla her gün özenle ilgilenip odama geçtiğimde tekrar eski haline dönmesi için dua ederdim.
Ama 3 yıldır onsuz yaşıyordum, zor olsa da alışmıştım. Apartmandakiler ailem gibiydi bu yüzden asla yanlız hissetmiyordum, birde annem gibi gördüğüm zehra teyzem var. Annemin çocukluk arkadaşı, kendi çocuğu olmadığı için beni hep kızı gibi görür ve sever.
Apartmanın en üst katında baki amca yaşıyor, karısını uzun zaman önce kanserden kaybetmişti. Uzun zaman yas tutmuş apartmandakiler onu mutlu etmek için akla karayi seçmişti. Anneannem öldüğünde en çok onunla takıldım, birbirimizi anlıyorduk. Onun evine gidip balkondan dışarıdan geçenleri izlerdik, hiç konuşmadan.Şimdiyse her saat balkonda takılıyor gazete yada kitap okuyordu, yazlari bazen onu zorla dışarı çıkartıp parka götürüyorum. Her ne kadar huysuzlansa da mutlu olduğu yüzünden belli oluyor.
Baki amcanın karşısında fatma teyzenin 'deli dana' dediği cem kalıyor. Her yerinde piercing ve dövme var, sacları uzun ve kıvır kıvir. Tanımadığı insanlarla asla konuşmaz ama bizi ailesi gibi gördüğü için birkaç kelime de olsa konuşur. Onun bu cool halini ve kivircik saçlarını hep kıskanmışımdır.Ikinci katta fatma teyzeler ve ben kalıyorum, en altta 4 yıllık örnek çiftimiz ahmet abiyle suna abla ve karşılarında 70 yaşında meryem teyzeyle eşi rıfat amca var. Meryem teyze ve rifat amca da yeni evliydiler, meryem teyze önceden ahmet abi ve suna ablanın kaldığı dairede yaşıyordu. Rifat amcayla birbirlerini sevdiklerinde uzun sure sevgili olmuşlardı, berber alışverişe çıkıp beraber gezerlerdi. Dört yıl önce evlendiklerinde suna abla ve ahmet abi apartmana taşındı ve kısa sürede kendilerini sevdirdiler. Benim ailem onlar, hep beraber gülüp hep beraber eğleniyoruz. Birbirimize sevdiğimizi söylemesek te hepimiz bunu biliyoruz. Apartmanda her ay birinin evinde toplanılır ve akşam yemeği yenir bu bizim için bir gelenek haline gelmişti. Sadece cem ve ben yemek yapamıyoruz ama fatma teyze, meryem teyze ve suna abla bize gelip yardım ediyor keyifle yemekleri hazırlayıp akşam yemeğini yiyiyoruz.
Dedikoducu fatma teyzenin alisveris saatinin geldigini fark ettigimde hızla apartmanın içersine girip koşar adım merdivenleri tırmanmaya başladım. Dairenin kapısına ulaştığımda derin bir nefes verip çantamda anahtarlarımı aramaya başladım.
Her zaman evde birşeyler unutuyordum, mendilimle beraber anahtarımı da evde unuttuğumu fark ettim. Oflayıp saçımdan nır tel toka çıkarıp hırsız gibi kapıyı tokayla açmaya çalıştım, işe yaramadiginda filmlerdeki gibi kartla acmayı denedim ve yine başarısız oldum.
En sonunda pes edip çilingir çağırdım, 15 dakika sonra adamin gelip kapıyı açmaya çalıştığı sırada karşı dairemdeki dedikodu makinesi fatma teyze alışveriş için dışarı çıktı.
Bana küçümseyici bakışlar atarken alışveriş arabasını çekerek yanıma yaklaştı ve konuşmaya başladı.