"Asuman bak, geri takla atarak gireceğim havuza şimdi. Hazır ol, kızlar hasta olacak. Atletik vücudumu sergileyeceğim şimdi. Kıskanmıyor musun? Kıskanıyorsan söyle bak. Yapmam."
"Zekan da ki 'geri' özelliğini takla atarken kullanman çok dramatik olmuş gerçekten. Ayrıca evet, kızlar seni görünce hasta olacağından yüz de yüz eminim. Bir yerlerde kusmaya başlayacaklardır. Ne kıskanacağım seni be? Dergi okuyorum, rahatsız etme beni." Amaaan, Asuş'a bir söyleyen de kabahat. Bir kere ben her sene Devrimle birlikte havuz şov yaparım. Kaslı vücudumuz ve atletik kişiliğimiz ile en az üç Rus düşürürüz. Biz havuzu çok güzel, çok eğlenceli bir şey edasında kullanınca onlar da girmek istiyorlar çünkü.
Acaba bu şerefsiz Devrim nerede? Beni fake nişanlımla yalnız başına bırakarak, nerelere kayboldu? Daldan dala atlıyor olabilir şuan. Güzel meyveler toplayarak kendini şenlendiriyor olabilir. Bu kabul edilemez çünkü idolü olan ağabeyi yanında değil. Tek gecelik ilişki yaşamak isteyen ve bizi kullanan oldukça çok kadın var. Bu yüzden karşılıklı çıkar ilişkisi en basiti. Ciddi ve uzun sürekli ilişkiler en en en güzeli fakat en karmaşığı. Kendimimde kız kardeşleri olduğu için ve karakterimden ötürü kadınlara oldukça iyi davranmakla yükümlüyüm. Bu yüzden kazıklanan taraf hep ben oluyorum... Bu devir de iyi adam olmak çok zor.
Geri takla attıktan sonra, çok az bir "Aaah" sesi geldi. Acaba birinin üstüne mi atladım? Ama değdiğim tek şey suydu. Bu nasıl mümkün olabilir? Son anda kaçıp vücudunun bir bölümüne mi düştüm? Çekinerek yüzeye çıktığım da, bir adet ıslanmış Asuman, bir adet ıslanmış dergi ve milyonlarca sinirlenmiş hücre karşımda duruyordu.
"Yanlışlıkla olduğu için özür dilemen gerekmiyor mu, sevgili nişanlım?" Bir yandan da kaşı gözü hareket ediyordu, yazık. Titriyor şuan muhtemelen. Sinirden hücrelerin kendi arasında üreyip, arttığına yemin edebilirim. Saniye de üç yüz mimik oynatıyor. Şuan ne dediğini bilmiyor bence. Üstüme atlayıp bana saldırması gerek normal de çünkü.
"Nişanlım mı? Kız iyi misin sen? Sini..."
"Ah, canım. Çok üzdüğünü düşünüyorsun şuan. İnan senden önemli değil. Hatta ben de geleyim, tut beni." diyerek, o ne? Üstüme atladı. Öyle şiddetli adladı ki havuz da küçük bir tayfun çıkardı. Turistlerden bir kaçı birbirine, "Dalgalı havuz mu başladı?" diye sordu. Herkes şaşkındı. Asumancığım, incecik cüssesiyle kocaman bir gümbürtü çıkartmıştı. Gülle gibi atlamıştı, deli yürek Asu.
"Asuman? Ne yapıyorsun?"
"Geri zekalı, Melek burada. Bize bakıyor şuan."
"Kız sınıf birincisiydi, kızın geri zekalı olduğunu nerden çıkardın?"
"Geri zekalı diye sana dedim, Harun! Nişanlı rolüne bürün, yoksa ben seni şiddetle bürüyeceğim."
"Özür dilerim benim güzeller güzeli nişanlım. Gel bir öpeyim." Öptüm.
"Ay ne oluyo be?!"
"Kız sus, gerçekçi olacağız şurada."
"Haruuuun!"
"Canım aşkım benim, gel tekrar özür dilerim." Yine öptüm. Yanaktan masumane iki öpücükten ne olabilir ki? Selamlaşırken de öpüyoruz sonuçta. Canım benim ya... Ne kadar da tatlı. Yukarıdan toplandığı topuzu, üstüne taktığı bandanası. Kızgın bir şekilde bana bakıyordu. Bu halde bile acayip tatlısın be Asuş! Tekrar öpecektim ki, Melek bize hafifçe gülümseyerek yanımızdan ayrıldı. Usulca gidişini izledim. Ne olacaktı bir dakika daha fesat fesat bizi izleseydin? Asuman: "An, bu an" diyerek okkalı bir tokat yapıştırdı.
"Oha, kızım ne yapıyorsun?"
"En baştan yapmam gerekeni, geri zekalı!" dedi, Pancar Asuman. On beş dakika da bu kadar yanamayacağına göre utanmışşş.
"Hayır, tokat yiyen ben, kızaran sen. Utandın mı kız?"
"Ne utanacağım be. Çekil şurdan!"
"Etkilendin değil mi, soğuk suda bile sıcacık olan dudaklarımdan?"
"İğrençsin Harun." dedi, tüm soğukkanlılığıyla fakat söylerken bile utanıyordu. Olgun bir pancar olmuştu şimdi de. Seni ben yeriiiim!Asuman, apar - topar eşyalarını toplayıp olay yerinden hızla uzaklaştı. Asuş'un gittiği yönden de, Devrim gülümseyerek bana doğru geliyordu. Ben bu gömüşü, pardon gülüşü nerede görsem tanırım. Vay şerefsiz!
Yanıma yaklaştıkça gülümsemesi, suratına iyice yayıldı.
"Kestane, Gürgen, Palamut... Naber, ağabey?" dedi, havlusunu yerleştirmeye çalışırken.
"One lan? O şarkı ne alaka? İyi de sen daha iyisin gibi."
"Anlarsın ya, daldan dala atladım." dedi, göz kırparak. Ulan sen çok şerefsizsin!
"Seray mı, Senay mı o nerede?"
"Duştaaaaa,"
"Vay hayvan vay."
"Ağlama, ağlama. Erken yaşta nişanlanarak sen kaşındın."
"Oğlum, otuz küsürüme geldim. Ne demek erken yaş? Bunun neresi erken? Kırk yaşında biriyle kıyaslarsan evet erken. Ama senin, benim arkadaşlarımdan birileriyle kıyaslarsan oldukça old old old."
"Ağabey, sakin ol. Siz gerçekten nişanlı değilsiniz ki. Kaptırmışsın kendini bu olaya, ha. Ne oluyor, anlat kardeşine."
"Saçmalama oğlum, ne olacak? Seray'a haksızlık ve saygısızlık yapıyorsun bak. O varken başka hatunlar falan..."
"Senay, ağabey Senay. Savunacağın kızın adını bilirsen belki daha etkileyici olur. Yanımda başka birini kesip, başka birine numara veren kıza mı saygısızlık yapıyorum? Birazdan duştan çıkıp o kişiyle buluşacak. Yani hiç sanmıyorum."
"Oha. Sende tam kalitelisini bulmuşsun."
"TSE damgalı kaşar, hemde. Böyle demek istemiyorum da... İlk kendisi başlattı."
"Neyse ağabeyim. Hepsi Asuman gibi mükemmel olacak değil ya?"
"Asuman iyi kız. Her yönüyle. Olursa kaçırma ha! Gel ters takla atalım."
"Ooo, geldim aslanım!"
![](https://img.wattpad.com/cover/114578833-288-k637173.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şerefsizsin çünkü, yaparsın!
Humor"Valla, sende bizim öküzlüğümüzü sollayacak bir yapı görüyorum. En son sendeki pala bıyıkları rahmetli dedemde görmüştüm," "Aa! Ne güzel işte, arada dedeni anmaya fırsat veriyorum. Otur da bir dua et," "Subanallah, neler var, bize neler düşüyor...