24. bölüm

1K 104 77
                                    


Alin hadi bir bölüm daha. sizi çok seviyorum bol yorum bebeklerr

Yavuzdan;

Kapıdan bize şaşkınlıkla bakan berk ve arkasında alt dudağını dişlemiş doğayı gördüğümde ellerim baharın yüzünden yavasca kucagima düştü.
Bahar hemen doğrulup önce berke sonra doğaya en son da benim esofmansiz altıma bakıp gözlerini büyüttü.
Sanırım çok saçma bir anda yakalanmıştık.

Berkin yüzündeki ifade şaşkınlıktan öfkeye doğru geçiş yaparken birkaç adıma baharın önüne dikildi.
"bahar ne oluyor burda?"
Bahar önce bana bakıp sonra da bakışlarını berke çevirdi "siz nerden çıktınız?"
Hadi ama böyle bir durumda, böyle bir atmosferde bu mu sorulur bahar? Adam zaten sinirli.

Berk burnundan solurken doğa ellerini onun koluna doladı "berk sakin ol lütfen"
Berk kolunu hızla doğadan kurtarıp bahara baktı "ne oluyor burda DEDİM!"
Son kelimeyi bağırarak söylediği için bahar ve doğa sıçradılar.

"Allah askina bağırmasana berk" elini göğsüne koyup derin bir nefes verdi "korktuk"

"bahar bana çabuk burada ne olduğunu açıklıyorsun, yavuzun bu hali ne neden onun elleri senin yüzündeydi?" ellerini saçlarının arasından geçirdi "delirmek üzereyim çabuk bana mantıklı bir neden söyle"

Bahar ellerini berkin kollarına koydu "bak gördüğün gibi değil, ben... ben sadece gözümdeki kirpigi aldırıyordum." derin bir nefes alıp dudaklarını yaladı "bak emin ol sandığın gibi birşey değil. Esofmanini da sadece değiştirmek için çıkardım" yalvarircasina baktı "lanet olsun ben ona bakıyorum biliyorsun"

Ben şaşkınca bahara bakarken, içimde birşeylerin kırıldığını hissettim.
Bahar kalbimi paramparça ediyordu. Dökülmek için benimle savaşan gözyaşlarımı tutmakta oldukça zorlaniyordum ama orada ağlayamazdım, onların yanında olmazdı.

Berk birkaç saniye baharın yüzünü inceleyip nefesini dışarı üfledi "pekala sana inanıyorum. Ama onunla bu kadar yakın olmamanı söylemiştim sana" dediğinde bahar onun koluna girip sürükleyerek kendi odasına götürdü.
Kapıyı kapattığında bende üst dudağımı dişleyip gozlerimi kapattım. Benimle savaşan gözyaşlarımı doğayı umursamadan sessizce dökmeye başladım.
Orada onun olmasını umursamıyordum. Ben az önce sevdiğim kız tarafından aldatılmış, kandırılmıştim. Beni öperken samimi olduğunu sanmıştım, en önemlisi ben ona inanmıştım.

Hemde kimseye inanmadığım kadar çok. Kalbim ilk defa ağrıyordu, ilk defa aşık olduğumu hissediyordum. Aşk güzel birşeydi ama neden canım yanıyordu? Neden daha yeni mutlu olmuşken yerini acı aldı? Bu bir çeşit sınav mıydı yoksa aşk sadece acıdan mı ibaretti?

"yavuz iyi misin?" dusuncelerimden bana dokunan bir el ve sesle ayrıldım.
Doğa da dolmuş gözlerle bana bakıyordu.
Acaba bana acıdığı için mi gözleri doldu?
Tabi ya neden olacak ki başka, o dememiş miydi seninle dalga geçiyorum diye
Belki de şuan vicdan azabı çekiyordur.

Alayla güldüm "ne o çok mu üzüldün? Bana acıdın mı? Bu sakat adamı kimse sevmez mi diyorsun? Kimse ona bakmaz mı diyorsun? Söyle!"
Burnumdan soluyarak konuştuğumda gözyaşları döküldü ve hıçkırarak aglamaya başladı.
Önüme diz çöküp başını bacağıma koydu.
"berki çok seviyorum yavuz" hıçkırdı "onu hep sevdim... ama o baharı seviyor. Gözü ondan başkasını görmüyor" başını yavaşça kaldırıp gözlerime baktı "bazen... bazen keşke baharın yerinde olsam diyorum... keşke berk beni sevse... keske onunla ben beraber olsam... ama olmuyor yavuz. Olmuyor, beni hep arkadaşı olarak gördü." burnunu çekti "Ama ben onu öyle görmüyorum. O kadar kör ki benim onu ne kadar çok sevdiğimi bilmiyor..."

dediğinde hızla sözünü kestim "yeter. yeter anlatma daha fazla, senin de o berkin de yüzünü görmek istemiyorum. Evime geldiğin güne lanet olsun. Sana aşık olduğumu sandığım için aptal kafama sıçayım. Baharı sizin yanınıza getiren, seninle dışarı çıkma fikrini kabul eden aklıma sıçayım. O kadar aptaldım ki bahara onca laf ettiğinizde sizi susturmadım, kendimi susturdum. O kadar aptaldım ki seni sevdiğimi sanıp senin dediklerini yapmaya çalıştım, baharı yanımdan uzaklaştırdım.
O kadar aptaldım ki annem baharı sevdiğini söylediğinde ona senden bahsettim... Sizin igrencliklerinizi, kötü kalplerinizi gözüm gormedi, dediklerinizi kulaklarım duymadı. Bu süslü kıyafetlerin ardına gizlenmiş şeytanları göremeyecek kadar acizdim. Benim sadece vucudum engelli değildi. Benim vücudumla birlikte duygularım ve düşüncelerim de engelliydi. Bu yüzden ben yeterince kendime acıyorum...şimdi o timsah gözyaşlarını al ve defol git bu evden."

Bana titreyerek ve korku dolu gözlerle bakarken yerden hızla kalkıp kaçarcasına odadan çıktı.
Belki de bunlari söylemek için çok geç kalmıştım ama yinede içim biraz olsa da rahatlamıştı.
Baharın berki odadan çekip çıkartması sürekli gözümün önüne gelirken sinirle dizime vurdum.
Madem berki seviyordu o zaman neden beni öptü? Neden bana umut verdi?

Kapı yavaşça açıldığında içeriye bahar girdi. Bakışlarımı yere indirdim, onun konuşmasını bana bir açıklama yapmasını istiyordum.
Hiç birşey söylemedi. Sessizce gelip esofmanımı giydirdikten sonra beni odadan çıkarmak için sandalyenin arkasına geçti.
Bileğini sıkıca kavrayıp onu önüme getirdim.

"amacın neydi?" hiç birşey soylemediginde bileğindeki elimi daha çok sıktım "amacın neydi dedim?"

Alayla gülüp kolunu benden kurtardı "sadece biraz mutlu olmanı istedim" kollarını göğsünde kavuşturdu "bana aşık olduğunu söyleme çünkü burada deli gibi gülebilirim"
Bunları diyen bahar olamazdı. Berki gördüğünde bir anda nasıl değişebildi? Herşey yalan mıydı yani? Oda mı beni kandırdı.

Ellerimle kazağının yakalarından tutup onu kendime çektikten sonra tıslarcasina konuştum " Bu kadar alçalacağını tahmin bile etmezdim. Sen benim günlerce beraber olduğum, gülüp eğlendiğim, yanında ağladığım kız olamazsın. O böyle biri değildi, o benim için her şeyi yapabileceğini gözlerinde gördüğüm masum ama bir o kadarda cesur bir kızdı." başımı olumsuz anlamda salladım "o sen olamazsın"

Kendini geri çekip benden uzaklastigında bakışlarını kaçırdı "herneyse artık aşşağıya inelim, baban çoktan gitmiştir"
dediğinde onu durdurdum "konuşmamız bitmedi. Bir şeyler söyle bana"

"Ne duymak istiyorsun? Berki seviyorum işte bir anlık hevesti seninle öpüştüm. Daha fazlası zaten olamazdı."
Dehsetle ona bakarken gözleri benden başka her yere bakıyordu.

"yalan söylüyorsun..."Sandalyeyle biraz ona yaklaşıp elini tuttum "Bana bakmıyorsun, bunlari gözümün icine bakarak söyle hepsi yalandi hepsi hataydı de... hadi söyle"

Bana bakmadı elini silkeleyip "aptalsın, canını mi yakmamı istiyorsun?"
Başımı olumsuz anlamda salladım "istesende yapamazsın bahar... yalan söylüyorsun. bilmiyorum neden ama öyle olsun seni zorlamayacağım. Senden evlensek de uzak duracağım. Bana gelmeni bekleyeceğim bahar... Bana bunların nedenini açıkladığın günü bekleyeceğim." dediğimde birşey demeden sandalyenin arkasına geçip beni odadan dışarıya çıkarttı.

Umarım o şerefsiz berk seni tehdit etmiyordur, eğer öyleyse onu doğduğuna pişman edeceğim!

...



Baharla Gelen (YavBah)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin