37. bölüm

896 108 43
                                    


bol yorum yapın bebekler.

Bahardan;

2 gün sonra...

Berkin odadan benden vazgeçmeyeceğini söylerek çıkmasının ardından yavuzla tek kelime konuşmamıştık. Yaklaşık bir beş dakika sonra gülümser anne odaya gelmiş bize ısrarla ne olduğunu sormuştu. Yavuz annesini bir şekilde geçiştirmisti, bende bu sayede açıklama yapmaktan kurtulmuştum.

O günden sonra gülümser anne sürekli yani başımızda olduğu için yavuzla konuşmaya da fırsat bulamamıştım.

Bu gün yavuzu hastaneden çıkarıyorduk. Artık burda kalmayacagimiz için göbek atmak istiyordum.
Bu süre zarfında yavuzu hiç yürütmeye çalışmadık, ama eve giderken ayaklanması gerekiyordu. Ben de dahil herkes çok heycanlı ve mutluydu. Artık yavuz ayakları üzerinde duracak, koşacak, araba ve motor kullanabilecekti.

Tıpkı bir annenin bebeğini yürürken görmüş gibi gurur duyuyorduk yavuzla.
Gülümser anne yavuzun doğrultup kıyafetlerini giydirdiginde oturduğum yerden kalkıp yavuzun kolunun altına girdim.
Bir kaç gündür hastanede olmamıza rağmen hala müthiş kokusu üzerindeydi.
Gülümser anne de boşta kalan kolunun altına girdiğinde yavuzu yavaşça yatakta dogrulttuk.
Bacakları hafif bükülük bir şekilde ayakta durarken sevinçle çığlık atıp yavuzun beline sarıldım.

"ahahaha dur güzelim, düşeceğiz"

Kollarımı ona daha sıkı sarip omuz silktim "bu yaşadığım en güzel an, şuan sevinçten uçuyorum. Nasıl durabilirim yavuz"

Gülümser anne kıkırdayip "gelinim haklı oğlum ben bile sevincimden yerimde duramayacak haldeyim" dedikten sonra yüzü bir anda düştü. Çenesi titremeye başladığında ağlamak üzere olduğunu anlamıştık. Yavuzla beraber ona şaşkınca baktık.
"Anne iyi misin?" Diye sordum.
Burukca gülümseyip başını salladı "iyiyim kızım sadece... yavuzu yürürken görmek duygulandırdı beni" dediğinde yavuz muzipçe sırıttı.

"Anne ne yoksa hamile falan misin? Kadınlar o zaman duygusal oluyorlar ya."

Gülümser anne yavuzun göğsüne hafifçe vurdu "Anneyle dalga geçmeye utanmıyormusun sen? Hem bahar da hamile ama şuan ağlamıyor değil mi? "

"Dalga geçmiyordum ki, hem bahar öyle aglak bir kız değil" diye gurula konustugunda gülümsedim.
Nasılda gurur diyor benimle.

Kaslarını çatıp yavuza kızgın bir bakış attı " yavuuuz"

"Tamam sustum"
Birbirimize bakıp gulustugumuz sırada hamit baba kapıdan içeriye girdi.

Kapıda yavuzu ayakta görünce gururla süzüp gülümsedi "işte benim oğlum. Sonunda seni ayaktayken görebilmek ne güzel" gülümser anneye bakıp ekledi "hazırsanız çıkalım"

"Hazırız hayatım çıkabiliriz"

Hamit baba bana kaşlarını çatarak bakınca endişeyle baktım. Umarım yanlış birşey yapmamışımdır.
"Gelin, sen hamile hamile neden ağırlık kaldırıyorsun?" Diye sorduğunda tuttuğum nefesi verip gülümsedim "babacım sorun yok bebek o kadar büyümedi diyip yavuza baktım.
Bana sırıtıp göz kırptı "şu bebek işini de halledelim bir ara"

Edepsiz ya. Kesin beni utandırmaya çalışıyor akli sıra.
Yemezler yavrum.

Alt dudağımı dişleyip kulağına yaklaştıktan sonra "alışveriş yapmam gerek önce" diyip basimi hafifçe ondan uzaklaştırıp gözlerinin içine bakarken dudaklarımı yaladım.

Şaşkınca dudaklarıma bakarken yutkundu.
Bahar 1-0 yavuz.

"Ne konuşuyorsunuz bakayım fısır fısır"
Gülümser annenin sesiyle ikimiz ona dönüp gulumsedik "yok bişey anne gidelim artık"

Yavuzu ağır ağır yürüterek odadan çıkardığımızda hepimizin ağzı kulaklarindaydi.
Yavuz sonunda yürüyordu, ilk defa yanimda ayakta durduğu için vücudunun büyüleyici güzelliği gözler önüne serilmişti. Sanki başka bir adam olmuş gibiydi...
Önümüzden geçen üç hemşire yavuza bakarak kikirdadiklarinda kaşlarımı çatıp kollarımı daha sıkı sardım.
Onu kimseye vermeye niyetim yoktu.

Yavuz olayı fark etmiş olacak ki kaşlarını assagi yukarı hareket ettirip sırıttı " kıskanıldik galiba"

Omuz silktim "benim olanı tabiki kıskanırım, sende akıllı ol gözün sadece bana baksın yoksa boşuna taşımana gerek yok düşüncesiyle oyarım"

"Ne yani bu güzelim gözlere kıyacak mısın? Kıyma, sana nasil bakarim o zaman?"

"Etmisin ki?" Diye iğrenç bir espiri yaptigimda koridorda yürümeye başlamıştık.

"Bahar lütfen öldürücü derecede iğrenç esprilerini daha sonraya sakla, bir daha o yatağa dönmek istemiyorum. Inan bana çadırımız o yataktan daha rahat."

Şuna bak koca yatakta yattı birde isyan ediyor.

"lan sus vuracam ağzına bak, biz orda kıç kadar kanepede uyuduk beyefendi kocaman yatakta yattı birde utanmadan mızmızlanıyor."
Kahkaha attı "neden yanıma yatmadın, sana gelme dedigimi hatırlamıyorum"

"gel dediğini de hatırlamıyorum ama" diyip tek kaşımı kaldırdığımda hamit baba olduğu yerde durup gözlerini kisarak bize baktı.

"çocuklar ayıp değil mi büyüklerinizin yanında cilveleşiyorsunuz"

Ağzımı şaşkınca açıp dehsetle hamit babaya baktım.
Biz tartışıyorduk lan hamit baba ne cilvesi.

"baba af buyur ne cilvesi? Tartışmanın adı ne zamandır cilve oldu?"

Gülümser anne kahkaha atıp araya girdi "kızım yavuz yatağa gelmedin dedi sende çağırmadın falan demedin mi?" Diye sorduğunda mahcup bir yüz ifadesiyle bakarken kirpiklerini sirince kirpistirmaya başladım "şey özür dilerim, bir anlık şey olunca... yani sevinçten" yavuzun koluna cimdik atıp yardım sinyalleri gönderdim.

"aaa... yoruldum artık bir an önce eve gidebilir miyiz?"

Yavuzun sayesinde sorudan yırtmıştık. Tekrar yürümeye başladığımızda yavuzun omuzumdaki elini alıp öptüm "aferin sana pikaçu"

Bana gülerek bakıp bakışlarını ayağına çevirdi "daha ne şekillere sokacaksın acaba beni, bukalemun dillim"

"övdün mü gömdün mü be" dediğimde güldü "hala yanmış beyinin sen olabileceğini nasıl düşünemedim aklım almıyor. Oysa o kadar çok benziyordunuz ki... adınız, espiri anlayışınız, asabi tavirlariniz falan"

"Çoğul ek kullanmasana ben oyum oda ben zaten. Hem illa bilmen gerekmez buda bir ani olarak kalacak iste fena mı?" dedigimde basini salladı "haklısın güzelim"

Nihayet arabaya ulaştığımızda binip yola koyulduk.
Yol boyunca yavuzla ellerimizi hiç bırakmamıştık. Arada elimi dudaklarına götürüp öpmeyi de ihmal etmemişti.
Evin önüne geldiğimizde hemen arabadan indim, arabada sıcacık olan ellerim ve yüzüm soğukla buluşunca ürperdim.
Arabaya geri girme isteği doğmuş olsa da kendimi eve gireceğim konusunda telkin edip hamit babaya yavuzu arabadan çıkarma konusunda yardım etmek için kapının dibine geldim.
"dur yardım edeyim"

Yavuz eliyle bizi durdurdu "hayır yürümek istiyorum" diyip arabadan destek alarak kaldığında hamit babayla biraz geri çekilip yavuza yol açtık. Minik adımlarla yürümeye başladığında sevinçle ellerimi çırpıp zıpladım "yürü be, kim tutar seni ceylanım benim"
O an hamit babayı unutmuş ağzıma geleni söylemiştim.

Güçlü bir kahkaha duyduğumda hamit baba olduğunu anlamıştım "yavuz, gelinim senden daha açık sözlü"

"Öyledir baba dilinin ayarı yoktur onun"

İylidir bıbı dilinin ıyırı yıktır ının. Gel diyor ağzımı burnumu kır.

Hamit baba yavuzun resimleriyle tekrar kahkaha attı "e o zaman yarın kızı istemeye gidelim de adet yerini bulsun öyle değil mi?"

...

Baharla Gelen (YavBah)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin