ninety one

2.6K 179 92
                                    

91.BÖLÜM

Siyah şortumu bacaklarımdan seri bir şekilde geçirdim ve aynanın karşısına geçtim. Beyaz büstiyerimle hem şık hem de afet olmuştum anam.

Bakalım, Bartu da aynı mı düşünecek?

Aman, hiç de bir şey diyemez pezevenk. Ona ne? Şeftali tonlarındaki dudak kalemini dudaklarıma sürerken, karne gününe geldiğimiz için oldukça hoşnuttum. Tabi yarın ve sonraki gün gireceğim üniversite sınavı için aynı şeyleri söyleyemezdim. Ölümüne korkuyordum ancak yapacak bir şey de yoktu.

Bel çantamı alıp kafamdan geçirdim ve aynı zamanda kenarda çalan telefonumu alıp aramayı cevaplandırdım, Bartu'ydu. "Efendim aşkım?"

Coşkulu sesimi umursamadan, mal gibi böğürdü ve kapattı. "Hadi!"

Gözlerimi devirirken yine de sözünü dinleyip hareketlerimi hızlandırdım ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Anne sultan yine başımda dikilip nasihatlerine başlarken, ben onu dinlemeyip içimden şarkı mırıldanıyordum. Ta ki son cümlesine kadar; "Akşam 7'de evde ol."

"nE?" diye abartılı tepkimi gözler önüne sererken annem tek kaşını kaldırıp bana bakmaya başladı. "Annecim sana söyledim ya akşam bizimkilerle Pierre Lotti'ye çıkacağız. Geç gelirim ben." diye nazik bir tonda açıklama yaptım.

"Hayır İzem, erken geleceksin."

"Anne mal mısın? Ay pardon." dedim birden. Dilimle dudaklarımı ıslatırken ne yapacağımı bilememiştim. Bartu akşam beni ilk defa romantik bir yemeğe çıkaracaktı ancak anneme bunu açıklayamazdım. Kadının ibnelik damarı tuttu resmen ya.

"Terbiyesiz misin kızım? İşimiz var bugün." dedi ciddi bir şekilde. İç çektim ve işimizin ne olduğunu sordum. "Babana babalar günü hediyesi alacağız seninle."

"Anne ben kendim alırım bugün, sen de git kankilerinle al. Valla gelemem eve." dedim ve kapıyı açıp bir şey demesine fırsat vermeden dışarıya sıvıştım. Sevdiceğimle ilk romantik akşam yemeğini ekemezdim. 

Kb annecik.

Elimde titreyen telefona baktığımda, Bartu'nun sinirli hali gözümün önüne geldi ve kıkırdadım. "İzem, sikicem krdşm hadi!" Tekrardan yüzüme kapatmasıyla koşar adım aşağıya indim ve sokağın başına doğru ilerledim.

Kayınbabacığımdan çorduğu lüks arabaya gülerek ilerlerken çaldığı kornaya surat asıp adımlarıma yavaşlattım. Geberdi amınakoyayım.

Kafasını camdan çıkarıp güneş gözlüğü eline aldığında kalbimin teklediğini hissettim. Ne yapıyorsun vicdansızın oğlu? "Kızım, karne verildi verildi. Süsün bitmedi hadi."

"Aman," diye mırıldanarak diğer tarafa geçtim ve kapıyı kendim açıp, kendim koltuğa oturdum. Çünkü öküz bir sevgilim vardı. "Şaştın." diye söylendim.

Aniden gazı köklemesiyle vücudum koltuğa yapıştı ve kaşlarımı çattım. Aceleyle emniyet kemerini takarken son iki haftadır onu gerçekten özlediğimi fark etmiştim. "Aşkım bana kalsa hiç gitmeyelim ama sen istedin ve istemene rağmen evden çıkmıyorsun." dedi tane tane. Alt dudağımı ısırarak camdan dışarıya baktım.

Haklıydı velet.

"Annem eve erken gel diye tatava yaptı baya. Ondan geciktim." Kaşlarını kaldırarak elalarını bana çevirdiğinde yüzümde istemsizce bir gülümseme oluştu.

O da aynı bir gülümsemeyle karşılık verip geri yola baktı. "Nasıl yani?"

"Bildiğin akşam yedide evde ol dedi." diye açıklama yaptığımda kırmızı ışıkta durmuştuk ve Bartu ışık hızıyla bana döndü.

"Ee?"

"Eesi senin sevgilinin halledemeyeceği hiçbir şey yoktur. Gitmeyeceğim tabiki." dedim cilveli bir tonda. Yandan pis pis sırıtıp bana yaklaştığında ben de aynı sırıtmayla karşılık verdim. Kolları belime sıkı bir şekilde dolanıp koltukların izin verdiği ölçüde beni kendine çekti. Kokusunu derince soludum ve gülümseyerek geri çekildim.

"Bu pezevenk seni çok özledi." Gülüşüm git gide genişlerken son birkaç aydır ne kadar mutlu olduğumu düşünüyordum.  Onu çok seviyordum ve o da beni çok seviyordu. Buna başlarda olmasa da artık emindim. Elinden gelen her isteğimi koşulsuz yerine getiriyordu, ağzımın içine bakıyordu resmen.

Ama bunu ne amaçla yapıyor ona emin değilim, abaza. 

Aman neyse maşallah diyin ayol, üç aylık cillop gibi bi' ilişkimiz var. Bozulmaz inş.

"Ben de seni çok özledim, sevgilim." dedim. Yeniden pis bir şekilde sırıttı ve küçümser bir bakış attı. Tek sorunumuz buydu işte, en ufak güzel bir sözde götü kalkıyordu pezevengin. Mal ya, delirtecek.

"Kim olsa özler böyle bir yakışıklıyı, sen de haklısın tabi." demesiyle oflamam bir oldu. Daha fazla konuşmayıp hızını arttırdı ve yaklaşık on dakikada okula vardık. Arabadan inmemizle birlikte ellerini ellerime kenetledi ve son kez okulumuza adım attık. Mezun oluyorduk ayol. 

Karneler çoktan dağıtıldığı için herkes törendeydi ve bu yüzden kapıdan girmemizle çoğu kişinin dikkatini çektik. Müdür sıkıcı konuşmasını yaparken öğrenci topluluğundan büyük bir alkış tufanı koptu. Müdürü alkışladıklarını sanarken hepsinin bize bakıp gülmesiyle o alkışlarının hedefinin biz olduğunu anladım.

Utançla başımı Bartu'nun göğsüne gömerken o da gülerek kolunu belime sardı ve bağırdı. "Eyvallah ciğerlerim. Ama yengeniz utandı." Hırsla dirseğimi karnına geçirmemle daha fazla güldü ve başımın üstünü öptü. 

Seni gerçekten çok seviyorum.

---

Çerezlik bombooş bir bölümle kaşınızdayım mzcvmkazkmaezçktz. Eylüle kadar B.İ.P'in finalini verip, Reis final part-2yi de yayınlayacağım. Raadda kalıın :)

Sonra da buralardan bir yıl için çekip gideceğim, bilke dönerim belki dönmem orası bilinmez ama haberleri vereyim gari dedim şimdiden.

Sizi seviyorumm.

Öptüm,bb.

B.İ.P / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin