-TAMAMLANDI-
Bilinmeyen numara: Şeyy,
Bilinmeyen numara: Beni bipler misin?
Bartu: Ha?
Bilinmeyen numara: Beni diyorum şu bip şeyinden yap.
Bartu: Ana bacı düz gitmek gibi mi?
Bakışlarım hemen birkaç metre ötemdeki Anıl ve adını bile bilmediğim kızda takılı kalmıştı. Anneme bir kız arkadaşımda kalacağımı söyleyerek oraya gitmiş ve kırmızı elbisemi giyinerek kulübe gelmiştim ancak karşılaştığım manzara sevgilim ve bir kızın sarmaş dolaş dansıydı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Resmen ayakta...Neyse.
Ben terbiyeli bir kızım.
Hemen solumda Ayşe Bartu'ya sırnaşıyor, o ise elindeki telefonla ilgilenip yüz vermiyordu. Diğer çocuklar da kendi âleminde takılıyordu işte. Keşke dedim içimden. Keşke bizim kızları da ayartıp getirseydim. Yaklaşık yarım saattir öylece tek başıma oturuyordum ve çok sıkılmıştım.
Bakışlarımı yavşak Anıl'dan yavaşça Bartu'ya çevirdiğimde bakışlarımız buluştu. Elindeki içkiyi havaya kaldırıp yandan gülümsedi ve bedenimi baştan aşağı süzdü. Beni beğendiğinin farkındaydım, ancak bu kadar bariz belli edeceğini düşünmemiştim. Resmen her dakika liseli abazalar gibi gözleriyle yiyordu. Ah, pardon. Zaten liseli abazanın tekiydi. Abaza pezevenk seni!
Alt dudağımı ısırıp son bir bakış attım ve geri Anıl'a çevirdim gözlerimi. Bu yavşak da zerre kadar umurumda değildi ama beni ortamda küçük düşürmüştü. Mal madem benimle ilgilenmeyeceksin niye çağırıyorsun amına koyduğumun değişiği? Ayrıca Anılcığım dans ettiğin kızın selüloitleri dağ olmuş bebeğim. Vazgeç bence.
"Gel." Hemen başımda gelen kalın sesle bakışlarımı bana doğru uzatılmış ele ve sahibine çevirdim. Benim pezevenk.
"Ne?"
"Gel dans et benimle." Bakışları kabul edeceğimden emin bir halde küstahtı. Burnumu kırıştırıp, elimi havada savuşturdum.
"İstemem, sağ ol." Onun götünü daha fazla kaldıracak halim yoktu tabiî ki, kudur. Kaşlarını havaya kaldırıp güldü. Ardından üstüme doğru eğilip iyice yakınlaştı. "Ne yapıyorsun piç?"
İstemsizce ağzımdan çıkan sözlerle birlikte kahkaha attı ve kulağıma yaklaşıp nefesini üfledi. Olduğum yerde kaskatı kesilmiş, ne diyeceğini bekliyordum. Eğer saçmalarsa Allah ne verdiyse tekme tokat girmeye hazırdım vallahi. Yemişim aşkını. "Bilinmeyen."
Ve tek bir kelimesi beni öylece orada bırakmaya yetmişti. "Ne?"
