thirty

7.7K 393 188
                                    

Multi: Büşra İzem

30.BÖLÜM

"Makarna, kola, ekmek, salça al gel kızım hadi bakayım." diye annemin yumuşak emirlerini duyduğumda gözlerimi devirdim. Tam şuan, bakın tam şu saniye bir kardeşimin olmasını o kadar çok isterdim ki. Ne güzel götümü devirir yatardım o gider alırdı.

Ama nerede?

"Babam ne zaman geliyormuş işten?" diye sordum. O gelirken alsa ne olurdu? Bence gayet güzel olurdu, değil mi?

"Yarım saate evdeyim dedi ama o alamaz Büşra İzem! Senin alman gerekiyor ki baban gelmeden makarnayı yapayım." diye hafiften sesini yükseltince ofladım ve İnstagram'dan çıkıp, telefonumu cebime koydum ve ayaklandım. "Para ver." derken aynı zamanda dış kapıyı açıyordum.

"Al." deyip elime bir yirmilik tutuşturdu ve ışık hızıyla geri içeriye döndü. Resmen zırlaya zırlaya sporlarımı ayağıma geçirdim ve asansörün çabuk gelmesi için zibilyon kere tuşa bastım. Sanırım bu hiçbir zaman işe yaramıyordu ama ben denemekten bıkmıyordum.

Asansörün gelmesiyle birlikte kendimi içeri atarken, aynaya karşı dans etmeye başladım. Elimi saçıma atıp havalı bir hale bürünürken kendimi Hollywood sanatçıları gibi hissediyordum. Huhu! Aniden duran piçle birlikte aniden toparlanırken, dışarı çıktım ve markete doğru yürümeye başladım. Aynı zamanda da kız arkadaşlarımdan birini arıyordum çünkü yolda gerçekten sıkılıyordum. "Alo İzem?"

"Bebeğim?" dedim bağırarak. Telefonu 'Alo' diye açmayı sevmezdim. "Nabayüsün ablasının güzeli?" diye devam ettim.

"Kızım benden sadece iki ay büyüksün, bak vallahi çarpacağım he." diye tehdit eden arkadaşıma karşılık kıkırdadım. Saçımı sağ elimle düzeltip, adımlarımı hızlandırdım. Aptal market uzaktı bize.

"Olsun, düşünsene ben altmış gündür nefes alırken sen daha yoksun." dedim ve daha fazla gülmeye başladım. Duygu ahizeye doğru sert bir soluk bıraktığında kahkahamı zar zor kestim ve kendimi sıkmaya başladım.

Gülmemem gerek, gülmemem gerek, gülmemem gerek.

"Bir şey mi oldu aradın?" diye ciddi bir tonda sormasıyla kaşlarımı çattım. Genel rutin hareketlerimden birisiydi bu, markete giderken aramam.

"Evet, canım çok sıkkın kanka." derken ufuklarda bir yerde görünen marketle birlikte derin bir nefes verdim. Kaç dakikadır sana ulaşmaya çalışıyorum pezevenk market!

"Noldu?" dedi anlatmamı isteyen bir tonda. Gerçekten canımın sıkkın olduğu bir konu vardı aslında.

Anıl.

Yavşak olanından.

Onunla sevgili olduğum için pişman olmuştum. Evet, Bartu'nun dikkatini çok güzel çekmiştim ama Bartu'yu biraz olsun tanıyorsam isterse bana olan aşkından gebersin eğer Anıl'ın bana karşı bir şeyler hissettiğini düşünürse hayatta yaklaşmazdı.

Bacım diyeceğine bile emindim.

Lan sevdiğim çocukla yanlışlıkla kanka olursam valla zırlarım.

"Ya şu Anıl mevzusu." dedim başımı önüme eğerek. "Kanka, Bartu bana yenge gözüyle bakmaya başlıyor vallahi bak. Kulüpte gözümün önünde kızla sarmaş dolaş dans ettiler, demek ki aklına girememişim."

"E böyle başaramazsan bilinmeyen olarak başarırısın yavrum." dedi. Sıkıntılı bir nefes verdim ve marketin kapısına iyice yaklaştım. "O daha beter zaten. Beni öğrendiğinde her şey mahvolabilir."

"Ee? Ne yapacağız peki bu saatten sonra?" dedi Duygu da düşünceli bir tonda. "Tek bir yolumuz kaldı..." dedim hızla. "...Anıl'dan acilen ayrılmam gerek."

Elimle kapıyı itecekken bir el de benimle eş zamanlı davrandı. Başımı sola çevirdiğimde Bartu'nun kısık yeşilimsi hareleriyle karşılaştım.

Siktir!

Telefon elimden istemsizce kayarken Allah'ın belamı verdiğini düşünüyordum. Ne yapacağım ben şimdi?   

---

Slm. Yebe ne zaman bilmiyorum ve evet İzem; Lea Elui.

TikTokcularla devam mtlzmlzütmüstmü.

Hadi bb.

B.İ.P / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin