65.BÖLÜM {Part-2}
"Evet çocuklar, birazdan cosinüs fonksiyonlarına geçeceğiz. Defterleri açın hadi." Matematikçimiz kör Nuri'nin sesi daha dersin en başından mayışmamı sağlarken, kolumun tekini ön sıraya doğru uzatıp başımı sıraya koydum.
"Yavrum, senin defterin nerede?" Tek gözümü açıp yanımdaki çomara baktım, yattığım için hocanın kime dediğini anlamamıştım. Hocaya bakan bakışları bana döndü. Kaşlarını 'Sorun yok' dercesine kaldırıp indirdiğinde sıkıldım ve cevap verdim.
"Sağol reyiz, sen de olmasan ne olacağım ben? Uyuyam bari, beni idare et çomar." Sınıfta çıt çıkmazken söylediğim cümleler birden resmen yankı yapınca gözlerimi sımsıkı kapattım ve kafamı diğer tarafa çevirdim. Bu sınıf hep ben konuştuğum sırada mı susmak zorunda amık?
"Arkalarda bir ses duydum, İzem!" İzem girsin götüne, tövbe tövbe. Başımı oflayarak kaldırdım ve kirpiklerimin arasından Nuriciğime bakmaya başladım. Yine her zamanki suratsızlığı üstündeydi, süper. "Kızım kafayı mı yedin?"
"Ne alaka hocam?" Gözlerim arkasını dönmüş buraya bakan Bartu'ya kaymamak için büyük bir çaba sarf ederken, bıkkın bir ses tonuyla cevap vermiştim. İki dakika depresyon bile yaşayamıyoruz arkadaş!
"Kendine kendine neden konuşuyorsun?" dedi hoca anlamakta zorluk çektiğim bir Türkçe ile. Adam resmen dilinin altına bir şeyler varmış gibi konuşuyordu. Artık emekli olsana Nuriciğim.
"Yanımdaki çoma- yani şeye Salih arkadaşıma dedim." Sözlerimi anlayan tayfa kahkaha atarken, Bartu'nun ifadesinin değişmediğini fark ettim. Pür dikkat bir şekilde beni süzüyordu.
"Tamam, neyse. Defterleri açalım, hadi!" dedi ve sınıf defterini öğretmenler masasına gürültülü bir şekilde bırakıp, dikkatleri üstüne çekmeye çalıştı. Üzerimdeki bakışlar tek tek çekilirken, Bartu'nun hâlâ baktığını hissedebiliyordum.
Sakın bakma, sakın bakma, sakı-
Dayanamayıp baktım ve göz göze geldik. Sol elimi yumruk haline getirip, yüz ifademi stabil tutmaya çalıştım. Saçları gün geçtikçe uzuyor, gözleri sanki daha da derinleşiyor, daha da güzelleşiyordu. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme fark ettiğimde kaşlarımı çattım ve geri önüme döndüm.
Bartu diye birisi yok artık, bitti. Unut.
---
Bartu: Biliyor musun İzem?
Bartu: Bilinmeyenken sana çok alışmıştım
Bartu: Yüzümü güldürüyordun
Bartu: Attığın her mesaja sıkılmadan cevap verebiliyordum
Bartu: Bazen diyorum ki keşke zorlamasaydım seni
Bartu: Keşke hep benim küfürbaz bilinmeyenim olarak kalsaydın
(Görüldü.)
Bartu: Beni sevdiğini sanmıştım
Bartu: İnanmıyorum demem falan filan hepsi seni kendimden uzaklaştırmak içindi
Bartu: Beni sevdiğine inanıyordum
Bartu: Kanıyordum sana
Bartu: Sevmiyormuşsun
İzem: Yapma
Bartu: İzem olduğunu öğrendiğimde de değişmemişti bu durum hala senden mesaj bekliyordum
Bartu: Ama sonra olmadı sana zarar verdiğimi fark ettim ve
Bartu: Uzaklaştırmaya çalıştım
Bartu: Ama uzaklaşamayan bendim çünkü aklıma düşmüştün
Bartu: Karmen de senin gibi bana bilinmeyenden yazıyordu ve yine benim zorlamalarımla karşıma çıktı
Bartu: Seni aradım
Bartu: Onun her hareketinde senden bir şeyler aradım, bulamadım
Bartu: Benim için kolay mı sanıyorsun
Bartu: Bilinmeyen olarak düşündüğüm, alıştığım, beklediğim insan en yakın arkadaşımın eski sevgilisi çıktı
Bartu: Bu durumu atlattım derken şimdi de karşıma üç haftalık sevgilinle geliyorsun ya ne diyeyim ben sana
Bartu: Yazık
(Görüldü.)
Bartu: Kızları kullanan, duygularıyla oynayan o iğrenç insan sadece ben değilim
Bartu: Benim de duygularım var ve sen de benim duygularımla oynadın İzem
Bartu: Tüm bunları anlatmamın nedeni, ben de kırılabiliyorum
Bartu: Ben de insanım
(Görüldü.)
Bartu: Neyse
Bartu: Sal
(Görüldü.)
---
Bölüm ağır spoi içerir ;) Bu bölümden sonra birkaç bişi yapıcam hazırlıklı olun aşkımsular.
Hadi bb.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.İ.P / Texting
Cerita Pendek-TAMAMLANDI- Bilinmeyen numara: Şeyy, Bilinmeyen numara: Beni bipler misin? Bartu: Ha? Bilinmeyen numara: Beni diyorum şu bip şeyinden yap. Bartu: Ana bacı düz gitmek gibi mi?