ninety six

2.1K 153 45
                                    

96.BÖLÜM

Gözlerim şokla irileşirken, el ve ayaklarımın buz kestiğini hissettim. Karşımdaki insanın soğuk bakışlarına tiksinti de eklenince daha fazla dayanamadım ve bakışlarımı kaçırdım. "Duygu, gitmemiz yani şey gidelim mi?"

Duygu kaşlarını çattı ve gözlerimin içine baktı. "İyi misin?"

"İyiyim," diyerek kestirdim ve onun bulunduğu masaya kısa bir göz atıp aceleyle devam ettim. "Evde acil işlerim vardı, aklımdan tamamen çıkmış. Annem de bekler."

İnanmayacağını biliyordum ve beklediğim gibi bakışlarından belliydi. İnanmamıştı ve bu yüzden suratı iyice düşmüştü ancak elimden gelen bir şey yoktu. Onunla aynı ortamda olamazdım. Olmamalıydım.

"Andım olsun ki Büşra, eğer bir daha karşıma çıkarsan bir daha ömrün boyu benden kurtulamazsın! Duydun mu beni? Kurtulamazsın!" Aklıma gelen anılarla irkildim ve hızla ayağa kalktım. Ya dediğini yaparsa? O zaman ne olacaktı? Onu kimse durduramazdı ki.

"B-ben özür dilerim Duygu. Telafi edeceğiz söz." dedim ve dikkatli bakışlarından kurtulmak amacıyla kollarımı kısa bir süreliğine bedenine doladım. "Seni seviyorum, dikkat et kendine."

"Ben de seni İzem Hanım." derken şakacı ses tonunun altındaki imaları sezmiştim ancak umursamadan koşar adımlarla kafeden çıktım.

Sıcak ve nemli hava yüzüme tüm gücüyle çarparken, bacaklarım zangır zangır titriyordu. "Asla mutlu olamayacaksın!" Zihnimden kulaklarıma ilişen o sert sesi karşısında yutkundum ve adımlarımı arttırdım. Anılar tüm çirkinliğini enseme saplamıştı ve sanki gitmeme olanak vermiyorlardı. "Ve ben bunun için elimden geleni ardıma koymayacağım. Anlıyor musun?"

Dayanamadım ve koşmaya başladım. Yanaklarımdan süzülen sıcak yaşları bile neredeyse hissedemezken koşmaya devam ettim. Ta ki çok uzaklardan telefonumun sesini duyana dek...

Bartu arıyordu.

"Sevgilim?" derken duyduğum o naif sesi karşısında kendimi tutamadım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. O kadar çok korkuyordum ki. "İzem? Ağlıyor musun sen?"

Cevap vermedim ve artık beni taşımayan bacaklarıma izin vererek kaldırım kenarına oturdum. Tüm vücudum sarsılırken, Bartu'nun endişeli kelimelerini bile artık duyamıyordum.

Hayatım belli bir düzene oturmuştu, mutluydum, huzurluydum. Sevdiğim adamla güzel giden bir ilişkim vardı. Okulumdan yeni mezun olmuştum.

"Hiç beklemediğin bir anda olacak. Hiç beklemediğin bir anda senin bana yaptığın gibi ben de senin hayatını mahvedeceğim." Onun kulağıma fısıldadığı son sözler beynimde yankı yaparken başımın döndüğünü hissettim.

"Bartu," diye tüm gücümle seslendim. Oysaki ortaya çıkan sadece ufak bir mırıldanmaydı.

"Söyle sevgilim. Neredesin bak İzem? Söyle yanına geleyim hadi be güzelim." derken gözyaşlarımın arasından acı bir tebessüm sundum. Beni en az benim onu sevdiğim kadar seviyordu, bunu hissedebiliyordum. "İzem?"

"Seni seviyorum." diye fısıldadım. Karşı tarafta sessizlik oluşurken bunun her zamanki söylediğim 'seni seviyorum'lardan farklı olduğunu ikimiz de hissetmiştik. "Asla unutma bunu, seni seviyorum."

Ardından kapattım. Telefonu gelişigüzel çantama fırlatırken başımın zonkladığını fark ettim. Parmak uçlarımı şakaklarıma dayayıp hafifçe masaj yaptım ve kendimi toparlamaya çalıştım. Ancak başaramıyordum.

Gözlerim kararıyor, bedenim hala tir tir titriyordu. "Allahım! Sen bana yardım et." Ellerimi kaldırıma dayayıp zorlukla ayağa kalktığımda olmayacağını hissettim ve kendimi karanlığın kollarına serbest bıraktım.

Son duyduğum şey ise onun yıllardır değişmeyen ses tonuydu. "Hayatıma yeniden hoş geldin yıldız."

—-

HOAYDA YİNE BİR BOKLAR YEDİM.

Allahım durdur sen beni. Ama aklımdaki delice fikirle susmuyor kızçelerim valla, rahat duramıyorum asla. Üzgünüm şdöspfkspflw

O kim sizce?

Hadi bakim tahminler?

Sizi seviyorum hadi bb.

B.İ.P / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin