Multi: Bartu pezevengi27.BÖLÜM
Kulüpteki ışıklar kızın yüzüne vurdukça gördüğüm manzara hoşuma gidiyordu. Güzel bir kızdı hem de fazlasıyla. Ama dışarıdan fazlasıyla saf ve ürkek gözüküyordu ve bu hali hiç de hoşuma gitmemişti. Ben ateşli ve vahşi kızlar severim, kaptınız?
Yüzüne eğildiğim sırada şaşırdığı gözlerinden apaçık belli oluyordu ve bu da eğlenmemi sağlıyordu. "Ne yapıyorsun piç?" diye bağırmasıyla duraksadım.
Bilinmeyen.
Ettiği küfürle birlikte aklıma onun gelmesiyle durdum ve gözlerine bakmaya devam ettim. Bilinmeyen ile bu kız arasında dağlar kadar fark vardı. O her işi espriye vurup, küfür ediyordu. Eğleniyordu ve eminim ki fiziği bu kadar güzel değildi. Lan amına koyayım zaten attığı fotoğrafların hepsini Tumblr'dan almış ya la.
Ama bu karşımdaki kız güzeldi, güzelliğinin farkındaydı. Sakin, oturaklı bir kıza benziyordu. Ayrıca o bilinmeyene göre kesinlikle daha kibardı. Ama ani küfürüyle istemsizce aklıma onu düşürmüştü.
"Bilinmeyen." Kulağına fısıldadığım kelime ile kız kaskatı kesilirken geri çekildim. Yakın olmamdan rahatsız olduğu apaçık ortadaydı. Aman bana kız mı yok sanki? Sümüklü seni.
"Ne?" diye bir tepki attı ortaya.
"Hiç, aklıma birisi geldi de, neyse." diye kestirip attım ve piste doğru ilerlemeye başladım.
Of, of! Hatunlara gel! Kendimi direk aralarına atarken siyah mini elbiseli bir afetin göz kırpıp, yanımda dans etmeye başladığını fark ettim. Elimi yavaşça beline sarıp, ritmine ayak uydururken dudağını ısırıp, göz kırptı. Bugün benimsin güzelim.
Kızla 15-20 dakika kadar dans edip geri locaya döndüm. Biraz daha içip geri yanına inecektim çünkü fazlasıyla terlemiş ve susamıştım.
Locada kimse yoktu. Ayşe bile benden umudu kesip başka birileriyle dans etmeye başlamıştı. Masanın üstündeki telefonumun titrediğini fark edip elime aldım ve aynı zamanda birayı kafama diktim. Bilinmeyen engeli kaldırıp yazmıştı. Terimin kuruması ve biraz da dinlenmek için oturup onunla mesajlaştım ve tam kalkacağım sırada Anıl'ınkinin geldiğini fark ettim.Ağlıyordu?
"Ne oldu?" diye dehşet içinde sordum. Kadınların ağlamasına dayanamayan bir erkektim ve üstelik bu kadın güzel bir kadınsa vay benim halime! "B-ben yok bir şey." dedi tir tir titrerken. Koltuğa oturup ağlamaya devam ederken içimden Anıl'a sövüyordum.
Piç, sevgilin burada ağlıyor sen neredesin?
"Bana anlatabilirsin." diye mırıldanırken yanına oturmuş, öylesine üstüme geçirdiğim ceketimi omzuna asmıştım. Yüzü kireç gibi olmuş, bomboş bakıyordu. "Biri mi bir şey yaptı?" dedim aklıma gelen ilk ihtimalle.
"Tuvaletteydim." diye mırıldandı ve burnunu sesli bir şekilde çekip devam etti. "Tam çıktığım sırada birisi önümü kesip taciz etti. Ondan korktum biraz, önemli değil."
"Kim?" dedim istemsizce yüksek çıkan sesimle. Hiçbir erkek hiçbir kızı taciz edemez, istemediği hiçbir harekette bulunamazdı. Hele bir bulunsun, bakın onu nasıl sikiyorum ben.
"B-bilmiyorum, boş ver." dedi bağırışımdan irkilerek. Elimi yumruk yapıp sakinleşmeye çalıştım. "Görsem bile tanımam zaten, anın şokuyla bakmadım."
Gözlerimi kapattım ve derin birkaç nefes aldım. Tamam oğlum, sakinleş. Onun bir sevgilisi var ve sevgilisi de buradayken sana söz hakkı düşmez. İşine bak. "Tamam o zaman, ben Anıl'ı bulup geliyorum."
Minnet dolu bir gülümseme sundu ve başıyla onayladı. Gergin bir şekilde yanından kalkıp dans edenlerin arasına girdim ve geceden beri aynı kızla ilgilenen piç herifin yanına gittim. "Ya kendi isteğinle o kızın yanına gidersin ya da ben seni sike sike götürürüm Anıl!" diye sessizce hırladım.
"Noluyor abi? Jüpiterde değil miyiz ya? Yoksa sen de bizi kaçıracak olan uzaylı mısın?" diye saçma sapan sorular sorup kahkaha atmaya başladı. "Vay canına!"
Yanındaki kalitesiz de onunla birlikte gülerken suratımı buruşturup, başımı onaylamaz biçimde salladım. İstediğim kadar şerefsiz, umursamaz, piç herifin teki olsam da eğer mekana bir kızı kendi isteğimle getirdiysem onu getirdiğim halde, sapasağlam bir şekilde geri götürmeyi kendime hep vazife bilirdim.
Bu yavşağın aksine.
"İnşallah kendine geldiğinde karşıma çıkmazsın oğlum." diye elimi tehdit eder biçimde salladım ve geri locaya döndüm. Kız hâlâ aynı şekilde, benim ceketimle oturuyordu. "Ee, Anıl'ı bulamadım. Yani buldum da anlamıyor beni, şey kafası fena güzel." diye toparlamaya çalışırken aynı zamanda bana uzattığı ceketimi alıyordum.
Ne diyeceğim oğlum ben şimdi kıza?
"Anladım. Ben gideyim en iyisi." dedi omuzları pes ettiğini belli edercesine düşerken. Ayağa kalktı ve çantasını omzuna astı.
"Ben bırakırım." diye aniden atıldığımda anlamayan bakışları yüzümü karışlıyordu. "Lütfen." diye ısrar ettim ve bu da gülümsemesine neden oldu. Sen hep gül vicdansızın kızı!
"Peki."
"Ah, Bartu! Bebeğim hadi ama seni bekliyorum." Sol tarafımdan gelen ince sesle o tarafa döndük. Dans ettiğim ve güya şuan yanında olacağım kız karşımdaydı.
Tek gecelik afetim mi, arkadaşımın sevgilisi mi?
—-
Slm. Çok uzun oldu lan bölüm, 700 kelime. Reis'i de bir bu kadar yazdım :) Bizimkiyle Bartu için züpper fikirlerim var eheheheheh
Neyse hadi bb.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.İ.P / Texting
Short Story-TAMAMLANDI- Bilinmeyen numara: Şeyy, Bilinmeyen numara: Beni bipler misin? Bartu: Ha? Bilinmeyen numara: Beni diyorum şu bip şeyinden yap. Bartu: Ana bacı düz gitmek gibi mi?