13. bölüm

1K 98 89
                                    


bol yorum canlarım sizi seviyorum...
medya bölümünde berk var jsjsnksjdidnd

Yavuzdan;

Herkes şaşkınca bana bakarken güldüm "iyi arkadaşlarız biz değil mi adamım"
Bahar kendini toparlayıp kahkaha attı "tabiki dostum" elini yumruk yapıp bana uzattığında, bende elimi yumruk yapıp yumruğuna vurdum.

Annem babamın elini tutup gülümsedi "hayatım sence de cok guzel bir aile olmadık mı?" Diye imayla konuştuğunda kaslarimi çatıp ne demek istediğini anlamaya çalıştım. O sırada babam annemi başıyla onaylayıp konuştu "haklısın canım, çok güzel bir aile olduk" bahar ve bana bakıp ekledi "gelinimiz ve oğlumuz masaya gelip bizi mutlu ettiler."

Seslice öksürmeye başladığımda annem ayağa kalkıp yanıma geldi "oğlum iyi misin"elime su bardağını tutuşturdu "al su iç biraz" dediğini yapıp "teşekkürler" dediğimde yerine geçip oturdu.
Ne diyor bunlar ne gelini, hemde bahar mi yok artık.

"anne? baba? siz ne dediğinizin farkında mısınız acaba?" baharı elimle işaret edip ekledim "o benim anca erkek kardeşim olabilir. Daha fazlası olmaz! Hem" bir saniye bekledim "benim sevdiğim var"
Annem babama şaşkınlık ve mutluluk karışımı bir yüz ifadesiyle baktıktan sonra "oğlum sen ciddi misin? Dün mü aşık oldun? Nasıl oldu? Eminim kız çok güzeldir" diye hızlıca konuştuğunda göz devirdim "anne sakin olur musun? Dün falan aşık olmadım" bakışlarmı tabagima indirip ekledim "doğaya aşığım"

"Ne?" annemin tepkisiyle başımı hızla kaldırdım "nasıl ne anne duydun işte"
Bahar ağzına salatadan bir kaşık koyup çiğnerken konuştu "gülümser abla oğlun bir kanişe aşık oldu"
Bahara kızgın bakışlarımı yolladığımda dil çıkardı.
İnsan büyüklerinin yanında bu şekilde nasıl konuşurdu ki? hicmi utanmıyor bu kız.
"Anne sen boşver baharın dediklerini" dediğimde annem baharın elini tuttu "oğlum kararlarına saygı duyuyoruz, ne diyebiliriz ki. Aşık olmana, bizimle masaya oturmana ve dışarıya çıkmana çok mutlu olduk ama biz baharı gelinimiz olarak görüyoruz" dediğinde şaşkınca bahara baktım.
"Anne lütfen, sana baharla bizim sadece kardeş olabileceğimizi söyledim, niye kızın yanında böyle konuşup beni utandiriyorsun" dediğimde annem bahara gülümseyerek baktı "yavuzcum sen ne dersen de ben baharı gelinim olarak görüyorum" dedi.
Babam araya girip "gülümser tamam canim bence oğlumuza yüklenme, sonucta sevmediği biriyle evlendiremeyiz." dediğinde babama minnet dolu bakışlarımı ona gönderdim.
En azından babam benim arkamda duruyordu.
"ayrıca yaşımız genç, daha ayağa kalkıp yürümedim bile"

Annem "oğlum tedaviye de mi başlayacaksın" diyip babamın elini tekrar tuttu "hayatım oğlumuz çok değişti farkında mısın?"
Göz devirdim "abartma anne" geviş getiren bahara bakıp ekledim "artık odaya çıkalım test çözeceğiz daha"
"tamaam" dedikten sonra sandalyeden kalkıp beni masadan biraz uzaklaştırdı "size afiyet olsun"
"Sağol canım"
Baharda "afiyet olsun" diyip beni asansöre bindirdi.

Birkaç dakika sonra odaya gelmiştik, bahar beni yatağıma yerleştirip elime de test kitabı ve kalem verip kendi de yanıma kuruldu.
Of nerden çıktı ki bu test işi, önceden ne güzel telefonla uğraşıyordum bu saatlerde.
Test kitabını açıp birkaç soruyu işaretledikten sonra dinlenmeye karar verdim. Bahar göz ucuyla bana bakıp "test çözsene oğlum dikkatimi dağıtıyorsun" dedi.

Benim ne suçum var şimdi, masumca dinleniyorum burda.
"Bahar git işine ya, deminden beri konuşmuyordun ne güzel. Ne diye konuştun yine" dediğimde elini yumruk yapıp bana doğru tuttu.
"yavuz kaşınıyorsan kaşırım dert degil"
Berke attığı yumruktan sonra bahardan tırsmaya başlamıştım, ama o çocuğun neden baharın bu kadar üzerine gittiğini de anlamış değildim. Yani baharda ne görmüş olabilir ki?
"Bahar?" dediğimde "ne?" dedi.
Göz devirip konuştum "berk denen çocuktan hoşlandın mi?" kalemi kitabın üzerine koyup düşünür gibi yaptı "bilemiyorum, aşık değilim. Sanırım aptal bir çocuk için ona katlanıyorum" sırıttı "aslında fena bisey de değil gideri var yani"

kaşlarımı çattım "nasıl Yani? Kim için?"
güldü "boşversene" derin bir nefes verdi "hem eninde sonunda öğrenirsin, şimdilik bilmen gerekmiyor" dediğinde üstelemedim "Peki madem"
"yarın berkle dışarıya çıkacağım" diyip güldü "sizde gelsenize"
Niye bizi de çağırdı şimdi bu? Üstelik doğadan da hiç hoşlanmıyor.

"Bahar kafana birşey mi düştü? Ben ve doğadan bahsediyorsun değil mi?"
Göz devirdi " çifte randevu diyordun önceleri, fırsat ayağına geldi işte" tek kasını kaldırdı "istemiyor musun?"
"bilemiyorum, doğaya da sormak gerek" ekledim "onun onayını almadan birşey diyemem, ayrica berkin bundan haberi var mı"
ofladı "onane, kimi istersem onu çağırırım." güldüm peki madem"

"hadi birbirimize itirafta bulunalim" tek kaşımı kaldırıp soru sorarcasına ona bakarken konuştum "bilmem ki dogru olur mu?" ekledim "yani senin gidip millete ozelimi acmayacagini ne bileyim"

kaşlarını çatarak baktı "ağır ol bu tür iftiraları asla kabul edemem, dişlerini eline dökmemi istemezsin herhalde"
ellerimi teslim oluyormuscasina havaya kaldırdım "ops tamam sakin ol, gece gece bela istemiyorum" dudaklarımı birbirine bastırdım "itiraf vakti o zaman, ilk kim başlayacak' diye sordum.
"Ben" derin bir nefes verdi "daha önce hiç öpüşmedim" şaşkınca ona baktım.
Bu kadar abazayken nasıl olur da kimseyle öpüşmez bunca zaman çok tuhaf?

kaşlarımı havaya kaldirip güldüm "vay canına bunu beklemiyordum" alt dudağımı dişledim "daha önce hiçbir sevgilimin ailesiyle tanışmadım" göz devirdi "bumu yani itirafın, bunu birine söylesem nolur söylemesem nolur oğlum" ofladı "seninle birşey yapılmaz "  yataktan kalktıktan sonra test kitabını eline aldı "ben gidiyorum. Efeyi arayıp biraz flört edeceğim" dediğinde gözlerimi kocaman açtım "yuh bahar ya, hem berkle randevulasiyor hemde efeyle flört etmeyi düşünüyorsun" dediğimde kahkaha attı "ablan flörtöz bebeyim" elimi göğsüme koyup basimi eğdim "büyüksün bahar reis"
"yalakalik yapma test çöz" diyip odadan koşarcasına çıktığında kahkaha attım.
Bu kız cidden çok komikti.

Bahardan;

Odaya girdiğimde test çözerken aklıma gelen fikri işleme sokmak için harekete geçtim.
Telefonumu elime alıp cemi aradım, telefonu birkaç calista açılmıştı.

"Alo cem? Benim bahar. Napıyorsun ağzından lafı cımbızla aldığım. Lan ne hayırsız arkadaşsın arayıp sormuyorsun. Gerçi arasan da zorla konuşursun sen." dediğimde ofladi "sanada merhaba"
Laf mı çarptı bana o?

"laflara bak sen, neyse sana bir işim düştü. Eğer yapmazsan seni baki amcanın bakıcısı yaparım ve hiçte kibar olmam biliyorsun değil mi?"

"Evet"

Göz devirdim "uzun cümle kurarsan ölürsün değil mi? saçı uzun dili kısa kardeşim"

"anlat artık"

"Tamam be" diyip ekledim " foyasini ortaya çıkarmamız gereken bir sürtük var" diyip sırıttım.

"detay ver"
Kendimi robotla konuşuyormuş gibi hissediyorum bu ne ya.

"Tamam şimdi beni iyi dinle, benim evinde çalıştığım çocuğun aşık olduğu bir kız var. Bu kız çocuğa mal mülk için yanaşıyor, yani babasının zorlaması üzerine işte. Bu kızın foyasini ortaya çıkaracağız seninle" diye bir çırpıda her şeyi anlattım.

"iyi de nasıl yapacağız?" Diye sordu.

"bu kızın yanında iki tane daha mal var. bunlardan en saf ve sap olanını kafalayacaksin dostum. Ben bunun takıldığı bir çocuktan bunlarla ilgili bilgi alacağım"

"sana söyleyeceği ne malum?"

"merak etme ben konustururum onu bir şekilde" saçlarımı arkaya atıp sırıttım "ayıptır söylemesi ablandan biraz hoslaniyor kendileri"

"ne zaman başlayacağız"

"büyük bir ihtimalle yarından sonra o mallardan birinin hakkında tüm detayları sana anlatırım, sende ona göre hareket eder kızı ağına düşürürsün" ekledim "kıza aşık olma birde seninle uğraşmayayım bak" diye onu uyardım.

"hoscakal" diyip yüzüme kapattığında şaşkınca telefona baktım.
Neden kimse beni biraz olsun ciddiye almıyor ki?

Planımın mükemmelligini düşünürken sırıtarak yatağıma oturup efeyi aramaya karar verdim.
Telefonunu uzun süre caldirmama rağmen açmamıştı, kendi bilir buraya geldiğinde ağzının payını veririm.

İlerleyen saatlerde biraz daha test çözdükten sonra pijamalarımı giyip uykuya daldım.

...

Baharla Gelen (YavBah)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin