36: Çok sevmek yeter mi Tekin?

70.6K 1.8K 1.8K
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Miray,

Seni gelinlik içinde gördüğüm zaman, hani o zarif bir kuğuyu andırır gelinliğinle gördüğüm zaman, bir gelinlik seçsem nasıl olurdu diye düşünmüştüm. Sonra cevabı aramaya başlarken kızmıştım kendime.

Olmayacak hayalleri kurmanın bir anlamı da olmuyor Miray. Kuruyorsun da sonu hep hüsran oluyor.

O gün bana, "üzüleceğim diye korkarak yaşama" demiştin. Ben senin sözünü dinledim Miray. Ama sonuç yine değişmedi...

Ben, kendimi korumak için bu kadar çok çabalarken, her attığım adımı bu kadar düşünürken nasıl bu kadar pişman olabildim Miray? Bu kadar pişmanlığı nasıl biriktirdim içimde? Bu kadar zor güvenmişken, nasıl bu kadar hayal kırıklığına uğradım ben? Neden güçlükle inşa ettiğim her şey benim üzerime yıkıldı?

Allah'ım neden bu kadar zor bir ömür biçtin ki bana? Annem mi, babam mı... Kimden ne ah topladılar da, bu kadar lanetli doğdum ben?

Yirmi bir yaşımı doldurmadım ben daha. Çıkıp dağlara taşlara haykırmak istiyorum bunu. "Artık yeter, nefes almama izin verin" demek istiyorum.

Yaşamaktan korkma demiştin bana... Cesur olmadığım halde öyleymiş gibi yaptığım için mi bu haldeyim ben Miray? Yazmadım sana ama o gün yakama taktığın çiçeği kuruttum ben. O turuncu çiçekle çok dertleştim Miray. Bir dert arkadaşım daha var. O gün taşıdığın gelin buketin. "Ters çevirip duvara as" demişti Sibel. Ona da çok şey anlattım ben.

Ama artık onlarla da konuşamıyorum. Boşluğa baka baka delirmekten korkuyorum ben Miray...

Ben çok yalnızım. İlk defa bu kadar çaresizim. Bu kadar çaresiz olmasam sana yazmazdım inan ki... Her şey, yaşarken mutluyum dediğim ama şimdi pişman olduğum her şey, siz gittikten üç ay sonra başladı. İstanbul'da karın lapa lapa yağdığı bir ocak sabahıydı. Son final sınavımdan bir önceki gün çıkmıştım ve Biryoti Amca'dan üç günlük izin koparmıştım. Tekin, beni Kartepe'ye götürecekti. Heyecanlı, hem de çok heyecanlıydım Miray. Bir sürü alışveriş yapmıştık. Kayak yapmayı bilmediğim ve öğrenemeyeceğime de emin olduğum halde milli sporcular gibi tam tekmil hazırlanmıştım kayak yapmaya.

Hava o kadar soğuktu ki, geceleri ayağıma bir değil iki çorap giyip öyle yatıyordum. Tekin çok dalga geçiyordu benimle ama hasta olunca kolay da atlatamıyordum. Aralıkta hasta olmuştum ve finallere hazırlanırken canım çıkmıştı. Ama güzel bir şey vardıysa, Tekin hep ama hep yanımda oluşuydu.

O sabah, ısınmak için var gücümle ona sarıldığım o sabah, daha saat henüz sekiz olmuşken çaldı Tekin'in telefonu. Duymamak için direndik ama susmadı o telefon. Belki üçüncü kez, yeniden çalışında Tekin homurdanarak uzandı telefonuna. Ekrana baktı, anlam veremezcesine yüzünü buruşturdu ve açtı telefonu. Otelin genel müdürüymüş arayan. Kısacık bir konuşma yaptılar. "Başın sağ olsun." dedi Tekin'e.

BoyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin