eighty two

3.8K 275 121
                                    

82.BÖLÜM

Gözleri gözlerimde uzun bir süre kitli kalırken, içimde patlayan volkanlardan herkes bihaberdi. Onun elalarında kaybolduğumda, canımdan can gittiğinden herkes bihaberdi. Bomba etkisi yaratan sorum karşısında kalakalırken, duyanların şaşkın nidaları kulağıma ilişti.

"Ne?" Verdiği ilk tepki bu olmuştu. Ortama sunduğu bomboş bir soruydu. Ardından bakışlarını yere düşürdü ve hemen ardından yeniden gözlerime çıkardı. Bir farkla, artık dik dik bakıyordu. "Ne saçmalıyorsun yine sen?"

"Saçmalıyorum, evet." dedim ve güldüm. Kollarımı tutan ellerinden kurtularak bir adım geriye gittim ve gülüşümü genişlettim. Sinirden falan değildi bu gülüşümün nedeni. Acıdandı.

Kendime, şuan içinde bulunduğum bu duruma acıyordum ve bunu da dışarıya gülerek yansıtıyordum. İşte beni daha da acınası kılan diğer şey de buydu. Gülerek atlatmaya çalışıyordum.

"Bak, Ece benim sevgilim falan değil. Kuzenim o. Ne alaka?" Kaşlarını çatmıştı ve sinirli gözüküyordu. Algıladığım kelimeler beynime mızrak gibi saplanırken, bir adım daha geriye gittim. Kaçmak istiyordum artık her şeyden.

"Yalan söylüyorsun."

"İzem, güzelim iyi misin? Neden yalan söyleyeyim?" Bana doğru bir adım atmasıyla başımı iki yana doğru salladım ve acı içinde kıvranan başıma parmaklarımı bastırdım.

"Git, gelme. Konuştum o kızla, yalan söylüyorsun." Geriye doğru bir adım daha attım ve art arda birkaç tane daha. Kendimi zapdetmekte zorluk yaşıyordum, kaçmak istiyordum. İnsanlar iyice başımıza üşüşürken boğulduğumu hissettim. Ya da sadece bana öyle geliyordu.

Elini bana doğru uzattı ve telaşla konuştu. "Tamam, tamam bak gel birlikte konuşuruz. Öyle bir şey yok, yemin ederim yok." Başımı şiddetle iki yana sallarken, birinin kollarımdan tuttuğunu fark ettim.

"Bırak! Yalan söylüyor, biliyorum. Bırak!" Kendimi geri çekmeye çalıştıkça arkamdaki kişi tutuşunu sıkılaştırdı. Bartu ve onun yalanları, Bartu ve onun çapkınlıkları, Bartu ve onun kızları... Bıkmıştım artık.

"Şş, benim İzem. Sakin ol." Anıl kulaklarıma sessizce fısıldarken vücudumun kaskatı kesildiğini hissettim. Bartu'ya bakıyordum hâlâ ancak sanki görmüyordum. Endişe dolu bakışlarını görmüyordum. "Gel, gidelim. Sonra konuşun."

"Anıl." diye soludum. Koluma girdiğini hissettiğimde tüm bedenim tir tir titriyordu.

"Efendim?" dedi yumuşak bir tonda. Bartu'da olan bakışlarımı ona çevirdim ve gözlerimden akan yaşlarla fısıldadım. "Beni götür buradan nolur." Bir süre bana baktıktan sonra başıyla onayladı ve kolunu belime sararak beni kantinden çıkardı. Bahçeye çıkmamızla derin derin nefesler alsam da pek bi' etkisi olmamıştı.

"Her şey düzelecek." Kulağıma fısıldadığı cümleden hemen sonra bedenimi daha fazla tutamamış ve karanlığa teslim etmiştim.

---

I am back diyemiyorum maalesef bebeklerim :( Kısa bir bölüm evet ama onca mesaja karşın atmak istedim. Önümüzdeki hafta İstanbul'a gidiyorum ve geldiğim gibi sınav haftam falan. Kısacası yeni bölüm en erken birkaç haftaya gelebilir.

Şimdiden özür diliyorum, kendinize iyi bakın :')

Bb.

B.İ.P / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin