Dedikodu yapıyorum, çekmiyor

702 91 7
                                    

Şimdiiii, elini vicdanımıza koyuyoruz. Ve bu hikaye 12,3'ü hakediyor mu? Düşünüyoruz. 😂 Bu yüzden yazasım gelmiyor. 😖

"Asumancığıııım, ne yapıyorsun?" Hazal, Asuman'ı bize çağırmış. Oturup, hunharca günaha giriyorlar. Üstelik benim minik kraliçemi de bu olaya dahil etmişler. Anneciğim, Hazal ve Asuman yüzünden gerçekten yanacak mısın? Yapma çiçeğim.
"Günaha giriyorum Haruncuğum, çekmiyor şuan. Hadi, anam. Başka kapıya." Şerefsiz Asuş. İşimin düştüğünü anlamış. Keşke işimi direk Asuman'ın üstüne düşürmeseydim. Azıcık sağına, soluna düşürseydim illaki Asuş'a çarpardı.
"Kızım, bu günahlardan sonra toparlanabilmen için sevaba girmen gerekiyor. Bunun için ben sana yardım edebilirim, bak. İyiliğimi de unutma."
"Ne istiyorsun Harun?" Limonatasından bir yudum aldıktan sonra gözlerini büyülttü.
"Seçim yapmam gerekiyor. Ama yapamıyorum." Elimdeki evrakları Asuş'a gösterdim. Bir kaç dakika inceledikten sonra yeşil gözlerini bölertti.
"Bunun seçimini nasıl yapamıyorsun? İkinci şirket işte. Neyini düşündün?"
"Kızım, birinci şirkette herkes hatun. Araştırmalarıma göre de çoğu bekar. Benim için aşırı büyük bir nimet. Yengen veya biricik eşim, anneciğim senin de gelinin olabilir. Kısmetimi tepikliyormuş gibi hissediyorum." Bu benim için bir kavgaya dönüştü. Ki ben, kavga da da sürekli tekme atarım. Evlenmek WS Ben. İttifak olarak anneciğimle birlikte olursak aşarız biz bu yolu.
"Senin karı - kız sevdan yüzünden şirkette onca çalışan, evine ekmek götüren insanları yüz üstü mü bırakacaksın?" Aaah, kalbim. Damardan girdi Asuş. Bir uyuşturucu, bir arabesk şarkıcısı değildi fakat Asuş'ta çok damardan giriyordu. Haklıydı. Gidin kızlar, uzaklara gidin... Siz gidin... Ben işlerimi halledip geliyorum, ehe.

Kapı çaldı. Hazal, kapıyı açmak için hamle yapacağı sırada, dış kapının içe doğru dönük penceresinden Münevver teyze olduğunu farketti. Bakın, herkesin bir Münevver teyzesi ve Ahmet amcası vardır mahallesinde. Mahalleyi mahalle yapan bunlardır. Bir adet, elleri yumak yumak olmuş, tombul ve dedikoduyu seven Münevver teyze. Diğeri ise, karısından bıkmış, oldukça esprili fakat mesafeli Ahmet amca.

Ev alırken, emlakçıya: "Buralar da bir Münevver teyze veya Ahmet amca var mı?" derseniz, evet der. Mahallenin kuralı bu. Nasıl bir kafe için, menü, garson, masa, sandalye vs gerekiyorsa bir mahalle içinde bunlar gerekiyor.

"Of ya, yine dedikodu yapacak." dedi, Hazal.
"Kız, aç. Bekletme kadını. Sonra evdeler de beni almadı diyecek, sağ da solda." Annemin misafirhane iç güdüleri, mahalle iç güdülerini bastırmıştı.
"Kadın gençliğinde yapmış olduğu sevapları, göz göre göre böyle kaybediyor. Helal olsun. İnsan kendisinden ancak bu denli vaz geçerdi. Büyük kayıp."

Oflaya puflaya, Münevver teyze içeri alındı. Evin her yerini en çok gören koltuğa oturdu, ve start tuşuna basıldı.

"Oğlum, Harun'um. Seni ne zaman everiyoruz?"
"Daha zamanı var, teyzeciğim."
"Ne zamanı ayol? En az seneye çocuk yapsan, yetmiş yaşına geldiğinde çocukların kırk yaşında olacak. Hal kalmaz, insan da hal."
"Biz yirmi üç yaşından sonra kendi ayaklarımızın üstünde basabildik, teyzeciğim. Gerek yok hala. hatır yeterli."
"Bu hanım kızımız, kim? Pekte güzelmiş, maşallah."
"Sağ ol, teyzeciğim. Ahmet amcanın yeğeniyim ben."
"Onun oğlu yok muydu ya?"

Ahahahah ve ahahahah. İlahi Münevver teyze. Kadın sahaya inmeden, gol attı iyi mi? Hiç güleceğim yoktu fakat şuan yerde yatıp hunharca gülüyorum.

"Oğlum, kalksana yerden. Ne gülüyorsun? Ayıp." Annem benim yerime mahçup olurken, gülmeye devam ediyordum.
"Bırak, Dilek teyze. Onun zirvesi orası. Takılsın orada."
"Sus, kız. Gören cinsiyet değiştirmiş sanır, ha. Ulan Asuş! Ahahha."
"Geri zekalı. Ben gidiyorum Dilek teyzeciğim, hoşçakal Hazalcığım. İstediğin bir şey var mı?"
"Kuaför, ahahah. Cellet sana son istediğin bir şey var mı diye sorsa, kuaför de tamam mı? Ahahah!"
"Harun, siktir git."
"Ahaha!"

Şerefsizsin çünkü, yaparsın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin