47.bölüm (FİNAL PART1)

1K 81 105
                                    


Minik kuşlar finale adım adım...

Ne hissediyorsunuz, baharın gitmesi konusunda? Sizce yavuz duyup onu durdurabilir mi?

Umarım bölümü begenirsiniz sizi seviyorum bol yorum...

Bahardan;

Benim kararım tabiki hayalimin pesinden gitmek olacak. Yavuzu deli gibi sevsem de hayalimden bir erkek için vazgeçemezdim.
Tamam yavuz benim için sadece sıradan bir erkek değildi, olamazdı. O benim ilk aşık olduğum, uğruna Her şeyi gözle alabileceğim adamdi ama... hayalimi yok sayamazdım, yavuz için mutlu olacağım şeyden vazgeçemezdim.
Ben işi yavuzla evlenmek için kabul etmedim, zaman zaman keşke yada acaba diyeceğim biliyorum ama yinede bunu kendime yapamam.

Derin bir nefes alıp konuştum "kabul ediyorum" başıyla beni onayladı "doğru kararı verdin canım" dosyayi açıp işaret parmağıyla kağıdı gösterdi "şuraya imza atman yeterli" diğer eliyle kalemi uzattığında elinden alıp hızlıca imzamı attim.
Kalbim göğsümü yumruklarken dudağımın içini dişledim.
Verdiğim karardan geri dönmeyecektim, dondurmelerine de izin vermeyecektim...asla.

Yavuzun da yurt dışından haberi olmamalıydı, ona haber verirsem beni bırakmazdı, biliyorum.
Müdüre teşekkür edip odadan dışarıya çıktıktan sonra sınıfa doğru ilerlemeye başladım.
Yavuzun varlığıyla butunlesmisken yavuz olmadan nasıl yaşayacaktım? Ben gittiğimde belkide başka birine tutunacak, onunla tekrar ayağa kalkacaktı.

Onu ben ayağa kaldırmıştım, şimdi tekrar yere düşmesine musade edecektim. Kalbim gitmememi söylese de aklım tam aksini söylüyordu.
Sınıfa doğru attigim her adımda kalbime milyon tane iğne saplanıyordu sanki... Kalbim bana yaşayacağım acıların fragmanını veriyor gibiydi.
Şuan böyle acıyorken gittiğimde kalbimden belkide eser kalmayacaktı.

Sınıfın kapısına ulaştığımda birkaç kez çalıp içeriye girdim. Kafamı yere eğip sırama geçtikten sonra oturdum.
Berk yanındaki hareketliliği hissetmiş olacak ki deprem oluyormuşcasina zıplayarak kalktı "baba ben değildim valla"
normalde olsa dediğine kahkahalarla gülerdim ama moralim sıfırdı.

Yüzümü birkaç saniye inceleyip kaşlarını çattı "noldu sana niye gülmüyorsun? Hem az önce nereye gittin? birşey olmadı değil mi doğru söyle?"
Başımı olumsuz anlamda salladım "hayaller paris hayatlar amerika duygular bodrum ben bok gibi" diyip başımı masaya koydugumda omuzlarından tutup beni doğrulttu "doğru düzgün anlat şunu, uyku yüzünden birşey anlayamıyorum"

Omuzlarımı silkip ellerinden kurtuldum "ölüyorum diyorum, toprak atanım yok" gözlerini devirip ofladi "bahar kısa kes aydın havası olsun"
Ne? Aydın havası mı?
Ona malmisin der gibi baktım "senin gibi bir zengin zuppesine yakışıyor mu böyle laflar, hiç yakıştıramadım"

"Bahar bana neden hala zengin züppe dediğini anlamiyorum, arkadaşız sanıyordum" dediğinde Yüzümü buruşturdum "üzgünüm herşey o kadar çok boka sardı ki, bende sana sarıyorum işte" başımı omzuna koyup gozlerimi kapattım "Sana birşey sorabilir miyim"

"Sor"
"Sana seçim şansı sunulsa, hayallerinin peşinden mi gidersin yoksa sevdiğin kişiyle mi kalırsın?"
Boğazını temizleyip birkaç saniye sessiz kaldı. Düşündüğünü varsayıp konuşması için bekledim.

"Hayali sevdiğimden önce kurmuşsam tabiki hayalimi secerim." ofladi "bilmiyorum ya vazgeçtim ben doğadan ayrılamazdım kesin" başını geriye atıp yarim ağız gülümsedi "sende tam adamına soruyon valla" dedikleri beni güldürmüştü "haklısın, senin hayalin yoktur. Zaten zengin olarak doğmuşsun"

Baharla Gelen (YavBah)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin