Zaman ve Yer: Nefes, Güneş'e hamileyken. Nefes ve Aras'ın villası.
"Mehir, koşma kızım düşeceksin." diye bağırdım çimenlerin arasında hunharca koşan kızıma. Üzerindeki beyaz elbisesini savuran rüzgarla adeta oyun oynuyordu. Kahkahalar atarak etrafında dönünce yüzümde küçük bir tebessüm oluşmuştu.
"Bu kız kime çekti böyle." diyerek başımı iki yana salladım ve kollarımı etrafıma doladım. Hafifçe esen rüzgar kızıl saçlarımın yüzüme çarpmasına neden oluyordu.
"Sana çekmiş. Annesi gibi asi ruhlu." diyerek güçlü kollarını, kollarımın üzerine dolayan adama yandan bir bakış attım.
"Ben mi asiyim? Nerde asilik yaptım aşkolsun kas yığını." diyerek dudak büzdüm. Aras kafasını eğerek hızla beni dudaklarımdan öptü. Öpücüğü aklımı başımdan alırken göğsüme baskı yapan kalbim adeta delirmişti. Yıllar geçmesine rağmen, küçücük bir öpücük yüzünden hala ilk günkü gibi heyecanlanıyordum. Bu aşk değil de neydi?
"Hmm.." dedi Aras düşünür gibi ve gıcık edercesine ekledi. "Hangi asiliğinden başlasam acaba? Gece klübü olayını mı tercih edersin yoksa tedaviye gelen doktora..." Cümlesini tamamlamasına izin vermeden dirseğimi karnına geçirdim.
"Hiçbir şeyi unutma zaten. Uyuz." Aras güldü. Dolgun dudakları beyaz dişlerini ortaya sererken içim adeta huzurla dolmuştu.
"Seninle yaşadığımız hiçbir anı unutmam. Her saniyesi benim için hayatımdan bile değerli, kızıl. Hala anlamayamadın mı?" Sözlerinden sonra büyülenmişcesine Aras'ın mavi-yeşil harelerine baktım. Öyle güzel seviyordu ki beni. Gözleri öyle güzel bakıyordu ki yüzüme. Nefes aldığımız her an yanımda olduğu için teşekkür ediyordum Rabbime.
"Sanırım, bu sözleri duyabilmek için hiçbir zaman anlamayacağım." dedim dolan gözlerimi kırpıştırarak. Aras parmaklarını saçlarımda dolaştırdı.
"O zaman bende, bir öncekinden daha yoğun bir aşkla sana bunları tekrar etmekten yorulmayacağım." Gözlerim gülerken küçük bir damla firar edip yanağıma düştü. Aras, baş parmağıyla damlayı silerek dudaklarını yanağıma bastırdı.
"Ağlamanı sevmiyorum. Mutluluktan olsa bile." Kıkırdadım. Başımı Aras'ın omzuna yaslayarak kokusunu içime çektim. En sevdiğim parfümü, Night Blue teninde hayat bulurcasına yoğun kokuyordu.
Bu aralar olduğumdan daha duygusal bir kadına dönüşmüş, resmen sulu göz olup çıkmıştım. Olur olmadık şeylere sinirleniyor, en küçük olayda ağlıyordum. Bu durumun nedenini az çok tahmin etsem de Aras'a haber vermek için kesinleşmesini beklemiştim. Bu sabah yaptığım testle de istediğim kesinliğe kavuşmuştum. Mehir'den sonra bir bebeğimiz daha olacaktı ve şimdi yalnızca bunu Aras'a söylemek kalmıştı. Birkaç sene önce manyak Tuna beni kaçırıp kendine tutsak ettiğinde Mehir'e hamileydim. Hamilelik haberimi berbat bir anda almış, bununla da kalmayıp Mehir'i kaybetmekle karşı karşıya kalmıştım.
Aras biraz geç kalsa kaybedecektim de. Bunları düşündükçe hala kalbim tuhaf bir acıyla doluyordu. Mehir'im, canım kızım benden koparılsaydı şu an nasıl olurdum düşünmek bile istemiyordum. İlk hamilelik haberini Aras'a söyleyen olamamak da içimde bir burukluk yaratmıştı. Sonuçta daha küçüktüm, anne olacaktım ve bizim ilk bebeğimizdi. Karnımdaki minikle bu burukluğu biraz olsun bastırmayı düşünüyordum."Aras.." dedim başımı omzundan kaldırarak. Dudaklarımı birbirlerine bastırdım ve bakışlarımı kaçırdım.
"Söyle artık güzelim." dedi Aras çenemden tutarak yüzümü yüzüne doğru yaklaşırdı. "Sabahtan beri bir şeyler söylemeye çalışıyorsun ve ben artık merak etmeye başladım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Artık Özlemek İstemiyorum
ChickLitZoraki bir evlilik, masum bir kız, aşka küsmüş bir adam. Aras ve Nefes. Biri kalbinden olmuş biri hayallerinden. Zorla evlenen bu iki insan için aşk yeniden varolabilecek mi? Nefes Karahan ve Aras Taşkıran'ın yollarını birleştiren kaderdi...