Özel Bölüm 2.KISIM "Mardin"

16K 565 52
                                    

Herkese Merhaba,

Uzun bir aradan sonra yeniden birlikteyiz ❤

Mardin bölümünü 2 KISIM olarak yazacağımı söylemiştim. Ama yazılacak kısımlar uzun olduğu için 3 KISIM olarak yazmaya karar verdim. Kısacası extradan bir bölüm daha gelecek. Böylece o bölümde bol Aras-Nefes sahneleri okuyabileceksiniz ^·^

Önceki bölümlerde Eylül~Doruk sahnesi okumak isteyen okurlarım vardı. Bende onları mutlu etmek adına bu bölüme Eylül~Doruk olarak başlamak istedim.

##Mardin kısmı, SEN BENİM NEFESIMSIN hikayesiyle ortak bölümlerden oluştuğu için hala okumayan varsa kardeş hikayemize de göz atmalı bence.##

3.KISIM yakın zamanda gelecektir. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. ❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤

EYLÜL

Doruk ve Burak bulunalı tam tamına birgün olmuştu. Yorgun gözlerle Doruk'un bulunduğu odanın önünde beklerleken enerjisiz kalan vücudum uyku için adeta yalvarıyordu ama uyumuyordum. Doruk uyanana kadar, Burak'tan iyi bir haber alana kadar kimseye uyku falan yoktu.

Dün, konakta Burak ve Doruk'un bulunma haberini aldıktan sonra Doğa bayılmıştı ve hep birlikte apar topar hastaneye gelmiştik. Doğa, korku ve heyecana bağlı olarak düşük tehlikesi geçirmişti. Dengesiz beslendiği de göz önünde bulundurulursa hamileliğe alışmaya çalışan vücudu bu durumlara daha fazla dayanamamış ve kontrolü elden bırakmıştı. Neyse ki küçük Aslanoğlu pes etmemiş, onu canından çok seven annesini bırakmamıştı. Doğa ve bebek şimdi gayet iyiydi. Bu sabah, Nefesle bir olup bebeği görmek için ısrar edince Doğa bizi kıramamıştı. Ultransonla küçük Aslanoğlu'nu görmüş ve kalp atışlarını dinlemiştik. Pirinç tanesi kadar olsa da onu görmek hepimize iyi gelmişti.

Şimdi ise Doğa, Burak'ın başında beklerken Nefes ona bir şeyler almak için kafeteryaya gitmişti. Ben ise boş gözlerle karşımdaki duvarı izliyordum. Doktorların söylediğine göre, Doruk Burak'a oranla daha sağlam kurtulmuştu tutsak kaldığı yerden. Vücudundaki yaraların ve morlukların dışında durumu iyiydi. Doktorlar umutla uyanmasını bekliyorlardı. Burak'ın ise durumu kritikti, vücudundaki yaralar derindi ve iç kanaması vardı. Bu nedenle Burak hala yoğun bakım ünitesinde kalırken Doruk bu sabah özel odaya çıkartılmıştı ama uyandığına emin olunana kadar onu görmemize izin vermemişlerdi. Kendini toparlamadan vücudu mikrop kapmasın diye her türlü tedbiri alıyorlardı. Onlarla beraber tutsak kalan Fatih isimli çocuğa gelecek olursak Aras ve Doğu yetişemeden oracıkta can vermişti. Genç bir hayat, elleri kirli insanlar yüzünden toprağın altına girmişti. Çok acı bir durumdu ama yapacak bir şey yoktu artık. Geride kalanlar için güçlü olmaktan başka çare bırakmamışlardı.

Doktor ve hemşireler Doruk'un bulunduğu özel odaya girerlerken yerimde kıpırdanarak duruşumu dikleştirdim. Koridorun başında Mert ve Ayaz'ı görmemle oturduğum yerden kalkmıştım. Doktor Emin günlük kontrol için gelmişti ama içimde garip bir his vardı. Sanki güzel bir şey olmuştu da onun heyecanını yaşıyor gibiydim.

"Eylül abla, bir şey mi oldu?" diye sordu Mert endişeyle. Hızla başımı iki yana salladım.

"Hayır hayır, endişelenecek bir şey olmadı. Ben sadece.." diyerek cümlemi yarıda bıraktım. Ne diyebilirdim ki? Ben sadece garip hissettim bu yüzden yerimde duramadım mı? Çok saçmaydı.

Doruk'un odasının kapısı açılıp kapatılınca cevap vermek yerine başımı o yöne çevirdim. Hemşire yüzünde hafif bir gülümsemeyle bize yaklaşınca kalbim göğsümü dövecek kadar hızlı atmaya başladı.

Artık Özlemek İstemiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin