Kot şortumu bacaklarımdan yukarıya çekiştirdim ve düğmesini ilikleyip, saçlarımı havalandırdım. Hemen karşımda bulunan boy aynamdan kendime bakarken hiçbir sıkıntı yoktu.
Yüz ifadem hariç.
O kadar mutsuz ve bir yandan da sinirli gözüküyordum ki, engelleyemiyordum. Daima mutlu, pozitif bir insandım şu hayatta, hatta arkadaşlar arasında 'Polyanna' diye lakabım bile vardı. Ancak benim de bir kalbim vardı ve ben de bir insanoğluydum. Kırılabilir, üzülebilir, yorulabilirdim. Bunu istediğim kadar geçiştirsem de, bir yere kadardı tabiki.
Bartu'yu seviyordum.
Tüm o özelliklerine, umursamazlığına, karı kız peşinde koşmasına, hatta aşağılamasına rağmen seviyordum. Ha saygı göstermiyordum o piçe orası ayrı tabi karıştırmayın, şşş. PEZEVENK BENİ ÇOK ÜZMÜŞTÜ.
Makyaj masamın üstündeki telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden arındım ve birkaç adımla masaya ulaştım. Mor kaplı telefonumu parmaklarımın arasına alırken, karşılaştığım isim gülümsememe sebebiyet vermişti. "Alo?"
"Neredesin?" dedi Anıl sert ama aynı zamanda gevşek bir ses tonuyla. Bartu'nun en yakın arkadaşı, dostu ve benim de birkaç gündür sevgilim.
Aynı tayfadan oldukları için bu çocuğa dair de bilmediğim bok yoktu. Hatta her ne kadar gereksiz de olsa, hâlâ arada altına kaçırdığını bile biliyordum. Iy neyse. Ayartmam fazla zor olmamıştı, iki tane dekolteli fotoğraf yetmiş hatta artmıştı bile.
Onlar da Tumblr'dan, çaktırmayın please.
"Evdeyim." dedim monoton bir ses tonuyla. Onunla sevgili olmak planlarımın arasında en sonuncu olanıydı ama Bartu Bey sağolsun bana başka seçenek bırakmamıştı. Kısa bir süre takılıyormuş gibi yapıp yiğidime ulaşacaktım.
"Dalga mı geçiyorsun sen amına koyayım?" diye gülüp söylenmesiyle ben de güldüm. Eğlenceli bir çocuktu, hele o dişlek haliyle sırıtıp şebeklik yaptığında gerçekten eğlenceliydi. Ama özelliği bu kadardı. Çocuk resmen bu hayata vasıfsız olmak için gelmişti ve ot gibi yaşıyordu.
"Sevgilim," diye fısıldadım. Üstümdeki büstiyerin göbeği açıktı ve aynı zamanda göğüslerimi de ortaya çıkarmaktan çekinmiyordu.
"Hı?"
"Bizim durumları biliyorsun annem falan. Yoksa seni asla bekletmek istemezdim. Acaba buraya yakın bir arkadaşın falan gelse de getirse ya beni oraya?" dedim. Aklımdaki şeytanlar resmen kıs kıs gülüyordu.
"Valla bilmiyorum ki, dur bakayım bi' bekle. Kapat şimdi ben dönerim birazdan sana." dedi ve cevap vermeme fırsat vermeden aramayı sonlandırdı. Telefonu geri masanın üstüne koyup büstiyerimi şortumun içine sıkıştırdım.
Ayh heyecanlandım kız bitcheslar!
Annemin evi süpürmesini fırsat bilerek hızla evden çıkarken, aynı zamanda telefonumu kol çantama atıyordum. Spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ve kapıyı çekip jet hızıyla aşağıya indim. Asude teyzeye de yakalanmazsam görevi başarıyla tamamlayacaktım.
Telefonum çaldı. "Bir arkadaşım oralarda şimdi. Adı Bartu. Konum at sen bana, gelip alacak seni." Ve işte bu kadar.
Kork benden Bartu efendi.
Ebeni sikeceğim senin.
—-
Biraz baştan savma oldu ama idare edin. Önümüzdeki birkaç bölüm kız ve Bartu'nun ağzından olay dayalı olabilir.Kendinize iyi bakın. Bb.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.İ.P / Texting
Short Story-TAMAMLANDI- Bilinmeyen numara: Şeyy, Bilinmeyen numara: Beni bipler misin? Bartu: Ha? Bilinmeyen numara: Beni diyorum şu bip şeyinden yap. Bartu: Ana bacı düz gitmek gibi mi?