22. bölüm

989 95 79
                                    

Selam aşklar ben geldim yine kısa bir bölümle. dün yazamadım üzgünüm ve sizi çok seviyorum iyi okumalar bol yorum yapmayı unutmayın öpüldünüz...

Bahardan;

Birkac saniye gözlerime bakıp yutkundu.
"Beni utandirmaya çalışıyorsan başarıyorsun" diyip bakışlarını çadırda gezdirdi.
Hem utangaç hemde ultra yakışıklı birleşince ortaya harika bir insan çıkıyordu. Ah sanırım dünyadaki en şanslı kızlardan biri de benim.

"neyse seni daha fazla utandırmayacağım" elimle yere vurdum "hadi uyuyalım"
Bana şaşkınca baktıktan sonra "ne yani cidden beraber mi uyuyacağız" diye sordu.
Ofladım "evet uyuyacağız yavuz...şimdi yat zıbar"
Dediğimi yaptığında bende yanına uzanıp o muhteşem Yüzüne baktım.
"annem seni çok seviyor" güldü "bir gelin olarak" diye ekledi.

Kıs kıs gülmeye başladım "ne o kıskandın mı annesinin minik bebeği" elimle burnuna dokundugumda elimi hızla itip sırıttı "dalga geçme ya, sadece bu kadar kısa sürede kendini sevdirmeyi nasıl başardın diye soracaktım" dediğinde güldüm "o sizin iyi kalpliliginiz, sevecenliginizden kaynaklanıyor. Sadece benden kaynaklanan birşey değil yani"

Güldü, gülüşünü sevdiğim.
"ne yani çok iyimser olduğumuz için bizi kandırdığını mi ima ediyorsun. Bu çok büyük bir itiraf farkında mısın"

kahkaha attım, hemen elini ağzıma koyup beni susturdu "deli misin zaten babam kızgın sizin yüzünüzden, birde kahkaha atıp iyice sinirlendirmeyelim" dediğinde başımı salladım.

"Haklısın, annen baban gibi esip gürlemedi aksine sevindi. O sanırım kimsenin ne düşündüğünü yada ne dedigini önemsemiyor" dedigimde başını salladı "annem babamın aksine daha yumuşaktır. Babam sürekli şirkette olduğu ve dışarıda vakit geçirdiği için ister istemez önemsiyor. Ama bu onun kötü biri olduğu anlamına gelmez, küçükken bana hep vakit ayırırdı, o kadar çok çalışmasına rağmen benimle vakit geçirecek zamanı yaratıyordu anlayacagin benim icin dunyanin en iyi babasi"

"Bende kötü biri olduğunu söylemedim, çok iyi bir baban var, çok şanslısın bana da çok iyi davrandı. Onun bu tepkisinin haklı olduğunu düşünüyorum çünkü bende evlenmeden böyle birşey yapılmasını yanlış bulurdum"

Başını salladı "haklısın yanlış ama sonucta bizde yapmadık, sadece bizim bildiğimiz bir yalandan ibaret"

"öyle... herneyse artık uyumalıyız, iyi geceler" dediğimde başını salladı "sanada iyi geceler"
Yüzlerimiz birbirine dönüp ellerimizi de başımızın altına koyduk.
Keskin yüz hatlarını gözlerimle incelerken yutkundum. O kadar güzeldi ki, sanki özenle çizilmiş bir resim gibi. Yada onca elmanın arasındaki en kırmızı ve en büyük olan gibi.
Sanırım biraz saçmaladım.
Güzel göz kapakları gözünü örttüğünde gulumsedim. Tıpkı bir çocuk gibiydi, saf temiz ve iyi kalpli. Ama hayata kırgın, hayatın ondan aldıklarını bunca zaman geri almaya çalışmamış.
Belkide başarısızlıktan korktu, belkide nedeni yoktu.
Keşke daha önceden tanımış olsaydım onu diyorum. Keşke yanında olsaydım da umut kaynağı olsaydım ona.

Derin bir nefes alıp seslice verdim "keşke."
Yavuz gözlerini aralayıp bana soru soran bakışlarla baktı "Keşke mi?"
Gözlerimi kocaman açtım.
Beni mi dinliyor bu?

"Ne keşkesi yavuz keşkek diyorum" ağzımı şapırdattım "ah olsada yesek canim çekti"
Kıs kıs gülmeye başladı "ya bahar gece gece yemek yemek istediğine inanamiyorum, hemde keşkek. Cidden kocaman ve hiç doymayan bir miden var. Ama yatmadan önce yemek yenmez bunu unutma, çok zararlı" dediğinde elimi boşver dercesine salladım "atın ölümü arpadan olsun"

Güldü "biz at değiliz bahar biliyorsun değil mi" omuz silktim "sen at olmayabilirsin ama ben at gibi kızım maşallah" diyip işaret ve serçe parmagimi tükürükleyip kaşlarıma sürdüm.
"cidden çatlak bir kızsın"
sırıttım "övdün mü gömdün mü be adam" dediğimde sırıttı "sen kendini yeterince övüyorsun bırak ta gömme kısmını da ben yapayım"

"senin gömdüğün yerde gül biter gulüm" dediğimde yüzünü buruşturdu "yine kamyon şöförü moduna geçtin en iyisi uyuyayım" diyip gözlerini kapattığında yüzümdeki sırıtış yerini minik bir gülümsemeye bıraktı.
Onun uyuduğunu anladığımda yastığın altından kolunu alıp uzattım ve üzerine başımı koyup iyice göğsüne sokuldum.
Sanki kucağına gelmemi bekliyormuş gibi kollarını bana doladı.
Uyurken tabiki böyle birşey mümkün değildi.

Sarılmasından cesaret alıp bacağımı üzerine attım.
Ne olacaktı canım bacağım uyandığında hala bu şekilde olursa deli uyuduğumu falan söylerim, hem onu öpmeme bile pek tepki göstermedi ki.

Gözlerimi kapatıp yavuzun muhteşem kokusuyla uykuya daldım.

...

Sabah olduğunu krep sucuk kokularıyla anlamış ve gozlerimi yavaşça aralamıştım.
Yavuza baktığımda gözlerinin sımsıkı kapalı olduğunu gördüm, ama kalbi oldukça hızlı atıyordu, hala kolları bana dolanmış olduğu ve onun göğsünün dibinde olduğum için duyabiliyordum. Uyuyan birinin kalbi bu kadar hızlı atmazdı.
Yoksa uyuyor numarası mı yapıyor?

Peki, uyuyormuş numarası yap sen.
Gözlerimi kapatıp yavuza iyice yaklastigimda göğsü hızlı hızlı inip kalkmaya başlamıştı. Elimle tişörtünü tutup kafamı göğsüne gömdüm.
Elimi tişörtünden sırtına doğru atıp yavaşça kalçasına doğru indirmeye başladım.

Hızla boşta olan elimi tutup bana şaşkınca baktı "bahar sen ne edepsiz bir kızsın ya"
Kıkırdadım "sen uyumuyor muydun ya"
Elini yüzüme koyup gözlerime bakmaya başladı "bu güzel anı bozmak istemedim ama senin edepsizliğin herşeyi bozdun" dediğinde şaşkınca ona baktım.
"Ne demek istiyorsun"

Kafasını sağa sola salladı "Lanet olsun birşey demiyorum sadece beni öp"

Şaşkınlığım kat kat artarken vazgeçer korkusuyla hızla dudaklarına yapışıp onu öptüm.
Sanırım sürekli merak ettiğim sorunun cevabını sonunda almıştım.

...

Baharla Gelen (YavBah)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin