Yorum yapsanız tel elinize yapışmaz merak etmeyin
Bahardan;
Yaklaşık bir dakika boyunca sevgi yumağı halinde kalıp, baki amcanın homurdanma ve huysuzlanması sonucu birbirimizden ayrılmıştık. Amca desem de onu hep bir baba olarak görmüştüm, yani anneannemden sonraki ikinci babam.
Onların hiç çocuğu olmamıştı, neden olduğunu hala bilmiyorduk, kurcalamak da istemiyorduk.
"Hadi ama baki amca beni hiç özlemeyecek misin?" Diye dolu gözlerle sorduğumda gözlerimin içine bakıyordu ve o bakışları kalbime dokunmuştu.
O beni önleyeceğini söylemeyecekse de ben çoktan anlamak istediğimi anlamıştım. Gözümden bir damla daha yaş düştüğünde çenem titredi.
Baki amca yine ondan beklediğim şeyi yapıp kafama gazetesiyle vurdu "ağlama bakayım, sanki başka ülkeye gidiyorsun. Ne bu duygusallık içimi şişirdiniz yahu" dedikten sonra ev terliklerini sürüyerek binanın yolunu tuttu.
Diğerleri de baki amcayı takip ederken rıfat amca "kızmayın üstadım, genç o daha" dedi.
"Genç mi? Koca kız olmuş apartman zili çalan çocuklar gibi bize oyun oynuyor rıfat." Diye homurdandiginda sırıttım.
Apartmanın kapısına geldiğimizde fatma teyze bekledigim gibi konuşmaya başladı "bizim memlekette de böyle işe girdim diyip evden giden bir kız vardı. Babası giller gönderdiydi de sonradan kocaya kaçtığı haberi gelmişti" dediğinde mehmet amca kolunu karısının omzuna atıp güldü.
"İlahi fatma her yerde de edecek dedikodu buluyorsun ya, helal olsun sana" dediğinde ahmet abi araya girdi.
"Fatma abla yüz yılın en iyi dedikodu istihbaratcısı ödülüne bile aday" dediğinde suna abla ahmet abinin kolunu cimdikledi "abartma ahmet öyle bir istihbarat yada ödül yok" biraz daha kısık sesle ekledi "ne diye dalga geçiyorsun kadınla"
"Suna kızım niye kocanı cimdikliyon, ayıp değil mi? Aaaa. İki cadde alttaki ayşe de kocasını cimdikliyormus, adamda tabi dayanamamış ayrılmış"
Fatma teyze yine birinin dedikodusunu anlattığında kocası mehmet abi onu çekiştirerek merdivenlerden yukarı çıkardı.
Bakı amca bana bakıp "birazdan yanıma gel" diyip merdivenlerin korkuluguna tutunarak yukarıya çıkmaya başladı.
Cem de elini omzuma atıp sıvazladiktan sonra merdivenleri üçer beşer çıktı. Yarın giderken üç beş kelam konuşmazsa dövecem bu çocuğu.
Geriye tatlı çiftlerimiz kaldığında konuşmaları için bekledim. Büyüklere saygılı olmak gerek neticede.
Meryem teyze elini sırtıma koyup oksadiktan sonra "umarım herşey gönlünce olur güzel kızım" dedi.
Bende elini öpüp gülümsedikten sonra "sizde asla birbirinizi sevmekten vazgeçmeyin" dedim.
Rıfat amca meryem teyzeyi kolunun altına alıp kendine çekti.
"Böyle birşey söz konusu bile değil"
Başımı salladığımda sarmaş dolaş binalarına girdiler.
Arkamı döndüğümde suna abla ve ahmet abi bana gülümseyerek baktılar.
"Genç çifte kumrularım, sizden de hala minik suna ve ahmetler bekliyoruz, yolda mı? İnşallah öyledir, ben evlenecek yaşa geldim. Benden önce yapın" dedigimde kahkaha attılar.
"İlahi bahar, nasipse oda olacak inşallah. Hem bunun bir sirası yok ki belki sen bizden önce sahip olursun" diye utanarak konuştu suna abla.
Ellerimi havaya kaldırıp "Inşallah" dedikten sonra güldüm.
Onları da dairelerine ugurladiktan sonra hızlı hızlı en üst kata çıktım. Baki amca çok beklettin diye huysuzlanmaz inşallah.
Baki amcanın dairesine ulaştığımda kapıyı açık bırakmış olduğunu fark ettim. Usulca içeriye süzülüp oturma odasında olduğunu düşünerek oraya geçtim. Tamda tahmin ettiğim gibi oturma odasında oturuyordu.
Bana bakmadan konuştu "otur bakalım kerata"
Gözlerimi devirip yanına oturdum. Neden herkes bana erkek muamelesi yapıyor, sıkıldım ama artık.
"Ya baki amca ne keratasi, o erkeklere soylenmıyor mu? Ben hanım hanımcık bir kızım" dediğimde soyledigim şeye bende inanmamıştım ama sonucta kızım.
