DÜZENLENMİŞTİR.
*Bölüm şarkısı Ellie Goulding-BURN*
"Nefes, güzel kızım. Bir sıkıntın mı var senin?" Beliz annenin sorduğu soruyla elimdeki çatal duraksamış, bakışlarım şaşkınca oturduğu tarafa kaymıştı.
"Hayır, bir sıkıntım yok. Neden sordunuz ki?" Masadaki tüm gözler birden bana döndüğünde oturduğum sandalyeye iyice gömülmüştüm. Utanmıştım. Girdiğim ortamlarda ilginin üzerimde olmasını severdim ama bu aileden hiçkimsenin ilgisini üzerime çevirmesini istemiyordum. Aşırı geriyordu bu durum beni. Özellikle Aras'ın yoğun bakışları altında yanaklarımın kızarmaması oldukça zordu.
"Ağzına bir lokma götürdüğünü görmedim. Yemek boyunca tabağındakilerle oynayıp durdun güzel gelinim." Gözlemlerinde haklıydı. Aklımda Melek isimli o kız varken bir şey yiyesim gelmiyordu.
"Siz gelmeden önce bir şeyler atıştırmıştım. O yüzden karnım pek aç değil." Beliz anneye tebessüm etmek bile zor gelmişti o an. Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Sessiz sakin bir ortamda her şeyi detaylıca düşünmek istiyordum.
"İzninizle odama çıkabilir miyim?" Daha fazla dayanamayacaktım. Kafam yeterince allak bullaktı ve dinlenmek istiyordum. Baran baba başını sallayınca Beliz anne gülümsedi.
"Tabi kızım." Beliz annenin cevabından sonra kısa bir afiyet olsun mırıldanıp soluğu odamda almıştım.
Odaya girer girmez kendimi koca yatağa bırakmıştım. Eylül'le konuştuktan sonra aklımda sürekli Melek ve Aras vardı. Bir de onların bitmek bilmeyen aşkı. Kötü hissediyordum. Zira kocam olacak o adamın bir başkasını deli gibi sevdiğini öğrenmiş, üzerine bir de sevdiği kızın öldüğü haberini almıştım. Bu olaydan bu derece etkilenmem de ayrı saçmaydı. Hem ben Aras'ı sevmiyordum bile. Sevmemek bir yana ondan nefret ettiğimi bile söyleyebilirdim. Hatta, hatta iğrendiğimi de.
Peki o fotoğraf gözümün önüne gelince neden sinirleniyordum? Bu çok mantıksızdı. Ben Aras'ı kıskanamazdım. Daha yeni tanıdığım birini kıskanamazdım. Bu olmamalıydı. Yanlıştı. Boş boş tavanı seyrederken kapının açılmasıyla bakışlarım kapıya çevrildi. Aras'ın geldiğini görünce yüzüm düşmüştü. Anlaşılan yalnız kalma hayallerimi sonraya ertelemem gerekiyordu.
"İkinci kez soruyorum, kapı çalma adetin yok mu senin? Ya çıplak olsaydım? Madem aynı odayı paylaşıyoruz en azından içeriye girmeden önce bana seslenebilirsin." Arsız bir gülücük Aras'ın dudaklarının kenarında dolaştı. Mavi-yeşil hareler üzerime sabitlenirken dudaklarını yalayan Aras kalın bir ses tonuyla konuşmaya başlamıştı.
"Fena olmazdı aslında." Neye istinaden söylediği apaçık ortadaydı. İçimdeki dil çıkarma dürtüsünü zorlukla bastırdım.
"Dokunamayacağın birini görmek senin zararına olur. Bunu sen söylemiştin, hatırladın mı?" Onunla uğraşmamdan zevk alan Aras, kemikli parmaklarını yumuşak tutamlarından geçirip alayla gülümsedi.
"Sana söylediğim hiçbir şeyi unutmam." Gözleri tuhaf bir ışıltıyla parladı. "Tekrarlanmayacak dediysem tekrarlanmaz. Ta ki kararlar değişene kadar."
Ne demek istiyordu şimdi? Aras'ı anlamak öylesine zordu ki. Neyi ciddiyetle neyi alayla söylediğini kestiremiyordum bir türlü.
"Kararlar değişmez Aras." Meydan okurcasına burnumun ucunu kaldırdığımda sessizce gülmüştü.
"Bu sözünü hatırlatırım, kızıl kafa." Omuz silkerek sessizliğimi korudum. Verdiğim karardan dönmeyecektim haliyle hatırlatacak bir şeyi de olmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Artık Özlemek İstemiyorum
ChickLitZoraki bir evlilik, masum bir kız, aşka küsmüş bir adam. Aras ve Nefes. Biri kalbinden olmuş biri hayallerinden. Zorla evlenen bu iki insan için aşk yeniden varolabilecek mi? Nefes Karahan ve Aras Taşkıran'ın yollarını birleştiren kaderdi...