8. bölüm

1K 96 133
                                    


Bol yorum yapın güzellerim kısa olsa da paylaşmak istedim öpuldünüz.

Yavuzdan;

Heycan, şaşkınlık ve mutluluk duyguları beni esir almışken bana doğru gelen güzeller güzeli kadına gülümsedim.
"Seni beklemiyordum" dediğimde bana mahcup bir gülümsemeyle baktı "habersiz geldiğim için üzgünüm, umarım rahatsız etmiyorum. Eğer öyleyse gidebilirim" dediğinde elimi hayir anlamında salladım "olur mu öyle şey, lütfen geç otur"
Kuğu gibi süzülüp yatağımın bir köşesine oturduğunda tekerlekli sandalyemle ona biraz yaklaştım.
"O gün erkenden gittiğim için konuşup tanışamamıştık, bende birbirimizi daha yakından tanıyalım diye gelmek istedim" dediğinde çok sevindim.
Beni daha yakından tanımak istemesi benimle ilgileniyor olduğu anlamına geliyordu.

"Çok sevindim, yani buraya gelmene"
Çantasını yanına koyup bacak bacak üzerine attı. Bahar yaptığında kamyon şoförlerine benzerken doğa kuğulara benziyordu.
"Bende Tekrar seninle görüşebildigim için mutluyum"
O sırada bahar bize ters ters baktiktan sonra ders sırasında oturduğu sandalyesini dibimize kadar getirip oturdu.
Bahar "Doğa nelerden hoşlanırsın? Neler yaparsın anlat biraz" diye sordugunda kaşlarımı çattım.
Şimdi sırası miydi bunlari sormasının?
Kaş göz yaparak onun dışarıya çıkmasını istediğimi söylemeye çalıştım. Kaşlarını hayir anlamında yukarıya kaldırdığında oldukça sinirlenmiştim. Ona kızgın bakışlar atarken doğanın şaşkınca bize baktığını fark ettim.
"Bir sorun mu var Yavuz?" Diye sorduğunda gülüp bahara baktım, elini ağzına kapatmış gülüyordu. Hain arkadaş, nasıl benimle dalga geçebiliyorsun. Hemde seninle anlaşma yapmışken, yazıklar olsun.

"Ne sorunu olacak ki, yüz kaslarımı hareket ettiriyordum" diyerek yalan söyledim. Ah, bahar yüzünden rezil oluyordum.
Basını sallayıp gülümsedi " aa anlıyorum kırışıklıklar için faydalı bir şey, annemle sürekli yapıyoruz" dediğinde mal olduğundan şüpehlenmistim. Kendine gel yavuz, aşık olduğun kızın mal olduğunu nasıl düşünürsün?

Bahar göz devirip "hadi ya, biz boya küpüne düşmüş gibi makyaj yapmıyoruz ki kırışığımız olsun" diye alayla konuştu.
Doğa ona küçümseyici bakışlar atıp zorla gülümsedi "anlıyorum, rica etsem bana içecek bir şeyler getirir misin? Olabildiğince yavaş ol. Hatta mutfağa gitmişken birşeyler atıştır" diyip, baharı kibar olduğunu düşündüğü bir konuşma tarzıyla, odada istemediğini belli ettiğinde şaşırdım.
Bahar bile bu kadar kaba olamazdı herhalde.

Gözlerimi bahara diktigimde şaşkınca bana bakıyor olduğunu gördüm. Üzgünüm bahar senin arkadaşlığından çok doğaya ve onun aşkına ihtiyacım var.
"Bahar hadi sen çık, biraz annemlerle takıl" dediğimde yüzü düştü. Sanırım benden bunu beklemiyordu.
Yavaşça oturduğu yerden kalkıp bana bakarak yürümeye başladı. Onu kırdığımı biliyordum, ama doğayla birlikte olmak benim için çok daha önemli. Hem baharın gönlünü bir şekilde alabilirdim, doğayla konuşma fırsatı sürekli ayağıma gelmiyor.

Bahar odadan çıktıktan sonra doğa bana sırıtarak bakmaya başladı. Hadi ama bahar sevilmeyecek bir kız değildi, tamam laf sokuyor kaba davranıyor olabilirdi, bana da davranıyordu ama çok iyi bir arkadaştı. Onu nasıl olur da sevemedi?
"Bahardan hoşlanmıyorsun anlaşılan" dediğimde güldü "benim arkadaşlık kurabileceğim tarzda bir kız değil" burun kıvırdı "bence senin de yanına yakışmıyor" ellerimi elleri arasına aldı "ben seni arkadaşlarımla tanistirabilirim. Bir yerlere gider ve bir şeyler iceriz, ne dersin?"

Gözlerimi, ellerimi tutan güzel ellerinden gözlerine çevirdim. Oda benden hoşlanıyordu, beni yanında görmek istiyordu.
"Tabiki çok isterim, ne zaman dışarı çıkacağız" diye sorduğumda sevinçle ellerini çırptı "yarın 2 gibi senin için uygun mu?"
"Evet uygun, zaten evden bir yere çıkmıyorum" dedim.
Bu günün bu kadar güzel olacağını asla tahmin etmezdim.

Baharla Gelen (YavBah)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin