29.BÖLÜM "Düğün"

29.3K 1K 80
                                    

DÜZENLENMİŞTİR.

*Eveeeet sürpriz bir düğün olayına hazır mısınız?*

5 AY SONRA

Sağ yanağımdan süzülen göz yaşını elimin tersiyle silip hafifçe gülümsedim.

"Nefes, ağlıyor musun sen?"
Eylül oturduğu makyaj masasının aynasından bana bakıyordu. Arkamı dönüp göz yaşlarımı kuruladım. Bunu yaparken hızlı olmaya çalışmış ve yüzümdeki makyajı unutmuştum. Eyvah, gitti güzelim makyaj!

"Yok öyle bir şey, kim uydurdu bunu?" deyip Eylül'ün aynadaki yansımasına baktım. Sonra kendi yansımamla göz göze geldik. Kıpkırmız gözler ve akmış bir makyaj.. Kendimi palyaçoya çevirmeseymişim iyiymiş.

"Şu haline bak ama ya. Ayşen çok uğraşmıştı senin için." Ayşen elindeki maşayı kenara bırakarak adının geçtiğini duymuşçasına kafasını kaldırdı. Bizden uzakta olmasına rağmen ondan bahsettiğimizi hissetmiş gibiydi. Ona olabildiğince masum bir bakış attım. Ayşen kaşlarını çatarak ellerini yukarıya kaldırdı. Ya Sabır! dediğini duyar gibiydim. Tabi, kız sürekli benimle imtihan oluyor sabır çekmesi çok normal. Kendi düğünümde de makyajımı Ayşen yapmıştı. O gün de salya sümük ağlamış ve kızın makyajımı üç defa yeniden yapmasına neden olmuştum. Hem benim ne suçum vardı ki kızın bahtsızlığı. Ne zaman karşıma çıksa duygusal bir dönem içerisinde oluyordum.

"Hamile bir kadınım ben beynimle değil duygularımla yönetiliyorum, tabi ağlarım. Hem sen evleniyorsun kızım bırakta biraz içimi dökeyim." Burnumu çekip gözlerimi kaçırdım. Eylül oturduğu masadan kalkarak yanıma geldi. Kollarını açıp karnımı sıkıştırmadan bana kocaman sarıldı.

"Ah benim koca bebeğim. Seni duyanda Amerika'ya falan taşınıyorum sanacak. Dorukla yanınızdaki evde olacağız. Gelmek istersen iki dakikada bizdesin biliyorsun değil mi?" Kafamı Eylül'ün gelinliğine gömüp göz yaşlarımı akıtmaya devam ettim. Biliyordum tabi ki. Zaten mutluluktan ağlıyordum ben ha bir de hormonlarım yüzünden. Hamileydim ben tamam mı? Komedi filmi izlerken bu beni neden güldürmüyor diye ağlayabilir ya da denk geldiğim bir belgeselde zebra yavrusuna saldıran bir grup aslan görünce hıçkırıklarımı tutamayabilirdim. Bunların hepsi fazla salgılanan hormonlarım yüzündendi.

"Tamam biraz sakinleştim." deyip kafamı yukarıya kaldırdım. Eylül elmas gibi parlayan yaşlı gözlerle bana bakıyordu. Ah, hayır o da ağlayacaktı. Buna izin vermezdim. Bugün onun en mutlu günüydü.

"Sakın ağlayayım deme, sarışın. Doruk seni akmış bir makyajla görürse evlenmekten vazgeçebilir." Söylediğim şey onu güldürünce bende gülmeye başladım. Az önce ağlıyordum şimdi deli gibi gülüyorum. Kızım sen anneye ne yaptın böyle?

Eylül gözlerinde biriken yaşları silip sandalyesine geri döndü. Onu izlerken ne kadar güzel olmuş diye geçirdim içimden. Üzerinde, vücut hatlarını ortaya seren balık model bir gelinlik vardı. Gelinliğin kolları danteldendi ve görenleri dehşete düşürecek cinsten bir sırt dekoltesine sahipti. (Multimedia'da) Her ne kadar bu benzetmeyi sevmesem de, kardeşim melek gibi olmuştu. Esin saçlarını yaparken Eylül'ün yüzünü inceledim. İçi içine sığmıyordu. Dudaklarının kenarı yukarı kıvrılmış gülümsemek için can atıyordu. Onu böyle görünce acıyla gülümsedim. Keşke annesi ve babası bu mutlu halini görebilseydi.. İçimden bir ses, Görüyorlar. Cennette onu izliyorlar. diye fısıldadı. Sesli bir şekilde iç geçirdim. 

"Nefes, dikilme orada. Ayşen makyajını düzeltsin, hadi." Kafamı iki yana sallayarak bizi mutsuz edecek düşünceleri başka bir rafa kaldırdım.   Onlar yoksa ben vardım. Eylül'ün mutlu olması için her şeyi yapmaya hazırdım. Yavaşça oturup kafamı geriye yaslandım. Elim karnımda minik daireler çiziyordu. Mehirim, biricik kızım. Tam tamına sekiz aylık olmuştu. Doğum yaklaşıyordu ve ben ne zaman doğumu düşünsem nefes almayı unutuyordum. Korkuyordum hemde deli gibi. Doğumdu bu, acısı çoktu. Etrafımdaki havayı içime çekerek sakinleşmeye çalıştım. Hala bir aya sahiptim. Kendimi hazırlamam için koskoca bir ayım vardı.

Artık Özlemek İstemiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin