41. bölüm

1.1K 105 115
                                    


iyi okumalar ballarım sizi seviyorum muck muck muck
😙😙

Bahardan;

Ellerimi ceketimin cebine atıp içinden telefon ve kulakligimi çıkardıktan sonra kulağıma yerleştirdim.
Şuan müzikle biraz yaşadıklarımdan uzaklaşmak bana iyi gelecekti.
Telefonumdan en sevdiğim şarkılardan biri olan R kelly-I believe I cant fly'ı açıp dinlemeye başladım.

Aslında şarkıda neyi anlatmaya çalıştığını tam olarak anlamıyordum ama bana hissettirdiği duygular çok güzel ve bu yüzden sürekli dinleme isteği uyandırıyor.
Zaten kim yabancı şarkıların ne anlattığını araştırıyor ki?
Genelde ritim ve söyleyen sanatçının söyleyişine göre değişiyor.

Şarki tek başına güzel olmaz. Tıpkı... tek taraflı aşkın güzel olmayacağı gibi...

Derin bir nefes alıp sesli bir şekilde dışarıya verdikten sonra okula yürüyerek gitmenin doğru bir seçim olup olmadığını düşünmeye başladım.
Eve çok uzak değildi ama hava yürümek için pek müsait sayılmazdı.

Bakışlarımı ayağıma indirip yürümeye devam ettiğim sırada güçlü bir korna sesiyle korkuyla sıçradım.
Kulaklığı kulağımdan sertçe çıkarıp kaldırımda olup olmadığımı kontrol ettim.
Kaldırımdaydım, e o zaman ne diye kornaya bastı bu adam.

Tekrar korna sesi duyduğumda iyice sinirlenmiştim. Siyah spor arabaya doğru hızlı adımlarla gittikten sonra cama birkaç kere vurdum.
Arabanın camları siyah filmle kaplı olduğu için içerde kimin olup olmadığı anlaşılmıyordu.

Cam yavaşça inerken gördüğüm kisiyle oldukça şaşırdım.

"Doğa?"

Bana gülümseyip elini salladı "merhaba bahar" ekledi "binsene"

"Ben eve gitmiyorum doğa, okula gidiyorum" dedim.

"Biliyorum, bende okula gidiyorum zaten" derin bir nefes verip burukça gülümsedi "berk bizim okula gideceğin için çok seviniyordu"

Berk adını duyduğumda göz devirdim "Bana berkten bahsetme, sana onunla aramda birşey olmadığını söyledim. Sana onu kendine aşık etmen için yardım edecegimi söyledim, bana güven ve sabret tamam mı?"

Dudaklarını birbirine bastırıp umutsuzca bana baktı "O seni seviyor bahar, sana inanmak istiyorum ama berk kolay kolay senden vazgeçmez" dediğinde kaşlarımı çattım.
"Ne yani benim yeteneklerime güvenmiyor musun? Senin için yaptığım şeyden sonra en azından bana güvenmelisin" gülümsedim "eğer onu sevdiğinden eminsen, oda bu sevgiye kayıtsız kalamayacak" dediğimde gülümseyip başını salladı.

"Peki, sana inanıyorum" eliyle gel işareti yaptı "bin lütfen, biz artık arkadaşız" kaşlarını soru sorarcasina havaya kaldırdı "öyle degil mi?"

Bir-kac saniye yüzünü inceleyip başımla onu onayladım "arkadaşız"
Ellerini sevinçle çırptı "o zaman bin arabaya" dediğini yapıp yan koltuğa geçtikten sonra kemerimi bağladım.

Arabayı çalıştırdığında gözlerimle içerisini turlayıp "araban yeni mi?" Diye sordum.

Bir saniye bana bakıp gülümsedi "Ah, hayır. Bu benim değil, abimin arabası. Benimki bakımda olduğu için bu günlük ben aldım."

"Senin abin mi vardı? Bilmiyordum" dediğimde güldü "birbirimiz hakkında ne biliyoruz ki? Bu güne kadar kanlı bıçaklı denecek şekildeydik. Birbirimizi gördüğümüzde iğrenç birşey görmüş gibi yüzümüzü eksitiyorduk."

Kahkaha attım "çok haklısın, ama senin suçun olduğunu biliyorsun. Bana o gün asansörden çıkarken kötü davranmasaydın böyle olmayacaktı" dediğimde başını salladı "haklisin, herneyse bunlari unutmanın zamanı geldi bence. Artık önümüze bakalım"

Baharla Gelen (YavBah)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin