58.BÖLÜM
Duygu: Hassiktir laaa
Duygu: Vış ananıskm
Duygu: Hadi len oradan
İzem: Valla amk ya yalan mı söyleyeceğim
İzem: Bugün konuşacağız işte
Duygu: Sana bakıyor!
Duygu: Allah çarpsın sana bakıyor kanka he şşş
Telefonu sıramın altına sokuşturup, tavus kuşu gibi gömdüğüm kafamı ışık hızında kaldırdım ve Bartu'ya baktım. Duygu'nun da dediği gibi bana doğru çevirmişti kafasını ve tam olarak bana bakıyordu. BANA BAKIYORDU!
Tedirgin bir gülüş sundum ve başımı tahtaya doğru çevirdim. İster istemez utanıyor, çekiniyordum bakışlarından. Ah pezevenk, neler yapıyorsun bana? Telefonumun titrediğini hissettiğimde başımı yine sıraya gömdüm ve iki derstir yazıştığım, canım kankim Duygu'nun mesajını açtım.
Pardon, benim pezevenk yazmış.
Bartu: İzem
İzem: He?
Bartu: Öğle arasında spor salonunda ol
İzem: Ne
Bartu: ?
İzem: Niye spor salonu? Ne yapacaksın bana orada?
Bartu: İyi misin kızım sen, sakin olur orası kimse dönüp bakmaz ve havalarda soğuk, bahçeye çıkamam valla.
İzem: İyi tm.
Bartu: İyi.
İzem: Gapat
Aniden çalan teneffüs ziliyle doğruldum ve yanımda oturan angut Salih'i tınlamadan sırada iyice gerneştim. Üstüne bir de esnedim, oh valla rahatladım. "Ah, İzem! Parmağın gözüme girdi."
"Sus, çomar." dedim Bartu'nun yeniden buraya odaklanan bakışlarını önemsememeye çalışarak. Çocuk resmen gözümün içine içine bakıyor, amına koyayım. Sal bi' beni Bartuaşkım, utanıyorum.
Sıramdan yavaşça çıktım ve spor salonuna inmek üzere, titrek adımlar atmaya başladım. O da peşimden kalkarken, derin bir nefes aldım ve istemsizce gülümsedim. "Bartu, nereye oğlum?"
Hemen arkamdan gelirken Hilmi'ye cevap vermişti. "Kısa bir işim var."
Sonunda spor salonuna arkalı önlü girdiğimizde, içeride kimsenin olmaması da benim şansımdı. Belki birkaç kişi top oynuyordur diye düşünmüştüm, ya burada da ağzıma sıçarsa? Yok yok, benim yiğidim akıllandı. Yani, inşallah. Tribünlerde herhangi bir yere oturduğumda yanıma iliştiğini hissettim.
"Nasılsın?" diye sormasıyla aklıma rüyamın gelmesi ve kalbimin kendini belli etmesi bir oldu, yutkundum. Bakışlarımı sahaya çevirdim ve mırıldandım. "İyiyim, sen?"
"İyi sayılır. Direk konuya dalayım mı?" demesiyle gerilsem de bir şey demeden başımla onayladım. Bana baktığını hissediyordum ve bu da diken üstünde oturmama sebebiyet veriyordu. "Bak İzem, güzel kızsın. Gerçekten seni ilk gördüğümde aklıma kazıyabileceğim kadar güzel hem de."
Vışşş.
Öyle ölmem füze at, füze.
"Ama üzgünüm ki ben ilişki adamı değilim, üstelik en yakın arkadaşımın eski sevgilisisin." diye devam etmesiyle kaşlarımı çattım ve bakışlarımı da bedenimi de ona çevirdim. Göz göze geldik.
"Onu senin için yaptığımı söylemiştim Bartu." dedim isyan ederek. Anıl ile çıkmamıştık sayılırdık, elimi bile tutmamıştı ki! Neden her seferinde bu olay karşıma çıkıyor benim? Neden at gözlüğü takıyorsun Bartu?
"Bunun önemi yok. Hadi Anıl'ı falan geç, okul çıktığınızı biliyor ve şimdi seninle bir yola çıkarsam bu okulda ne seni ne de beni gezdirirler. Öyle ağır abi havalarına girip, ben onları sustururum da diyemiyorum. Çünkü konuşurlar.". Her bir cümlesiyle içimdeki umut bahçesini yakıp kavuruyordu. Bakışlarıma hayal kırıklığının yüklendiğini, üzüldüğümü anladığını biliyordum.
Hızla atan kalbimi görmezden gelip, dudaklarımı araladım. "Ama..."
"Bekle dinle beni, bu olay olmamış olsa bile yapamazdım. Yapım bu, özür dilerim. Bir hafta, zorlarsan belki bir ay seninle çıkardım. Çünkü aklım sende daha fazla kalmazdı eminim. Ancak bunu aldatma olarak da düşünme. Sadece gitmezdi. Seni çok daha fazla üzerdim." dedi ve derin bir nefes verip gözlerimin içine bakmaya başladı. Cevap beklediğinin farkındaydım ancak ne diyebilirdim ki?
Canımdan can alıyorsun, sus mu?
Veya yaralarımı sararsın sanmıştım, yanılmışım mı?
Bartu buydu.
"Peki." dedim.
Fazla sözün lüzumu yoktu. Belki de vazgeçmeliydim, belki de pes etmeliydim. Titreyen çenemi bastırmak için dişlerimi birbirine bastırdım ve ayağa kalktım. Arkamı dönüp gidecekken fısıldadığı sözle, sol gözümden bir yaş kopup boynuma doğru yol almaya başladı. "Özür dilerim."
Beni anlamadın demeyeceğim, beni anladın. Zaten en dayanılmaz acı da buydu. Sen beni anladın. Anladığın halde canımı yaktın.
---
@annılyavsak;
Güzel kız ;)
{İnstagram}
+8643: OHAAA
+9603: İzan shipperlığım kan ağlıyor
+963: Bu yavşak aldattı bence kızı
+2942: Ben İzem aldatmış diye duydum
+063: Fenaaaa
+5443: Babaa boynuma dola
+57768493: Yavşakkkkk .dd
+50282: İzem İnstagram hesabını kapatmış neden?
+493: Cidden mi?
+8787: Evet
+9503: Kızın ağzına sıçtılar da ondan
---
İzem'in son cümleleri Frida Kahlo'dan alıntıdır, belirtmek istedim.
Neyse diğer kitabımın finalini verdim sayılır, artık sadece B.İ.P kaldı ve bir konuya açıklık getirmek istiyorum.
Arkadaşlar, bundan sonraki iki yıl kurgu yazsam bile sadece texting yazmayı düşünüyorum. B.İ.P'e bu kadar bölüm gelmesinin sebebi, beni yormaması, zorlamaması. Reis çok vaktimi alıyordu ama bu almıyor.
Neyse, inş beğenmişsinizdir. Vote atın bebehlerim.
Hadi bb.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.İ.P / Texting
Short Story-TAMAMLANDI- Bilinmeyen numara: Şeyy, Bilinmeyen numara: Beni bipler misin? Bartu: Ha? Bilinmeyen numara: Beni diyorum şu bip şeyinden yap. Bartu: Ana bacı düz gitmek gibi mi?