31.BÖLÜM "Final"

34.5K 1K 112
                                    

Tatlı okurlarım,
Şu ana kadar yazdığım en en en uzun bölüm ile final yapıyoruz.

Biliyorum aranızda Artık Özlemek İstemiyorum'un final olmasını istemeyenleriniz var.. Üzülerek söylüyorum ki final yapmak zorundayım. Yazacak zaman bulamıyorum, sizi bekletmek benim de hoşuma gitmiyor. Bu yüzden final olması hepimiz için daha hayırlı olacaktır.

Şu ana kadar yanımda olan, bölüm atma sıkıntıları çekmeme rağmen beni sabırla bekleyen, yorum ve begenilerini esirgemeyen tüm okurlarıma itafen; Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor,
kalplerinizden öpüyorum. Sizleri çok seviyorum.

Bu bölümü yazarken sürekli Inna-Yalla dinlediğim bir gerçek. Sizinde dinlemenizi tavsiye ederim. Öpüldünüz ballarım :* ❤❤❤ 

"Güzel bebekmiş. Ölecek olması ne acı ama." Gözlerimi kırpmadan Melek'in elindeki silaha bakıyordum. Tek bir hareketinde silahın üzerine atlamaya hazırdım. Bugün biri ölecekse o kişi kesinlikle kızım olmayacaktı. Onun hayatı uğruna yapmayacağım şey yoktu.

"Me-melek lütfen. " Yanaklarımı ıslatan göz yaşları karşımdaki kaçık kızın hoşuna gitmiş olacak ki kocaman sırıttı.

"Lütfen mi? Hadi ama Nefes bu kadar mı acizisin?" Ellerimi yumruk yapıp sakinliğimi korumaya çalıştım.  Aldığım her nefes boğazımda bir düğüm oluşturuyordu.

"O sadece bir bebek. Senin hesabın benimle. Kızıma bir zarar verme." Silah tutan elini ağzına götürüp kahkahasını engellemeye çalıştı. Korkup öne doğru bir adım atma gafletinde bulundum. Gerizekalı kız, kucağında Mehir varken nasıl bu kadar sorumsuz olabiliyordu? İç sesim soruma mantıklı bir cevap sunmuştu. Amacı zaten kızını öldürmek değil mi, neden dikkatli davransın ki? Lanet olsun, Mehir'i gözünü kırpmadan vuracaktı. Kızımın minik kalbine koca bir delik açıp onu hayattan koparacaktı. Sinirden kudurmak üzereydim.

"Kızını suratından vurmamı istemiyorsan geriye çekil. " Dediğini yapıp iki adım geri çekildim. Kafasını sağa yatırıp sırıtmaya devam etti. Benimle oyun oynuyordu, sürtük.  Kızımı kurtarır kurtarmaz onun hesabını kesme konusunda kararlıydım.

"Biliyor musun hep bir kızım olsun istemiştim. Aras ve bana ait bir kız çocuğu. " derken bakışları Mehir'deydi. Soğuk bakışlarına yansıyan merhamete tanık oldum. Mehir'in saf güzelliği Melek'i bile etkilemişti.

"Buraya gelirken aklımda tek bir düşünce vardı. Aras'ın kızını öldürüp ona ve sana unutamayacağınız bir acı yaşatmak. " Sessizce yutkundum. Konuşmasını bölmeden onu dinlemeye devam ettim. Bu sırada Aras'ın buraya gelip bizi kurtarması için dua ediyordum.

"Bu düşünce uğruna Tuna'yı bile feda ettim. Ona güvenmiyordum, beni saplantı haline getirmişti. Ölmesi çok iyi oldu." Şok üstüne şok yaşıyordum. Tuna'nın ölümüne sebep olan Melek miydi yani? Peki ama nasıl.. Bunu sormayı istiyordum ama bulunduğumuz durum bunun için pek uygun değildi. Sessizliğimi korudum. Belki Melek'i oyalarsam Aras gelirdi ve bizi kurtarırdı. Gerçi gideli çok olmuştu, şimdiye gelmesi lazımdı. Nerede kaldı bu adam yahu?

"Ama Mehir'i görünce onu öldürmek yerine aklıma daha farklı bir plan geldi. Neden onun yerine seni öldürmüyordum ki?" Mehir'i öldürmekten vazgeçmesi beni bir nebze de olsa rahatlamıştı. Mehir bensiz yasayabilirdi. Aras vardı, sonra Eylül, Doğa, Beliz anne, Baran baba.. Kocaman bir aileye sahipti kızım. Öte yandan Mehir yoksa benim için hayatta yoktu. Belki bencilce düşünüyordum ama onsuz olma düşüncesi bile nefesimi keserken gerçekten Mehir'siz kalmak.. Kızımın ölümü yerine, kendi ölümüm daha cazip gelmişti.

Artık Özlemek İstemiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin