DÜZENLENMİŞTİR.
76-76. Skora bakarken Bu kadarı da imkânsız! diye düşünmeden demedim. Aras, Burak, Doruk, Doğu, Kaan hatta yeni tanıştığım Fatih bile dudak uçuklatacak cinsten basketbol oynuyordu. Yapılan hamleler, atılan paslar, potayla buluşan toplar... Bu adamlar evrende var olmaması gereken soyut bir kavramda hayat bulmuşlardı. Mükemmellik. Kimse mükemmel değildir. Bu cümle Aras'la tanışmadan önce hayatımda kabullendiğim bir cümleydi. Tuna bana yalancı bir mutluluk yaşatırken Aras mükemmelliği önüme sunmuştu. Bu adamın hayatı, dış görünüşü hatta yapabildiği şeylerde bile mükemmellik saklıydı. Bu soyut kavrama hayatlarıyla şekil veren adamlardı bunlar. Tek kelimeyle mükemmeldiler.
"Hadi Doruk hadi!" Eylül geldiğinden beri bir saniye olsun ayırmamıştı gözlerini Doruktan. Şimdi ise deli gibi sevdiği adamı destekliyordu. Onu kurtaranın Doruk olduğunu öğrenen Eylül, sevgisini göstermekten çekinmiyordu artık.
Aras, Doruk ve Kaan bir takım; Burak, Doğu ve Fatih diğer takımdı. Fatih burada spor hocalığı yapıyordu. İsmini duymak bana Mardin'de ölen çocuğu hatırlatmıştı. Tanımadan ölümüne üzüldüğüm tek çocuğu.. Daha çok genç yaşta bu hayattan koparılmıştı. Malesef yasını tutmak onu geri getirmiyordu. Belki bininci kez içimden mekanı cennet olsun diye tekrarlarken bakışlarımı maçtan ayırmıyordum.
Maçın son saniyelerine girerken top tekrardan Aras'ın eline geçti. Burak sert hamlelerle Aras'tan topu çalmaya çalışsa da kas yığınım hiç taviz vermeden potaya ilerledi. Saniyeler birbirlerini tüketirken Aras'ın Burağa gülümsediğini gördüm. Burak ise buna karşılık Aras'ın üzerine atladı. Fırsattan istifade Aras elindeki topu gelişine potaya salladı. Tüm gözler potaya çevrilirken ben ısrarla Aras'ı izledim. Sanki sayı olacağını biliyormuş gibi umursamadan Doruğa ilerledi. Ve tabi ki top potayla buluşup bize 2 puan daha kazandırmıştı. Eylül'le aynı anda ayağa fırlayıp birbirimize sarıldık.
"İşte benim kocam!" derken bir yandan da kıkırdıyordum.
"Sadece şans." Doğa gözlerini devirip Burak'ı izlemeye devam etti. Şey, evet biraz şanstı ama sonuç olarak biz kazanmıştık. Kolundan tutup Doğa'yı yanımıza çektim.
"Maçı boşverin, kazanan kardeşlik olsun." derken Aras ve Burak'ı gösterdim. Burak kolunu Aras'ın boynuna atmış birlikte soyunma odasına ilerliyorlardı. Hep birlikte gülmeye başladık. Söz konusu Aras Taşkıran ve Burak Aslanoğlu ise her zaman kardeşlik kazanırdı.
Kocalarımızın aklanıp paklanmasını beklerken kızlarla biraz çene çalmıştık. Eylül bize Doruk'la aralarında yaşananları anlatırken Doğa, Burak'ın öküzlüğünden yakınıyordu. Eh tabi bir öküzde bende vardı anlıyordum Doğa'yı.
Yarım saat sonra Aras, Burak ve Doruk yanımıza geldiler. Doğu sözde acil işinden duş alıp çıkmıştı. Fatih ise işine dönmüştü. Çocuk spor salonunda eğitmendi tabi işine dönecek.
"Kardeşim mangal işi ellerinden öper." Konuşan Aras'tı. Burak homurdanarak Doğa'nın yanına geçti.
"Söz verdik bir kere." Doğa kocasını ilk kez kaybetmiş görüyor olacak ki çaktırmadan sırıttı."İki hafta sonra bugün. Uygun mudur?" Konuşmaya katılan Doruk'tu. Eylül'e kaçamak bir bakış atıp yanına geçti. Aras belimi kavrarken başını salladı.
"Bana uyar." Nefesini saçlarımda hissettim. Sırtımı göğsüne yaslamıştı. Duş aldığından şampuan kokusu burnuma doldu. Hmm bu kokuyu seviyordum. Burak elini Doğa'nın karnında gezdirerek belli belirsiz gülümsedi.
"Bana da uyar." Karar verilmişti. İki hafta sonra bugün hep birlikte mangal partisi yapacaktık.
Burak ayaklanırken Doğa'yla çarçabuk birbirimize sarıldık. Doğa bana Daha sonra seni ararım bakışı atıp Aras'la kucaklaşan Burak'ı bekledi. Etrafa bakınırken bir şeyin farkına vardım. Doruk kaşla göz arası Eylül'ü kaçırmıştı bile. Eylül Hanım haber verme nezaketinde bulunmadığı için benden okkalı bir trip yiyecekti. Doğa son olarak bana el sallayıp Burak'ın peşine takıldı. Onlar salondan çıkana kadar arkalarından baktık. Aras'la yalnız kalınca, beni kendisine çekip dudaklarıma uzanmasına izin verdim. Her zamanki gibi yumuşak bir öpücük kondurdu dudaklarıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Artık Özlemek İstemiyorum
Romanzi rosa / ChickLitZoraki bir evlilik, masum bir kız, aşka küsmüş bir adam. Aras ve Nefes. Biri kalbinden olmuş biri hayallerinden. Zorla evlenen bu iki insan için aşk yeniden varolabilecek mi? Nefes Karahan ve Aras Taşkıran'ın yollarını birleştiren kaderdi...