38. bölüm

997 106 44
                                    


Müzik: Sam Smith- lay me down

Bol yorum bebekler sizi seviyorum. Iyi okumalar.
💛❤😇

Yavuzdan;

Ne yani baharı ailesinden istemeye mi gideceğiz.
Bahar başını bilmem dercesine sallarken mutluluğu yüzünden okunuyordu.
"Siz nasıl uygun görüyorsanız babacım"

"Ne yani şimdi baharı istemeye mi gideceğiz" diye inanamayarak sordugumda annem ve babam başını salladılar.
"e olması gereken bu, annesi ve babasından istemeliyiz, eski köye yeni adet getiremeyiz"
Anne ve baba kelimelerini duyduğunda baharın yüzü birden düşmüştü. Zorlukla yutkunup eve doğru koşar adım gittiğinde elimi havaya kaldirip bağırdım "Bahar bekle!"

Annem ve babam yanima gelip şaşkınca baharın arkasından bakmaya başladılar.
"Oğlum bilmeden kötü birşey mi söyledim? Niye koşarak gitti bahar?"

"aslında biraz öyle oldu" başımı yere eğdim "baharın anne ve babası hayatta değiller. Onlarin evine gittigimde anne ve babasinin kim olduğunu sordum, ama bu günkü kadar üzülmemişti. Hatta daha mutluydu. Sanırım oradaki insanlar ona güç veriyordu. Ne kadar zamandır yada neden olduğunu bilmiyorum, onu üzmek için sormadım. Normalde o kadar neşeli ve mutlu ki anne babasını hatırlatıp güzel gulüşünun katili olmak istemiyordum. Ama bir sekilde yüzüne vuruluyor yaşanmışlıklar, keşke engel olabilsem... Keşke onu sürekli güldürebilsem." dediğimde kesik bir nefes aldım.

Anne ve babam kollarını bana dolayıp başımı okşadılar.
"Biz burdayiz oğlum, baharın anne ve babası var. Onu kızımız gibi görüyor seviyoruz. Asla senden ayrı tutmadık, bahar ilk geldiği gün kalbinin güzelliğini bize gösterdi." babam annemin ardından konuştu "o kadar güzel kahve yapıyor ki, torunum dünyaya gelsin her gün kahve isteyeceğim ondan."

Güldüm "baba karıma fazla alışma, fatma teyzeyle devam et. Olurda başka bir eve taşınırsak" güldüm "yani ailemiz kalabalık olunca. 4 tane falan çocuk düşünüyorum, o zaman sürekli eve gelmeye çalışırsın kapıyı açmam ona göre" dediğimde ikisi de kahkaha atıp başımı okşadılar.
"Onu o zaman düşünürüz yavuz bey. Hem sen almazsan gelinim alır beni içeri" dediğinde gülmekle yetindim.

Annem "e hadi içeri girelim de baharla konuşalım. Kız ne halde bilmiyoruz" dediginde beraber eve dogru gidip kapiyi çaldık.

Birkaç saniye sonra fatma teyze buruk bir gülümsemeyle kapıyı açtığında soru soran bakışlarla ona baktık "sultanım, ne bu hal? Birşey mi oldu"

Fatma teyze dudaklarını birbirine bastırıp geçmemiz için kenara çekildi. Kapıdan içeriye girip salona gittiğimizde baharın sırtı bize dönük bir şekilde oturduğunu fark ettik.
Sanırım baharın bu hâline üzüldüğü için suratı asikti.
Fatma teyze "eve geldiğinde birşey demeden boynuma sarıldı. Salona getirip oturttugumda neden üzgün olduğunu sordum ama bir türlü anlatmadı bana" diye bizi bilgilendirdiginde yavaş adımlarla baharın yanına gidip ellerimi ona uzattım "oturmama yardim et" bakışlarını yerden kaldırıp önce ellerime sonra bana baktı.

Ayağa kalkıp beni dikkatlice oturtup kendi de yanıma geçti.
Annem ve babam sanki benim oturmami bekliyormuş gibi ben oturduktan sonra karşımıza geçip oturdular.

Kimse söze nasıl başlaması gerektiğini, bu durumda ne söylenebileceğini kestiremiyordu.
Yanlış birşey söylerim de isleri daha kötü hale getiririm korkusu vardı.

Annem cesaretini toplamış olacak ki herkesin ona bakması için boğazını temizleyip konuşmaya başladı "Kızım? İyi misin? Seni kırdık mı?" Diye kısık ses tonuyla sordu.

Baharla Gelen (YavBah)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin