28. bölüm

1.1K 98 34
                                    

bol yorum canlarım sizi seviyorum

Bahardan;

öpüşümüz derinlesirken yakalarından tutup biraz daha kendime çektim. Ona yakınken uzak olmak benim için çok zordu. Alt dudağını ağzımın içine alıp emdigimde oda üst dudağıma aynı işlemi uyguladı. Ellerini saçlarıma dolayıp başımı geriye doğru çektiğinde inleyip gözlerimi kapattım. Dudaklarını boynuma bastırıp öptü. Daha sonra hemen saçımı bırakıp yüzümü elleri arasına aldıktan sonra hızlı hızlı nefes alarak konuştu "çok üzgünüm canım, acıdı mı?" dudaklarını yalayıp ekledi "üzgünüm canını yakmak istemedim"

Gülümseyip başımı salladım "hayir merak etme acımadı" yüzümü okşarken konuştu "ama inledin" gözlerimi sımsıkı yumup yüzümü buruşturdum "sen gerçekten aptalsın" bana soru soran bakışlarla bakarken bir anda yüzü şekil değiştirdi.
Galiba ne için inledigimi sonunda anlamıştı.
Dudaklarını ağzının içine yuvarlayıp başını yere eğdi "üzgünüm... ben düşünemedim" gülüp yanağına bir öpücük kondurdum "hey sorun değil, artık yola çıkma zamanı yakışıklı" ayağa kalkıp yüzüne bir tane daha öpücük kondurdum.
"Bahar tamam sürekli öpüp durmasana" dediğinde omuz silktim "Ne var sevgilimi öpemez miyim yani? Hem özledim ne yapabilirim"

"tamam tamam birşey demiyorum" dedigimde sırıtıp bir kez daha öptüm.
"O zaman gidelim mi?" başıyla beni onayladı "lütfen"

Montlarımızı giyip asansörle aşşağıya indiğimizde salondan zehra teyze ve gülümser annenin gulusmelerini duyduk. Hemen salona geçtik.
Bizi ilk gören zehra teyze olmuştu gülümseyip ayağa kalktığında gülümser anne de ayaklanıp bize baktı.

"çocuklar gidiyor musunuz" dedi gülümser anne. Yavuzla aynı anda evet dedik.
Ikisi gülümseyerek bakarken zehra teyze konuştu "selam söyle bizimkilere, en kısa sürede ziyarete geleceğimi söylersin kızım"
Başımla onu onayladım "söylerim canım"

Gülseren anne de selam söyledikten sonra evden çıkıp bir taksiye bindik.
Amca aynadan bize bakıp "nereye gidiyoruz çocuklar" diye sordu.
Gülümseyip apartmanın adresini verdiğimde arabayı hareket ettirdi.
Yavuzun elini tuttuğunda elimi dudaklarına götürüp uzunca bir öpücük kondurdu "yakında evleneceğiz. Mutlu musun? Sonradan boşanmak istersen boşanırız hiç sorun değil" dediğinde kaşlarımı çattım "o ne demek ya? Ben seni bulmuşum nasıl bırakırım? Tabiki mutluyum sevdiğim adamla evleniyorum." dediğimde güldü "bırakma zaten, senin sevgine herşeyden çok ihtiyacım var"
Başımı sallayıp yüzüne birkaç tane öpücük kondurduktan sonra boynunu öpmeye başladım.
Hemen kafamı itip bana kızıyormuş gibi yaptı, ama gülmemek için kendini zor tutuyordu.
"bahar yapmasana, arabadayız farkında mısın canım. Ayıp"

Kaşlarımı çatıp omuz silktim "banane öpmekte mi suç ya of"
Bana küçük bir kedi yavrusuymuşum gibi bakarken dil çıkardım.
Sırıtıp dişleriyle birşey ısırıyormuş gibi yaptı.
Oha terbiyesize bak sen.
Elimle agzimi kapatıp şoför amcaya baktım. Allah'tan yola vermişti dikkatini adam, yoksa birazdan ciftlesecekmis gibi hareket yaptığımızı görür belki bizi otel önüne atardı.(jskdknsksnsk)
Vs tabiki kınayan bakışlar atmayı ve sözler söylemeyi de ihmal etmezdi. Bana zaten hep aksi insanlar denk geliyor her seferinde. Mikantis gibi cekiyorum yada.
Yavuzun kulağına eğilip fısildadım " Bana diyorsun yaptigin harekete bak, o ne öyle ayıp değil mi" kahkaha attığında adam birkaç saniyeliğine dikiz aynasından bizi süzüp yola döndü.

Amcada da bir bıyık var zift karası, tam pala dedikleri tiplerden. Tepesindeki saçlar dökülmüş ama geri kalanları da simsiyah. Yüzünde şişmanlığın vermiş olduğu göz torbaları ve çizgiler var. Göbeği orta derecede büyük.

"niye sen yaparken iyiydi bahar hanım" yavuzun sözleriyle bakışlarımı amcanın üzerinden çekip yavuza baktım "ha?"
Kaşlarını çattı "beni dinlemiyor musun?"
"dinlemiyordum" dediğimde güldü.
"fazla açık sözlü olduğunu söylemiş miydim?"

"evet birkaç kere soyledin" dediğimde başını sallayıp yolu izlemeye başladı.

Apartmana ulaştığımızda amca yavuzu yerlestirmeme yardim ettikten sonra ücreti ödeyip apartmana girdik.
Cebimden telefonumu çıkarıp ahmet abiyi aradım.

- Adamın dibi: Alo baharcim yolda mısınız?

-bahar: yok ahmet abi biz apartmana girdik te bi yardım etseniz. bizim sepet kafayıda al gel yanına.

-Adamın dibi: Hay hay hemen geliyoruz canım.

Gülümseyip telefonu kapattığımda yavuz bana soru soran bakışlarla bakmaya başladı.

"O kimdi?" gülümsedim "abim" kaşlarını havaya kaldırdıktan sonra başını salladı.
Ahmet abi ve cem merdiven basında göründüğünde arkadan da bir sürü ayak sesi geliyordu.
Ahmet abi ve cem merdivende bekleyip arkalarına baktılar. Sonra bana dönüp mahcup bir ifadeyle baktı "hepsi karşılamak istediler baharcim. Misafirin var ya"

Herkes teker teker merdivenlerden indiğinde yavuza şaşkınca bakmaya başladılar. yavuzun da onlardan farkı yoktu tabi.
"sorun değil ahmet abi"
Ellerimi bacaklarıma vurup yavuzu işaret ettim "tanıştırayım yavuz. yavuz bunlarda ailem"
Yavuz şaşkınlığını biraz olsun atıp gülümsedi "memnun oldum efendim"
Bizimkiler yavuza şaşkınca bakmayı kesip bana döndüler.
Fatma teyze elini birbirine vurup kafasını sallamaya başladı "kız bu herif kim?"

Ah fatma teyze tutamiyon ceneni dimi? Herif nedir ya!
Mehmet amca karısının kolunu dürtüp sus dedikten sonra meryem teyze ve rıfat amca yavuzun sağına ve soluna geçip ellerinden tuttular.
rıfat amca boşta kalan eliyle yavuzun sırtını sıvazladı "hoş geldin delikanlı"
Meryem teyze de yüzünü okşayıp "maşallah pekte yakışıklısın" dediğinde yavuz gülümsedi "sizde çok güzelsiniz hanımefendi"
Meryem teyze kikirdayip teşekkür ettiğinde suna abla "e burda tanışmayalım çıkalım yukarıya hem yemeklerimiz yiyelim hemde sohbet ederiz" dediğinde herkes fıkra olumlu baktı.
Cem ve ahmet abi yavuzu kucaklayıp merdivenden çıkardığında bende tekerlekli sandalyesini alıp peşlerinden çıktım.

Yemeği fatma teyzelerde yiyecektik bu yüzden hep beraber oraya geçmiştik.
hepimiz masaya yerlestigimizde herkes kendini teker teker tanıtmaya başladı.

Meryem teyze " Benim adım meryem tatlım" yavuz onu başıyla selamlayıp "memnun oldum efendim" dedi.

"Lütfen bana meryem teyze de, resmiyete gerek yok" dediğinde yavuz başını salladı "peki meryem teyze"
Bende hemen araya girdim cunki bu tanışma faslı uzayıp gidecekti yoksa.
"Tamam ben hepinizin adını söyleyeyim tek tek yoksa açlıktan porselenleri yiyecegim"

Hepsi kahkaha attığında sıra sıra adlarını söyledim.
Herkesin adını öğrendiğinde soru soran bakışlarla bakmaya başladı "iyi de hangisi annenle baban? Yoksa onlar sonra mi gelecekler"

Sorduğu soruyla masada büyük bir sessizlik oldu. Yavuz herkesin yüzüne tek tek bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Ellerimi kucağıma koyup burukça gülümsedim "bu masadaki herkes benim annem, babam, kardeşim, abim, ablam"
Yavuz sonunda ne demek istediğimi anlamıştı. Basını yere eğip "özür dilerim bilmiyordum" dedi.
Gülümsedim "tabiki bilmiyordun. Söylemedim ki hiç."

Yavuz başını kaldırıp baktığında güven vermek istercesine gülümsedim.
O sırada baki amcam konuştu "bahar artık bize bu delikanlı kim açıklayacak mısın?" dediğinde fatma teyze araya girdi "sonunda biri sordu. ohhh çok rahatladım. Ee anlat bahar sen hiç bizi bu güne kadar kız arkadaşlarınla bile tanistirmadin" bana yan yan bakıp ekledi "gerçi arkadaşın var mıydı yok muydu onu da bilmiyoruz ya neyse."

Göz devirip derin bir nefes aldım "sevgili ailem, biz yavuzla yakında evleniyoruz"

"NE?"

...

...

Baharla Gelen (YavBah)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin