DÜZENLENMİŞTİR.
*Bölüm şarkımız Emre Aydın-Sen Gitme*
Başıma giren şiddetli ağrıyla gözlerimi araladım. Gece geç dönünce haliyle öğlene kadar uyumuştum. Çok uyumaktan olsa gerek başım kazan gibiydi. Komodinin üzerinde kendi telefonumu bulamayınca Aras'ın Iphone'una uzandım. Saat 13.00 olmuş iyi mi.
Telefonu bırakacağım sırada mesaj sesi işitince elim havada kaldı. Bıraksam mı bırakmasam mı? İçim içimi yerken telefonun kilidini açıp gelen mesaja baktım. Ne iş çeviriyorsunuz Aras Bey?
Kimden: Doğu
Salona gel kardeşim. Acil.Doğu, salon derken nereyi kasdetmişti acaba? Hem pazar günü işe çağıracak kadar acil ne olabilirdi ki? Odanın kapısı açılınca elimdeki telefonu yastığın altına atıp elimi çektim. Görmedim duymadım bilmiyorum.
Nemli saçlar, burnuma dolan şampuan kokusu ve bir adet çıplak göğüs.. Aras saçlarını karıştırarak dolabın önüne yöneldi. Yeni duş aldığını bu derece belli etmesi sinirlerimi bozuyordu. Onu böyle görünce nefes almayı bile unutuyordum yahu.
Dün gece döndükten sonra Aras'tan uzak durmuş ve hemen uyumuştum. Buna biraz bozulmuş olacak ki tek kelime etmedi. Tamam, yanar döner olmak benim de hoşuma gitmiyordu ama dün evden çıkmadan önceki cesareti kendimde bulamamıştım. Ona yaklaşmak bir yana utançtan kaçıp duruyordum. Aras sessizdi. Hatta beni uyuz etmek için kanepede uyumuştu, öküz. İlgisiz olması hoşuma gitmiyordu. Ama söyleyebileceğim bir şey de yoktu. Biraz zaman diye geçirdim içimden. Cesaretimi toplamak için biraz zamana ihtiyacım vardı. Fevri kararlar alıp sonrasında üzülmemek için biraz daha uzak durmalıydım.Ah, bir de şu kıskançlık meselesi vardı. Aras'ın arabadayken sürekli dillendirdiği kıskançlık meselesi..
İyi ki bi Deniz kız mı erkek mi diye sormuştum yani. Sürekli yüzüme çarpmasına gerek yoktu ki.
Birkaç dakika boyunca gözümü kırpmadan ne giymesi gerektiğini düşünen Aras'ı izledim.
Sadece sırtını görmeme rağmen içim yine sıcacık olmuştu."Çıplak dolaşıp durma üşüteceksin." İnsanın kocası baklava börek olunca etkilenmemek çok zordu. Aras bana yandan bir bakış atıp tekrar dolaba döndü. Eline rasgele bordo bir tişört aldı. O an ne giyeceğini değil de başka bir şey düşündüğü için dolaba baktığını farkettim. Aklını kurcalayan ben miydim yoksa?
"Merak etme güzelim kolay kolay üşütmem ben." Tişörtü kafasından geçirirken aklım yine dün geceye kaymıştı. Yüzümün yandığını hissettim. Tişörtü giyerken gerilen kasları aklımı başımdan alıyordu. Lanet olsun! Gözlerimi ondan ayıramıyordum.
"Dikizlemeyi bırakıp açık açık bakabilirsin." Ha? Duyduklarımın şokuyla gözlerimi kaçırıp kıpırdanmaya başladım. Aras arkasını dönüp vücudunu saran tişörtü aşağıya çekti.
"Be-ben yapmıyordum öyle bir şey. Hem nerden çıktı şimdi bu?" Sağ elimle alnımı ovarken kaçamak bakışlar attım.
‘Tecrübe diyelim." Tecrübe öyle mi? Aras'ın dudakları yukarı kırılırken yataktan fırladığım gibi kapıya yöneldim. Dolabın önünden geçerken şöyle bir tipime bakmıştım da Samara’dan farkım yoktu. Odada bir kuyu olsa kızdan iyi rol keserdim o derece.
Kapının kulpunu kavrayıp boğazımı temizledim."O zaman sizi tecrübelerinizle baş başa bırakayım Aras Bey." Kapıdan çıkıp doğruca banyoya girdim. Aras’ı arkamda bırakarak… Onu kıskanmadığımı söylediğim halde tam tersi bir davranışta bulunmak tam benlikti.
Kısa bir duşun ardından aynanın karşısına geçince kendime sövmeye başladım. Bazen zekâ konusunda zirveleri yaşıyordum bazen böyle yerlerde sürünüyordum işte. Ah Nefes ah! Nasıl unutursun sen kıyafetlerini. Gir şimdi odaya Aras seninle bir güzel dalga geçsin. Süper.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Artık Özlemek İstemiyorum
ChickLitZoraki bir evlilik, masum bir kız, aşka küsmüş bir adam. Aras ve Nefes. Biri kalbinden olmuş biri hayallerinden. Zorla evlenen bu iki insan için aşk yeniden varolabilecek mi? Nefes Karahan ve Aras Taşkıran'ın yollarını birleştiren kaderdi...