21. bölüm

1K 107 70
                                    


Selam bebeklerim kısa yazdim falan ama neyse iyi okumalar bol yorum yapın sevindirin beni
❤❤

yavuzdan;

Şaşkınlıktan donmuş bir halde baharın kapalı gözlerine bakıyordum. Beni öpüyordu, dudaklarımdaki baskı daha şiddetli olduğunda karşılık vermemi istediğini anladım.
Ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ona karşılık mi vermeliydim? Bir yanım karşılık vermem için beni zorluyorken diğer yanım da dalga geçebilme ihtimalini bana hatırlatıyordu.

Ben karşılık vermeyince pes edip dudaklarını dudaklarımdan çekti. Gözlerini yavaşça açıp kucağımdan kalkmadan yüzümü incelemeye başladı.
Neden hic yuzunde utanma duygusu yok, neden onun yerine ben utanıyorum?

"b-bahar bunu neden yaptın" dedim elimi dudaklarıma koyup.
Umarım isteyerek öpmüştür, eger dalga geciyorsa kendimi kirlenmiş hissedeceğim.
"Öpüşmenin ağrılara iyi geldiğini biliyor muydun?" Diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda salladım. Gülümseyip "öğrenmiş oldun" ağzını şapırdatıp dudaklarını yaladı "hadi bana biraz ilaç ver" diyip dudaklarını uzattığında ellerimle omuzundan tutup onu engelledim.

Sanırım sarhoş olmuş, böyle saçma şeyler söyleyip üzerime atlamasinin başka bir açıklaması olamaz.
"bahar içki kokan ağzını benden uzak tut" dedikten sonra elimle burnumu yelledim "iğrenç kokuyor"
Kollarını beline koyup yüzünü yaklaştırdı "iğrenç mi? Sanki hiç içmemiş gibi iğrenç mi diyorsun yani? Yoksa benden mi iğreniyorsun?" gözlerini kıstı "kim bilir belki ben gittikten sonra ağzını klorakla falan silersin"

Her şeyi nede güzel yanlış anlıyor. Sanki benimle dalga amaçlı öpüşen o değilmiş gibi birde bana kızıyor.
Ofladım "bahar çok konuşuyorsun. Ben seninle 1 yıl nasıl evli kalacağım acaba? Belki bana bir iyilik yapar da çeneni biraz kapalı tutarsın "

Bana kızgınca bakarken burnundan soluyordu "belkide evlenmeden burdan çekip gitmeliyim, sende benim para avcısı biri olduğumu ve yalan söylediğimi açıklar kurtulursun" dediğinde bir hışımla çadırdan çıkıp kapıyı çarparak gitti.
Bu kadar fazla üzerine gitmesemiydim acaba...
Onun yanımda sürekli konuşmasını iğrenç espiriler yapmasını seviyorum ama beni hic bir duygusu olmadan öpmesi hiç hoş değildi. Birde ne demişti 'öpücük ağrıları azaltır mı' hadi ama başka saçma bir neden bulamadı mı?
En azından öptükten sonra utanıp kaçsaydı, kendimi kullanılmış hissetmezdim. Böyle bir seçeneğin baharda bulunmadığı da ortadaydı ama yinede bir umut, belki diyorum.

Kim bilir belki aşık olsa utangaç biri olabilir. Asla asla dememek gerekir.

Bahar gittiğinden çadırın içinde oturuyordum. Gidiyorsun bari en azından beni yatağa yatır, çadırda uyuyacağız mecbur...

Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştığım sırada odanın kapısı yavaşça açıldı. Gelen her kimse konuşmak istemiyordum, bu yüzden uyuyor numarası yapmaya başladım.
Ayak sesleri duymuyordum, sanırım ayağında terlik falan vardı.
Çadırda bir kıpırtı hissettiğimde gozlerimi açmadan gitmesini bekledim.
Ama bu her kimse çadıra girmişti, gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum.

Dayanamayıp gozlerimi yavaşça araladım.
"bahar?"
Bana bakıp göz devirdi "kay öteye bu benim çadırım kendim için hazirlattim" dediğinde kontrolüm dışında bir gülümsemeyle karşılık verdim.
Bu kızı anlamak çok zor, beş dakika önce esti gürledi ve odadan çıktı, şimdiyse pijamalarını giyip geri gelmiş.
Ne düşünmem gerek, kafam çorba gibi olmuştu.

Hafiften geri gidip ona yer açtım, yüz üstü yanıma yattı. Çadır fazla büyük olmadığı için kollarımız birbirine temas ediyordu.
Başımı ona çevirip yan profiline bakmaya başladım "neden beni yatağıma yatırmıyorsun?"

Seslice nefes alıp verdi "bu çadırı neden senden istediğimi bilmek ister misin?"

"evet merak ediyorum ama ilk defa bu gün içine girdin" diye yanıtladım.
Gülümseyip başını kulağıma doğru yaklaştırdı ve sessizce konuştu "nah söylerim" kafasını uzaklaştırıp kahkaha attı "meraktan çatla"
Bu neydi şimdi? Yoksa odadan çıkınca daha fazla mı içki tüketti bu kız. yinede her haliyle hem güzel hemde komik olabiliyor.

burnumu buruşturdum "çocuk musun?"
Bana bakıp sırıttı "hayır ama yakında karın olacağım" dediğinde sustum. İçki içmiş olduğunu bilmesem benimle evleneceği için mutlu oluyor sanırdım.
"berkin bu duruma kızması umrunda değil mi? yada vereceği tepki? Bosandigimizda seninle evlenecek mi? Onu sevdiğini söyledin ama keyifle karın olacağım diyorsun ne dü-" sözümü üzerime eğilerek kesti.

Şaşkınca gözlerine bakarken aralık ağzından gelen naneli diş macunu kokusu kafamı karıştırmıştı.
Sarhoş olan biri diş fircalarmiydi ki?
Nefesim yüzündeki topuzundan kurtulmuş sacları havalandiriyordu. Yarim ağız gülümseyip dudaklarını yaladı "ne istiyorum biliyor musun?"

Soru sorarcasına ona baktım "ne?"
"Seninle deli gibi öpüşmek"
Kalbim göğüs kafesimi zorlarken yutkundum. Bu kızın içinde tam bir abaza vardı, bunu anlayabiliyordum.
Yavaşça dudaklarıma dogru egildigi sirada aniden kapı açıldı.
Bahar yüzünü eksitip kendini yan tarafa attıktan sonra dizine vurdu "yine mi ya"

Annem çadırın önünde belirdiğinde dudaklarımı yalayıp nefesimi düzenlemeye çalıştım.

Annem şaşkınca önce baharı sonra da beni süzdükten sonra gülmemek için alt dudağını dişledi.
"çocuklar? yatak neyinize yetmedi?" Diye alayla konuştuğunda göz devirdim.
"anne ne diyorsun Allah aşkına biz piknik yapıyoruz" dedim gozlerimi kaçırıp.
Aferin bana ne güzel yalan buldum söylemek için.

Annem büyükce bir kahkaha attığında baharda sırıttı.
"oğlum ne yiyordunuz" diye sorduğunda cevaplamak için agzimi aralamıştım ki bahar araya girdi "birbirimizi yiyiyorduk"
Bu kızın çenesi hiç susmayacak mı acaba.
Hayir annemin yanında söylenecek şey mi bu görende yiyisiyoruz sanır.

Annem eliyle ağzını kapatıp güldü "güzel gelinim de benden hiçbirşey saklamaz" elini dizime koyup okşadı "aferin sana sonunda doğru yolu bulmuşsun. Her ne kadar evlenmeden yapmis olmanıza kızsam da sonunda evleniyor olmanız ve bir torun verecek olmanız Her şeyi unutmama yetiyor" dediğinde göz devirdim.

"tabi anne, bizde çok mutluyuz emin ol" derin bir nefes verdim "şimdi kovmak gibi algılama ama müstakbel karımla başbaşa kalmak istiyorum" dedigimde baharla kıkırdadılar.
Eh be bahar senin yüzünden ne hallere düştük.

"tamam canım, siz şey yapın" dediğinde kaşlarımı çattım " anneee nasıl konusuyorsun sen ya"
Ağzına hayali bir fermuar çekip güldü "e hadi git o zaman"
Basını sallayıp iyi geceler diledikten sonra odadan çıktı.
Bahara dönüp kızgın bakışlarımı gönderdim.
"bahar ne diyorsun sen? ne demek birbirimizi yiyiyorduk?" Diye sordugumda gülmesini bastırdı "kavga anlamında ya ne fesatsin"
Suna bak nasıl da kıvırıyor.

"sayende fesat düşünüyoruz bahar hanım. agzindan düzgün bir kelime mi cikiyor ki" dediğimde ellerini saclarında gezdirip bana değişik bir bakışla bakmaya başladı "söyleyene değil söyletene bakacaksin"

...

Baharla Gelen (YavBah)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin