Bebekler ben geldim iyi okumalar. Bol yorum yapın sizi seviyorum.Bahardan;
Burçak tekrar yutkunup birkaç adım geriledi.
"Ben. Ben yavuz için..." diyip sustuğunda efe birkaç büyük adım atıp burçağın boğazına yapıştı. Onu duvara sertçe ittiginde burçak çırpınarak, efenin ellerinden kurtulmaya çalışıyordu. Şaşkınca olanları izlerken efe yine korkutucu bir ses tonuyla konuştu "yavuzdan uzak dur! Onun da hayatini mahvetmene izin vermeyeceğim. Benim etrafımda da dolanma, adını dahi duymayayım. Eğer olur da seni yakınlarımda görürsem öldürürüm" bir saniye bekledi "DUYDUN MU BENİ?" burçak başını hızla salladı ama efe onu öldürmwye niyetlenmiş gibiydi.Biri falan görse kesin polis çağırır, işin gücün yoksa birde polisle uğraş.
Burçağın yüzü kıpkırmızı olurken gözleri de dolmaya başlamıştı. Hemen efenin yanına gidip burçağın boynunu ellerinden kurtardım.
Efeyi kolundan birkaç santim geriye cektigimde burçak kendini yere bırakıp öksürmeye başladı.
Nöbet geçiriyor gibi öksürürken başını kaldırıp dolu gözlerle efeye baktı.
Hemen araya girdim "nerden buldun bizi? Her zaman huzurumu bozmak zorunda mısın kızım sen?"Öksürükleri seyreklesirken boynunu ovalayıp zorla konuştu "zehra, zehra teyze söyledi"
Efe tekrar üzerine atlamak için hareketlendiginde kolunu sımsıkı tutup onu engelledim.
"Burçak defol git burdan salacam efeyi şimdi, elinde kalacaksın" dediklerimle korkup titreyerek ayağa kalktıktan sonra arkasına bakmadan koridorda kayboldu.
Girmeseydin de salıverseydim keşke efeyi."efe otur bakalım şöyle" diyip koltukları isaretledigimde hızlı hızlı nefes alırken orda dikilmeye devam etti.
Onu kolundan çekiştirip koltuğa oturttugumda ellerini koltuğun minderlerine koyup parmakları bembeyaz olana kadar sıktı. Ellimi yanındaki elinin üzerine koyup okşadım. "Bana ne olduğunu anlatmaya ne dersin?" Diye sordugumda gözlerini duvardan ayırmadan acıyla güldü."o kadın" iğrenç birseyden bahsediyormuş gibi yüzünü eşitti "benim hayatımı mahvetti...Beni yaşarken öldürdü.O kadın görüp görebileceğin en iğrenç, en karaktersiz, en midesiz insan."
"sebep ne peki? Sana ne yaptı da bunlari söylüyorsun? Seni az cok tanidim efe asla bos yere kimseye kötü sözler söylemezsin" dedigimde bana kısa bir bakış attı "zaten bu yüzden bu haldeyim ya" bakışlarını tekrar duvara dikti "iyi davrandigim için acınacak haldeyim"
Burcakla alakasını çok merak ediyordum ama efe bir türlü anlatmıyordu.
O sırada yanımızda gülümser anne ve hamit baba belirdi.
Elimi efenin elinin üzerinden çekip boğazımı temizledim "annecim? Babacım? Yemeğinizi yediniz mi?" Diye sordum.
Başlarıyla beni onayladılar.
Hamit baba efeye bakarken "bahar ne oluyor burda?" Diye sordu.Efe de ikisine gülümseyerek baktıktan sonra ayağa kalktı "kusura bakmayın, yavuzu merak ettiğim için gelmiştim." ellerini kotunun önüne sürtüp ekledi "gitsem iyi olacak"
Hamit baba bizi yanlış anlar diye o kadar korkuyordum ki açlık ve korku yüzünden mide öz sütüm boğazıma kadar çıkıp çıkıp geri iniyordu. Zaten daha olayları bile anlayamamıştım.
Gülümser anne efenin kolunu tuttu "iyi olduğuna emin misin? Betin benzin atmış"Basını salladı " hastane kokusunu sevmiyorum, sanırım o yüzden" diyip bana göz kirptiginda gözüne yumruk atmamak için kendimi zor tuttum.
Hamit baba yanlış anlayacaktı."o zaman tamam, sen bir an önce dışarıya çık temiz hava al çocuğum"
Basını sallayıp yanımızdan uzaklaşmaya başladığında birkaç saniye onu izleyip gülümser anneyle hamit babaya döndüm.
" otursanıza ayakta kalmayın"
Dedigimi yapıp koltuklara yerleştiler.
"yavuzdan hala bir haber yok mu?" Diye sordu hamit baba.
Başımı olumsuz anlamda salladım. "malesef hayır. sizin ameliyatın bu kadar uzun süreceği hakkında bilginiz varmıydı? yoksa bilmiyor muydunuz?"